Bu yazıda uzun süre asemptomatik kalan çoklu organ herniyasyonunun eşlik ettiği hipoplazik akciğer ile birlikte gebelikte strangülasyon sonucu özofagus ve mide perforasyonu gelişen bir hasta sunuldu.
Hastanın kliniğimize kabulü sırasında ölçülen biyokimya değerleri Na: 172.23 mmol/dL, K: 3.0 meq/dL, WBC: 22450, Hb: 14.83 mg/dL, kan gazı değerleri pH: 7.357, PaO2: 60.8 mmHg, O2: 48 mmHg, SaO2: %90.8, HCO3 act: 18.4 mmol/L olarak tespit edildi. Hasta tespit edilen hipernatremik elektrolit bozukluğuna uygun sıvı replasmanı başlanarak ameliyathaneye alındı. Hastaya kadın doğum kliniği tarafından acil sezeryan uygulandı. Aynı seansta hasta çevrilerek sol torakotomi yapıldı. Torakotomide akciğer grafisinde kist hidatik olarak yorumlanan lezyonun mide olduğu, midenin de strangüle olarak kardiya seviyesinden rüptüre olduğu görüldü. Toraks boşluğunda mide ile birlikte kolon, ince bağırsak, omentum, pankreas, dalak ve duedonumun da herniye olduğu tespit edildi (Şekil 1, 2). Bu kadar çoklu organın herniyasyonuna bağlı sol akciğerin hipoplazik olduğu tespit edildi. Akciğer mekanik ventilatörde yüksek basınç ile şişirilerek atelektazik alan olup olmadığına bakıldı. Akciğerde atelektazi olmadığı var olan bütün akciğer dokusunun havalandığı ancak çoklu organ hernisi nedeni ile akciğerin normal olması gereken büyümesini tamamlayamadığı düşünüldü. Diyafragmadaki açıklığın çapı yaklaşık 4-4.5 cm idi. Klasik olarak Morgagni hernisinin subkostasternal yerleşimine uygundu. Hiatus ile ilişkisi yoktu. Diyafragmadaki açıklığın çapının herniye olan organlardan daha küçük olması da herninin doğuştan olduğunun bir göstergesidir. Ayrıca hasta travma açısından da dikkatlice sorgulandı ve travma öyküsüne rastlanmadı. Diyafragmadaki açıklık genişletildi. Mide perforasyonu genel cerrahi tarafından onarıldıktan sonra batın organları batına yerleştirildi. Diyafragmadaki açıklık Teflon greft ile onarıldı. Torakotomi kapatıldıktan sonra genel cerrahi tarafından aynı seansta hastaya göbek üstü mini laparatomi uygulanarak batın içi kontrol edildi ve organlar normal pozisyonuna alındı. Hasta ameliyat sonrası dönemde mekanik ventilasyon sonlandırılmadan yoğun bakıma alındı. Mekanik ventilatörde basınç senkronize aralıklı zorunlu ventilasyon modunda kan gazı sonuçlarına göre maksimum tepe inspiratuar basınç (PIP): 20 cmH2O, ekspirasyon sonu pozitif basınç (PEEP): 4 cmH2O olacak şekilde arteriyel kan gazı değerlerine göre mekanik ventilasyon ayarları yapıldı. Kan gazı takibinde pH: 7.44, PaCO2: 44 cmH2O, PaO2: 110 cmH2O, SpO2: %96 olarak tespit edildi. Na: 150 mmol/dL kalp hızı 140 atım/dk olarak devam etti.
Şekil 1: Pankreasın toraks içerisine herniye olduğu izlenmektedir.
Şekil 2: Torakotomi sonrasında basınç nedeniyle mide ve dalağın toraks dışına çıkışı.
Takibinde özofagus alt uçta da rüptür görüldü. Tekrar ameliyat edilerek perforasyon onarıldı. İlerleyen dönemde fistülün devam etmesi üzerine hastaya dış merkezde özofagus alt uca stent implante edildi.
Hastada bu kadar çoklu organ hernisi ve hipoplazik akciğer olmasına rağmen hastanın daha önce hastaneye başvurmasını gerektirecek ölçüde solunumsal ya da intestinal bir yakınması olmaması dikkat çekici idi. Hastanın daha önce hiç akciğer grafisi çektirmediği öğrenildi.
Sonuç olarak, diyafragma hernilerinde çoklu organ hernisi olup akciğerde hipoplaziye neden olsa da prognozu etkileyen ek bir sorun olmadığı müddetçe hastalık latent kalabilir. Ek patoloji ile birlikte ortaya çıktığında ise hayatı tehdit eden klinik oluşturabilir. Bu nedenle dikkatli bir muayene ve detaylı öykü klinisyene ileri derecede yardımcı olacaktır. Ayrıca rutin gebelik takiplerinde nefes darlığı ya da intestinal şikayetler sorgulanmalı, lüzumu halinde ultrasonografik olarak pelvik bölge taranır iken batın ve toraks da taranmalıdır.
Çıkar çakışması beyanı
Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması
aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını
beyan etmişlerdir.
Finansman
Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde
herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.
1) Stege G, Fenton A, Jaffray B. Nihilism in the 1990s: the
true mortality of congenital diaphragmatic hernia. Pediatrics
2003;112:532-5.
2) Williams M, Appelboam R, McQuillan P. Presentation of
diaphragmatic herniae during pregnancy and labour. Int J
Obstet Anesth 2003;12:130-4.
3) Fein JA, Loiselle J, Eberlein S, Wiley JF, Bell LM.
Diaphragmatic hernia masquerading as pneumothorax in
two toddlers. Ann Emerg Med 1993;22:1221-4.
4) Mullins ME, Stein J, Saini SS, Mueller PR. Prevalence of
incidental Bochdalek’s hernia in a large adult population.
AJR Am J Roentgenol 2001;177:363-6.
5) Kinoshita F, Ishiyama M, Honda S, Matsuzako M,
Oikado K, Kinoshita T, et al. Late-presenting posterior
transdiaphragmatic (Bochdalek) hernia in adults: prevalence
and MDCT characteristics. J Thorac Imaging 2009;24:17-22.
6) Losanoff JE, Sauter ER. Congenital posterolateral
diaphragmatic hernia in an adult. Hernia 2004;8:83-5.
7) Campbell DN, Lilly JR. The clinical spectrum of right
Bochdalek's hernia. Arch Surg 1982;117:341-44.
8) Öğünç G, Yıldız S. A strangulated Bochdalek’s hernia with
perforation of stomach in an adult patient. Marmara Medical
Journal 1998;11:168-70.
9) Radin DR, Ray MJ, Halls JM. Strangulated diaphragmatic
hernia with pneumothorax due to colopleural fistula. AJR
Am J Roentgenol 1986;146:321-2.
10) Payne JH Jr, Yellin AE. Traumatic diaphragmatic hernia.
Arch Surg 1982;117:18-24.