Hastanın damarsal anatomisi, cerrahın deneyimi ve malzeme kalitesi komplikasyon gelişmesini belirlemektedir bu yüzden kateter takılırken doğru bölgenin seçilmesi, komplikasyonların tanınması ve gerekli müdahalenin yapılması çok önemlidir.[2] Kronik böbrek yetmezliği hastalarında da AVF, greftli AVF ve SVK girişimi sonrasında çeşitli komplikasyonlar ortaya çıkabilmektedir. Yaşamı tehdit eden komplikasyonlar SVK uygulanan hastalarda daha sık görülmektedir. Bu yazıda KBY olan bir hastada sağ subklaviyen venden (SV) kalıcı- tünelli hemodiyaliz kateteri takılması sonrasında sağ juguler ven ile brakiyosefalik venin birleşim yerinden rüptür olan bir olgu sunuldu.
Şekil 2: Arka mediastenden bulunan kateter ucunun bilgisayarlı tomografi görüntüsü.
Toraks BT’de ise arka mediastende milimetrik serbest hava, perikardda 8 mm’lik sıvı ve sağ toraksta 2.5 cm kalınlığında efüzyon saptandı. Bunun üzerine ameliyathane şartları altında kateter çekildi. Yerine sol femoral venden geçici hemodiyaliz kateteri takıldı ve hastaya bir gece yoğun bakım ünitesinde hemodinami takibi yapıldı. Kontrol telegrafiler çekildi. Ertesi gün tekrarlanan toraks BT ile önceki BT kıyaslandığında anlamlı fark bulunmadı. Hemogram takiplerinde kanamayı düşündürecek düşüş saptanmadı. Kateter çekimi sonrası her iki üst ekstremiteye yönelik yapılan venöz Doppler US sonucunda hastada özellikle İJV’lerde parsiyel/total multipl trombozlar tespit edildi.
Kronik böbrek yetmezliği hastalarında AVF, greftli AVF ve SVK girişimi sonrasında çeşitli komplikasyonlar ortaya çıkabilmektedir. Bu komplikasyonlar her bir damar giriş yolu için bir takım sınırlandırmalar oluşturmakla birlikte yaşamı tehdit eden komplikasyonlar SVK uygulanan hastalarda daha sık görülmektedir.[3]
Santral venöz kateterizasyon sırasında erken ve geç dönemde çeşitli komplikasyonlar görülmektedir. Erken dönemde görülen komplikasyonlar; arter ponksiyonu, pnömotoraks, hemotoraks, aritmi, perikard tamponadı, hava embolisi, komşu sinir yaralanması, kılavuz telin damar içinde kalması, aort yaralanması, kateter kopması, ven veya atriyum perforasyonudur.[4] Uzun dönemde ise kateterin uygulama yerine ve kalış süresine bağlı olarak AVF, arteriyel ve venöz anevrizma, venöz tromboz ve çeşitli enfeksiyonlar görülebilir. Kateter fragmanlarının embolizasyonu nadir ve ciddi bir komplikasyondur, insidansı %0.1-1 olarak bildirilmiştir.[5,6]
Kateter takılmasında en sık İJV, sonrasında femoral ve subklaviyen ven kullanılmaktadır. Subklaviyen ven girişimi sonrası oluşabilen komplikasyonlar; atriyal aritmi, ventriküler aritmi, subklaviyen arter ponksyonu, hemotoraks, pnömotoraks, perikard rüptürü, perikard tamponadıdır. İnternal juguler ven girişimi sonrası görülen komplikasyonlar; arter ponksiyonu, ciddi aritmi, hava embolisi, perikard tamponadı, hematom, sinir travması, vena kava süperiyor perforasyonu ve atriyum perforasyonudur.[7]
Femoral ven kateterizasyonuna bağlı komplikasyon sonrası mortalite ve morbidite daha düşük olmakla birlikte perforasyon ve hematom sıklıkla karşılaşılan komplikasyonlardır.[8,9] Girişim esnasında klavuz tel damar içinde 180 derece dönebilir veya karşı juguler vene, innominat vene, karşı taraf subklaviyen vene, atriyuma hatta internal mammarian vene, azigos vene, süperiyor kostal venlere ve interkostal venlere yönelebilir.[10] Katetere bağlı kalbin serbest duvarının perforasyonu sonrası sıklıkla 1. ve 7. günler arasında gelişen kalp tamponadı sonrasında %66 oranında mortalite görüldüğü bildirilmiştir.[11] Brakiyosefalik ven perforasyonu çok nadir görülen bir komplikasyondur. Şimdiye kadar literatürde altı olgu bildirilmiştir.[7] Bunlardan ikisinde göğüs travmasına bağlı, birinde idiyopatik, diğer üçünde ise kateterizasyon sonrası perforasyon bildirilmiştir Bu hastalarda en sık saptanan semptom göğüs ağrısı idi. Çekilen tomografilerde bütün hastalarda ön mediastende hematom saptanmış, mediasten içi hematom çapı 7 cm’yi geçen ve artış gösteren iki hastaya cerrahi uygulanmış, diğer hastaların hematomları ise girişimde bulunulmadan takip edilmiştir.[4]
Sonuç olarak, damarsal sorunu olan yaşlı KBY hastalarında kateterizasyon sırasında trombozlara, striktürlere veya damar duvarının esnekliğinin azalmasına bağlı perforasyon-rüptür daha kolay gelişmektedir. Takılan kateterlerin yerleri arka ön akciğer grafisi ile mutlaka kontrol edilmelidir. Kanın kateterden rahat aspire edilmesi, vasküler perforasyonun dışlanması için her zaman yeterli değildir. Sağ İJV ile sağ SV birleşiminden sonra innominat ven ile beraber düz bir santral venöz yol oluşturur bu nedenle sağ İJV’deki kateterlerde, pozisyon ile ilgili sorunlar daha nadirdir.[12]
Kronik böbrek yetmezliği hastalarına gerek kateter takılması sırasında çok sayıda ponksiyon denemesi yapılması gerekse de daha önceden birçok kez kateter takılma öyküsü olması nedeniyle venöz tromboz ve striktür oranı yüksek olabilmektedir. Gerek hastaların hemodiyaliz ihtiyacının ivediliği, gerekse radyoloji Doppler US hekimlerinin ağır iş yükü gerekse de kalp damar cerrahlarının yoğun iş temposu nedeniyle bu tür hastalara girişim öncesi yeterli venöz inceleme yapılamamaktadır. Bunun sonucunda da genellikle venöz tromboz/striktür ancak girişim sırasında fark edilmektedir. Bu da işlem süresinin uzamasına, birden fazla girişim yerinin denenmesine, başarısızla sonuçlanan girişimlere veya komplikasyon gelişmesine neden olabilmektedir. Bu yüzden elektif olgularda girişim öncesi mutlaka venöz görüntüleme (Doppler US, Venografi) yapılması gerekmektedir. Acil diyaliz ihtiyacı olanlar dışındaki KBY hastalarında yüksek mortalite ve morbidite nedeniyle santral venöz kateter seçeneği en son düşünülmelidir.
Ayrıca kliniğimizde uyguladığımız gibi İJV, SV hatta femoral venin US altında görüntülenerek girişimin ameliyathane koşulları altında yapılmasının komplikasyon oranını düşürdüğüne inanmaktayız. Oluşabilecek komplikasyonların da ivedilikle tespit edilip tedavi edilmesinin mortalite ve morbiditeyi düşürdüğü kanısındayız. Bu yüzden erken dönemde radyolojik görüntüleme mutlaka yapılmalıdır. Ayrıca cerrahın US kullanma alışkanlığı ve deneyiminin artmasının önemli olduğunu düşünmekteyiz.
Çıkar çakışması beyanı
Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması
aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını
beyan etmişlerdir.
Finansman
Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde
herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.
1) Serdendeçti K, Süleymanlar G, Altıparmak MR, Seyahi N.
Türkiyede Nefroloji-Diyaliz ve Transplantasyon. İstanbul:
Türk Nefroloji Derneği; 2008.
2) Batra RK, Guleria S, Mandal S. Unusual complication of
internal jugular vein cannulation. Indian J Chest Dis Allied
Sci 2002;44:137-9.
3) Tordoir J, Canaud B, Haage P, Konner K, Basci A, Fouque
D, et al. European best practice guidelines on haemodialysis
(EBPG) on vascular access. Nephrol Dial Transplant 2007;22
(Suppl 2):88-117.
4) Doğan N, Becit N, Kızılkaya M, Ünlü Y. Santral venöz
kanülasyonuna bağlı nadir bir komplikasyon. Turk Gogus
Kalp Dama 2004;12:135-7.
5) Kapısız NS, Kapısız HF, Doğan OV, Kocakavak C, Yücel
E. Santral venöz kateter embolizasyonu: Olgu sunumu. Turk
Gogus Kalp Dama 2003;11:54-6.
6) Arslan C, Deşer SB, Kılıç Z, Hatemi AC, Sayılgan C,
Tüzün H. İnnominat arter ve sol brakiyosefalik ven arasında
iyatrojenik fistülün cerrahi onarımı: Olgu sunumu. Damar
Cerrahisi Dergisi 2013;22:248-51.
7) Zeki A, Aziz B, Meltem G, Serhat K, Emel T, Filiz T, et al.
Santral venöz kateterizasyona bağlı sol brakiyosefalik ven
perforasyonu. Turk Neph Dial Transpl 2010;19:130-3.
8) Raja RM, Fernandes M, Kramer MS, Barber K, Rosenbaum
JL. Comparison of subclavian vein with femoral vein
catheterization for hemodialysis. Am J Kidney Dis
1983;2:474-6.
9) Danış R, Özmen Ş, Akın D, Yazanel O. Hemodiyaliz
kateterlerin komplikasyonları ve genel yaklaşım. Turkiye
Klinikleri J Med Sci 2007;27:701-10.
10) Paoletti F, Ripani U, Antonelli M, Nicoletta G. Central venous
catheters. Observations on technique and its complications.
Minerva Anestesiol 2005;71:555-60.