Değerlendirmede SE görüntülerde myokard duvarı, kardiak kompartmanlar, perikardial dokular değerlendirildi. Sine görüntülerde myokardın global olarak senkronize kasılıp kasılmadığı incelendi.
Aynı olguların sine görüntülerinde enfarkt bölgesinde akinetik fokal bir alan izlendi (Resim 2).
Her iki olguda da akinetik myokardial alanlar anjiografilerindeki oklüde koroner arter sulama alanları ve EKGde anormal dalgaların işaret ettikleri myokardial hasarlı alanlar ile aynıydı. Diğer olgunun SE standart görüntülerinde ise sol ventrikül duvarında, geniş tabanlı sakküler anevrizmatik dilatasyon izlendi (Resim 3).
T1 ağırlıklı SE görüntülerde anevrizmanın içinde yavaş akım trombüs ayrımı yapılamayan hiperintensitenin, sine görüntülerde trombüse ait olduğu ayırt edildi. Yine sine görüntülerde tromboze anevrizma duvarının incelmiş olduğu ve normal myokardial dokuya göre paradoksal olarak kasılması dikkati çektir.
Myokard enfarktı sonrası erken döemde myokardial boyut değişikliğinin tespit edilmesi güç olup, SE rutin tetkiklerde fokal duvar incelmesi beklenir. Anevrizma erken dönem MI komplikasyonudur. Gerçek ve yalancı anevrizma olarak iki farklı tipte izlenebilir. Bu iki tipin ayrımı hastanın prognozu açısından önemli olup, ekokardiografi gibi uygulaması kolay yöntemlerle ayrımında güçlük yaşanırken, MR ile kolaylıkla ortaya konabilir. Gerçek anevrizma geniş boyunlu, ince duvarlı olup parakardiak alanda belirgin keseleşme gösterir [2]. Sine görüntüleri özellikle myokardın hareketlerinin incelenmesinde kullanılır. Enfarktın geliştiği myokard duvarında akinetik ya da hipokinetik patolojik değişiklik ortaya çıkar. Bizim bir olgumuzda olduğu gibi trombüs-yavaş kan akımı ayrımında sine görüntüler önem kazanmaktadır. Bunlara ilave olarak, sine görüntüler üzerinden SWTnin kantitatif ölçümleri yapılabilir. Aynı kantitatif myokardiyal volüm ölçümleri SE sekansı görüntüler üzerinden faz haritalarının çıkarılmasıyla da gerçekleştirilebilir (3,5). Myokard enfarktı sonrası endokardial nekroz 20-40 dklar arasında başlar. 3-6 saat içerisinde tamamlanır. İlk 8 saat içinde myokardial interstisyumda belirgin ödem bulunur. Bu ödem 3 günlük sürede azalarak devam eder ve bu sürenin sonunda nekroz ortadan kalkarken enfarkt çevresinde granülasyon dokusu oluşmaya başlar [4]. Erken dönemde T1 ağırlıklı görüntülerde belirgin patoloji çoğunlukla özlenmez iken, T2 ağırlıklı görüntülerde 3.günde maksimum peak yapan, yaklaşık 20 gün süren sinyal artışı dikkati çeker. Ancak kanama varlığı, trigliserid içeriğinin artışı bu görünüm özelliklerini değiştirebilir.
Son zamanlarda MI sonrası oluşan bu patofizyolojik değişiklikler İV kontrast madde kullanımını gündeme getirmiştir. Kontrast madde enjeksiyonundan sonra elde olunan T1 ağırlıklı görüntülerde myokard hasarı sonrası reperfüze ve nonperfüze dokuların ayrımı ve bu yolla klinik takip yapılabilmektedir [6].
Postmortem olarak yapılan çalışmalarda, T2 ağırlıklı ve kontrastlı T1 ağırlıklı tetkiklerin enfarkt alanını doğrulukla tespit ettiği gösterilmiştir. Ancak planimetri ile kantitatif enfarkt alanı volüm ölçümleri, postmortem ölçümlerle karşılaştırıldığında, MR ile ölçüm fazlalıkları izlenmiştir. Bunun nedeni T2 ağırlıklı ve kontrastlı T1 ağırlıklı görüntülerde ölü dokunun yanında zarar gören çevre myokardın da enfarktlı dokuyla aynı özellikte davranmasıdır. Özetle ölü dokunun alanı T2 relaksasyonuna, kontrast verildikten sonraki sinyal davranışına ve sine görüntülerdeki end-sistolde duvar kalınlığının azalması ve diastolde artmasına bağlı olarak görütülenebilir. Kronik dönemde hasar gören myokard alanında, kontrastlı tetkikte sinyal değişikliği izlenmez. Kimyasal şift artefaktı kullanılarak (oluşan yağ birikimine bağlı olarak) hasarlı alanın ölçümü çalışmaları denenmeye başlanılmıştır [1-5].
Myokard enfarktı sonrası akut dönem MR, halen sadece seçilmiş, tedaiye yanıtın olmadığı, komplikasyon olasılığı düşünülen, az sayıda ve sınırlı olgularda yapılmaktadır. Ancak hızla ilerleyen MR teknolojisi ile gelecekte daha geniş kulanım alanı bulacağı kanaatindeyiz.
1) Fisher MR, Mc Namara MT, Higgins CB. Acute myocardial
infarction: MR evaluation in 29 patients. AJR 1987;148:
247-51.
2) Ahmad M, Johnson RF, Fawcett HD, et al. Left ventricular
aneurysm in short axis: a comparison of magnetic resonance,
ultrasound and thallium-201 SPECT imaging. Magn Reson
Imaging 1987;5:293-300.
3) Pelc NJ, Stanford CA, Herfken RJ, et al. Three-dimensional
motion analysis by means of phase-contrast cine MR imaging,
Radiology 1991; 181-6.
4) Chapell SP, Lewis WJ, Henderson AH. Myocardial
reoxygenation damage: can it be circumvented. Cardiovasc
Res 1985;18:299-303.