Bu yazıda, ASD’si Amplatzer 32 mm septal okluder cihazı ile kapatılan ancak işlem sonrası okluder cihazı sağ atriyuma yer değiştiren ve okluder cihazı ameliyat ile çıkarıldıktan sonra defekt onarımı yapılan bir olgu sunuldu.
Ameliyat odasına alınan hastanın hemodinamik verilerinde sistemik arter basıncı 120/60 mmHg, kalp hızı 110 atım/dk. aritmik, SpO2 %97 idi. İzleminde atriyal fibrilasyon saptandı. Hastaya invaziv arter izlemi sonrası anestezi indüksiyonuna başlandı. Midazolam 0.1 mg/kg, tiyopental 4 mg/kg, fentanil 2 μ/kg ve rokuronyum 0.6 mg/kg uygulanarak entübasyon gerçekleştirildi. Median sternotomiyi takiben standart aortik ve bikaval kanülasyonu sonrası KPB’ye geçildi. Hasta orta derecede hipotermi sağlanana kadar soğutuldu ve membranöz oksijenatör kullanıldı. Kros klemp uygulamasını takiben antegrad soğuk kristaloid kardiyopleji kullanıldı. Kardiyopulmoner baypas sonrası atriyotomi yapıldı, ASD kapatmak için yerleştirilen cihaz sağ atriyumda görüldü ve penset ile alınarak çıkartıldı (Şekil 1, 2). Atriyal septal defekt perikardiyal greft ile onarıldı. Aortik kros klemp kaldırıldıktan sonra oksijen ile ventilasyon uygulanarak boşluklardaki havanın çıkarılmasına yardımcı olundu. Normotermi sağlanıp, yeterli hemodinamik veriler elde edildikten sonra ekstrakorporeal dolaşım sonlandırıldı. Aortik kros klemp süresi 60 dk, baypas süresi 85 dk sürdü. Baypas süresince iki ünite eritrosit süspansiyonu, bir ünite taze donmuş plazma kullanıldı. Hasta iki gün yoğun bakımda, üç gün de serviste izlenerek komplikasyonsuz olarak taburcu edildi.
Şekil 1: Sağ atriyotomi sonrası atriyal septal defekt okluder cihazının görünüşü.
Şekil 2: Atriyal septal defekt okluder cihazının penset ile sağ atriyumdan alınışı.
Cihaz yerleştirilen hastaların hepsine yakın izlem uygulanması ile acil cerrahi girişim için zaman kaybı önlenebilecektir. Olgumuzdaki gibi atriyuma olan embolizasyonda atriyal aritmiler oluşabilir. Fernando ve ark.[6] yaptıkları bir çalışmada okluder cihazının implantasyonundan bir gün sonra sağ ventriküle yer değiştirme ve ventriküler aritmiler bildirilmişlerdir. Bu gözlemler hastaların implantasyon sonrası erken dönemde izlenmesini ve aritmisi olan hastalarda cihazın yerinin ekokardiyografi ile kontrol edilmesi gerektiğini düşündürmektedir.
Sonuç olarak, küçük ve orta büyüklükteki ASD olgularında perkütanöz endovasküler girişim oldukça güvenli ve efektif bir yöntemdir. Büyük defektlerde perkütan yöntemden kaçınılmalıdır. Perkütanöz girişim sonrasında ciddi komplikasyon gelişen olgularda erken ve doğru cerrahi yaklaşım hayat kurtarıcı olabilmektedir.
Çıkar çakışması beyanı
Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması
aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını
beyan etmişlerdir.
Finansman
Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde
herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.