C'ONCLUSION: LV free wall rupture is seen more frequently uncomplicated anterior AMİ and the cause of death is RA. We think that cause of RA is electromechanical dissociation. Risk fac tors, clinical and laboratory fîndings are not significant predictors for rupture before death.
AMİ tanısı, en az yarım saat süren, nitritlere cevap vermeyen göğüs ağrısı ile EKG'de en az iki derivas yonda 2 mm ve üzerinde ST segment yükselmesi gös teren, kreatinin fosfokinaz enziminin miyokardial bandının 1.5 kat ve üzerinde yükselmesi ile konuldu. Bütün hastalar koroner bakım ünitesine geldiklerin- den itibaren monitörize edildi. Tüm hastaların sistolik ve diyastolik kan basınçları ile nahız sayıları ölüm gerçekleşinceye kadar sık aralıklarla kaydedildi. Hastaların klinik izIemi deneyimli doktor ve hemşire ler tarafından yapıldı. Değişiklikler anında kaydedil- di. Ölüm sonrası patolojik incelemeleri patoloji bö- lümü tarafından yapıldı. Patolojik-anatomik olarak sol ventrikül ve sağ ventrikül duvar kalınlıkları öl- çümleri (en kalın bölgeden), koroner arterlerin du- rumları, eski ve yeni infarktüs ve lokalizasyonları ve rüptür yerleri saptandı.
EKG'de GrupA'daki 6 hastada anterior yerleşimli (%66.6) ve l hastada (% 11.1) da hem anterior hem de inferior yerleşimli AMİ bulgular vardı. Grup B'deki 4 hastada(%57.1) inferior yerleşimli, l hastada (%14.2) hem inferior hem de anterior yerleşimli, l hastada (%14.2) ise sol dal bloğu olduğu için MKG'lik olarak intarkt lokalizasyonu saptanamadı. Her iki gruptaki tüm hastaların EKCJ ile palolojik-anatomik infarkt lokali/asyonları uyumlu idi. Patolojik incelemede (inip A'daki hastaların beyin, akciğer ve damarların da solunum durmasına neden olabilecek herhangi bir patoloji yoktıı (Tablo 3).
Grup A'daki tüm hastaların infarktüs lokalizasyo nu ile rüptür yeri uyumlu idi. tüm rüptür olgularının perikardial boşluğunda bol mikarda pıhtılaşmış kan mevcuttu, Grup A'daki hastalarda (%0) patolojik - anatomik olarak eski geçirilmiş miyokard infarktüsü bulgusu yoktu, Grup B'deki 3 hastada (%42.6) eski geçirilmiş miyokard infarktüsü bulguları vardı. Grup A'daki tüm hastalarda circumflex arterde tıkayıcı trombüs veya daraltıcı aterom plağı vardı, diğer ar- terlerin durumları değişkendi. Grup A'da patolojik- anatomik sol ventrikül duvar kalınlığı ortalama 1.87 ± 0.2 (1.5-2.2), sağ ventrikül duvar kalınlığı ortalama 0.64 ± 0.1 cm (0.5-0.8) ve Grup B'de stil ventrikül du- var kalınlığı ortalama 1.96 ± 0.1 cm (1.8-2.2), sağ ven- trikül duvar kalınlığı ortalama 0.6 ± 0.1 cm (0.4-0.9) idi (Tablo 4).
LV serbest duvar rüptürü yaşlılarda, kadınlarda, ilk Mİ'lerini geçirenlerde, midventriküler ya da lateral transmural Mİ'lerde daha fazla görülür.[1] Biz yaş ve cinsiyet açısından iki grup arasında anlamlı fark sap tamadık. Bu durum vaka sayımızın azlığından kay naklanabilir. LV serbest duvar rüptürünün haberci semptomları yoktur. Fakat AMT'den sonra hipertan siyon gelişen hastalarda daha sık olduğu bildirilmiş- tir. Bir başka çalışmada sistemik hipertansiyondan ziyade sol venlrikül içi basıncının yüksek olmasının daha önemli olduğu belirtilmiştir.[8] Biz vakalarırmzın koroner bakım ünitesine ilk geldiklerinde ölçülen sis- tolik ve diastolik kanbasmcı ortalamaları arasında anlamlı fark saptamadık.
Grup B'deki olgularımızın 6'sında (%85.7) koroner bakım ünitesine geldiklerinde yapılan ilk fizik mua yenelerinde Killip sınıflaması esas alındığında kalp yetmezliği bulguları mevcutken, Grup A'daki olgula rımızın hiçbirinde kalp yetmezliği bulgusu yoktu (P=0.0008).Grup B'deki vakalarımızda sigara içme ve preinfarktüs angina öyküsü istatistiksel olarak anlam lı kabul edilebilir (P 0.0.54-0.054). Ne var ki vaka sayı mız azdır. Grup A'daki tüm olgular ilk Mİ'lerini ge- çirmelerine karşılık Grup B 'deki 3 hastada eski geçiril- miş MI bulguları vardı (P=0.062). Bu bulgular litera türle uyumluluk göstermekledir.
Trombolitik tedavinin LV serbest duvar rüptüıü üzerine etkisi hala tartışmalıdır [5] Yusuf ve arka daşları(9) yaptıkları bir çalışmada rüptür insidansını trombolitik tedavi alan ve almayan gruplar, arasında benzer olarak bulmuşlardır. Hanon ve arkadaşları [10] rüptür riskinin trombolitik tedavi zamanı ile direkt ilişkili olduğunu göstermişlerdir. Bir başka çalışmada ise LV serbest duvar rüptürünün trombolilik tedavi alan hastalarda daha az görüldüğü ortaya konulmuş- tur[5].
1) Batts KP, Ackerman DM, Edvards WD: Postinfartion
rupture of the left ventricular free wall. Clinicopat-
hologic correlates in 100 conosecutive autopsy cases
Hum Pathol, 1990. 21:530-5.
2) Bates RJ, Beutler S, Resnekov L, Anagnostopoulos CE.
Cardiac Rupture challange in diagnosis and and
managment. Am J Cardiol, 1977. 40:429-437.
3) O'Rourke MF: Subacute heart rupture following
myocarıdial infarction. Cilinical Features of a Correc-
tableCondition Lancet, 1973. II: 124-6.
4) Reddy SG, Roberts WC: Frecuency of rupture of the-
left ventricular free wall or ventricular septum among
necropsy cases of fatal acute myocardial infarction
since introduction of coronary care units Am J Car-
diol,1989. 63: 906-911.
5) Pollak H, Nobis H, Mlczoch J: Frequency of left ven-
tricular free Wall rupture complicating acute myocar
dial infartion since the advent of thrombolysis. Am J
Cardiol, 1994. 74:184-186.
6) Shirani J, Berezowski K, Roberts WC: Out-of-hospital
sudden death from left ventricular free wall rupture
during acute myocardial infarction as the first and
only manifestation of atherosclerotic coronary artery
disease. Am J carrdiol, 1994. 73:88-92.
7) Torp-Pedersen C, Hansen FS, Pedersen A: Reletion of
leftventricıılar free wall rupture in acutemyocardial
infartion to forced immobilization. Am J Cardiol,
1988. 61: 910-912,
8) Kadri MA, Kakadellis J, Campbell CS; Survival after
post infarctioıı cardiac rupture in severe aortic valve
stenosis. Eur Heart J, 1994.15:140-142.