Subaortik yerleşimli anevrizmalarının çoğu MAİVF olarak adlandırılan, aort ve mitral kapak arasındaki fibröz yapılı ve diğer bölgelere göre daha avasküler olan bölgeden kaynaklanır. Mitral aortik intervalvüler fibroza psödoanevrizması etyolojisinde; göğüs travması, geçirilmiş kalp cerrahisi, enfektif endokardit ve transmural miyokard enfarktüsü sık olarak gözlenir.[2]
Özellikle biküspit aort kapağı olan hastalarda MAİVF daha güçsüz yapıda olup subaortik psödoanevrizma gelişme olasılığı daha yüksektir. Bu hastalarda aort yetmezliğine bağlı yetmezlik jet akımının bu olaya katkısı olduğu düşünülmektedir.[3]
Olgumuz, çocukluk döneminde biküspit aort kapak darlığı nedeniyle ameliyat edilmiş olması, herhangi bir enfektif endokardit öyküsü olmaması ve aortik kök genişletmesi ile psödoanevrizma tamirinin tek yama kullanılarak sağlanması ve nadir görülmesi nedeniyle sunuldu.
Bu olgu sunumunda aort kapak replasmanının çok nadir bir komplikasyonu olan MAİVF psödoanevrizmasının aort kapak replasmanı sonrası uzun dönemde gelişen dirençli kalp yetmezliğinin cerrahi tedavisi tartışıldı.
Ameliyatta re-median sternotomi ile aorta sağ atriyal kanülasyon yapıldı. Kardiyopulmoner baypasa (KPB) geçildi ve orta dereceli hipotermi sağlandı. Aortun kros klemplenmesinin ardından antegrad kan kardiyoplejisi kullanılarak diyastolik arrest sağlandı. Çıkan aorta koroner olmayan yaprakçığa uzanan vertikal insizyon yapıldı. Sinüs valsalvalarda herhangi bir anevrizma görünümü yoktu. Hasara uğramış biyolojik aort kapak çıkarıldı. Subvalvüler alanda aortik-mitral fibröz perdenin rüptürü sonrası gelişmiş olan psödoanevrizma kesesi görüldü. 15x10 mm büyüklüğündeki defektin çıkan aortun sağ arka dış yüzü boyunca sol atriyum ile komşuluk halinde 50x30 mm büyüklüğünde psödoanevrizma kesesine açıldığı görüldü (Şekil 2). Aortik anulus ölçümünde 19 no protez kapağın anulusa yerleştirilemeyeceğine karar verildi. Aortotomi insizyonu non-koroner kommissürü geçip defekti içine alacak şekilde uzatıldı. Defektin alt sınırını mitral kapak ön yaprakçığı oluşturmaktaydı. Psödoanevrizma kesesi açılarak içi boşaltıldı ve debrislerden temizlendi. Kollajen kaplı Dakron yama ile (Hemashild) aortik valvüler ve subvalvüler bölge genişletilerek onarıldı (Şekil 3). Onarımın ardından 21 no iki yapraklı mekanik aort kapağı (St Jude Medical, Inc, Hemodynamic Plus, St Paul, Minn) plejit destekli tek tek dikişlerle genişletilen anulusa implante edildi. Aortotomi insizyonunun primer kapatılmasının ardından sorunsuz şekilde KPB’dan çıkıldı. Ameliyat sonrası sorunsuz bir iyileşme döneminin ardından hasta altıncı günde taburcu edildi. Hastanın halen rutin EKO takipleri yapılmaktadır, kapak fonksiyonları olağandır ve altı aylık süre içerisinde herhangi bir subvalvüler anevrizma gözlenmedi.
Mitral aortik intervalvüler fibroza psödoanevrizmaları; büyüklüklerine göre klinik belirti vermeden sadece rutin EKO kontrolü sırasında tespit edilebilirken; olgumuzda olduğu gibi ameliyat sonrası geç dönemde karşılaşılabilen dirençli kalp yetmezliğinin nadir nedeni olabilir. Özellikle başarılı enfektif endokardit onarımı sonrası geç dönem komplikasyonu olarak karşılaşılan ve sonrasında herhangi bir cerrahi girişim uygulanmayıp uzun süre asemptomatik olarak takip edilen olgular bildirilmiştir.[4,5] Ancak bu bölgede gelişen psödoanevrizmalara bağlı komplikasyonlar; basıya bağlı olarak koroner arter, pulmoner arter ya da mitral ön yaprakçık ile ilgili sorunlar, sol atriyum ya da aorta fistülizasyon, perikarda rüptür ve anevrizma kesesinde oluşan pıhtının embolizasyonu olarak karşımıza çıkabilmektedir. Takip edildiği dönemde rüptür, kalp yetmezliği, sepsis ve serebrovasküler nedenlerle kaybedilen olgular bulunmakla birlikte sağ kalan ve halen takip edilen olgular da bildirilmiştir.[6,7]
Bu tip olgularda ayırıcı tanıda; aort ring apsesi, sinüs valsalva anevrizma rüptürü, aort darlık ve yetmezliğinin değerlendirmesi gerekir. Bizim olgumuz da sinüs valsalva anevrizması ön tanısı ile değerlendirildi ve kesin tanı BT ile konuldu.
Biküspit aort kapağı olan olgularda MAİVF’nin güçsüzlüğü nedeniyle bu bölgede psödoanevrizma gelişimine bir yatkınlık vardır.[8] Hastamıza biküspit aort kapağı ve aort darlığı tanısı konduktan sonra iki kez de balon anjiyoplastisi yapıldı. Daha sonraki takiplerinde hastaya biyolojik aort kapak replasmanı uygulandı. Doğal yapısından ötürü psödoanevrizmaya yatkınlığı olduğu savunulan bu bölge; birkaç kez mekanik olarak travmatize edildi. Ayrıca endokardit, ameliyat sonrası görülen psödoanevrizmanın en önemli nedenlerinden biri olsa da bizim olgumuzda öykü ve incelemelerde bu yönde bir bulguya rastlanmadı.
Aort kapak replasmanı sonrası gelişen MAİVF psödoanevrizmalarında protez kapak fonksiyonları normal ise girişimsel olarak perkütan kapatma düşünülebilir.[2] Ancak olgumuzda ameliyat öncesi EKO’da protez kapakta yetmezlik ve gradiyent varlığı tespit edilince cerrahi yöntemle tamir edildi.
Cerrahi onarım amacıyla kullandığımız bu tekniğin; aortik kökün genişletilmesini sağlaması, psödanevrizma lümeni ile aortik akımın tamamen ayrılması ve patolojinin tekrarlamayacak şekilde onarımının sağlanabilmesi nedeniyle tercih edilebileceğini düşünüyoruz. Ayrıca nadir gelişen ve ölümcül olabilen bu komplikasyonun tanınması onarım sonrası geç dönemde görülen dirençli ve cerrahi tedavisi mümkün kalp yetmezliğinin tedavisini sağlamaktadır.
Bu riskli hasta grubunu çeşitli nedenlerle izleyen yazarlar bulunmasına karşın biz geciktirilmeden cerrahi tedaviye yönlendirilmesinin hayati önemi olduğunu düşünmekteyiz.
Çıkar çakışması beyanı
Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması
aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını
beyan etmişlerdir.
Finansman
Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde
herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.
1) Waldhausen JA, Petry EL, Kurlander GJ. Successful repair of
subvalvular annular aneurysm of the left ventricle. N Engl J
Med 1966;275:984-7.
2) Yeo TC, Malouf JF, Oh JK, Seward JB. Clinical profile and
outcome in 52 patients with cardiac pseudoaneurysm. Ann
Intern Med 1998;128:299-305.
3) Vanelli P, Carro C, Scrofani R, Turiel M, Antona C, Beretta L. Subannular left ventricular aneurysm in a patient
with bicuspid aortic valve stenosis. Ital Heart J 2002;3:608-10.
4) Yokoyama Y, Tamaki S, Kato N, Yokote J, Mutsuga M.
Pseudoaneurysm from the mitral-aortic intervalvular fibrosa
following endocarditis. Jpn J Thorac Cardiovasc Surg
2003;51:374-7.
5) Kahveci G, Keleş N, Bayrak F, Mutlu B. Pseudoaneurysm
of the mitral-aortic intervalvular fibrosa after aortic valve
replacement. Turk Kardiyol Dern Ars 2008;36:499.
6) Xie M, Li Y, Cheng TO, Wang X, Lu Q, He L, Fu M. Pseudoaneurysm of the mitral-aortic intervalvular fibrosa.
Int J Cardiol 2013;166:2-7.