This study was performed to compare the methods for tracheal reconstruction (end-to-end anastomosis and by homolog graft). Tracheal healing was studied at two rabbit groups (n= 20) after tracheal reconstruction. After sacrification macroscopic and microscopic examinations of tracheal anastomosis region and measurements of tracheal internal diameter were performed.
As a resul; when small segments are involved, the primary end-to-end anastomosis is the ideal procedure for tracheal reconstruction. The replacement of trachea by homolog graft is satisfactory but this should be evaluated for revascularization and the long term survival.
Günümüzde trakeal rekonstrüksiyon gereksiniminde artış görülmesinin en önemli nedenleri, mekanik ventilasyonun daha yoğun kullanıma girmiş olması yanında sleeve pnömonektomilerin ve akciğer transplantasyonlarının uygulanılır hale gelmiş olmasıdır.
Trakea cerrahisi 1881 yılında Gluck ve Zeller
tarafından uc-uca anastomoz şeklindeki uygulama ile başlamış [1,2] ve günümüze kadar
çeşitli araştırıcılar tarafından defekt onarımında
fascia lata, deri, perikard, periost, fascia ve
fascia-kostal kartilaj kombinasyonu kullanılmıştır [ Greft kullanılarak yapılan onarımlarda otogreftlerde beslenme sorunu, heterogreftlerde ise beslenme sorunu yanında immünoterapi desteğine rağmen rejeksiyon sonucu greft dejenerasyonu ile stenoz büyük bir problem olarak görülmüştür. Rijit materyalden veya (çelik,
marleks v.b.) ağsı materyalden olan protezler
ile de değişik çalışmalar yapılmış ve bunlarda
da sonuç; kollabe olma, anastomoz hattında
nekroz ve açılma ile silier aktivite olmaması
sonucu sekresyon birikimi olarak görülmüştür.
Ancak marleks ağı ile yapılan deneysel çalışmalarda bir grup denekte membranöz kısım bırakılarak kartilaj kısımlar, ikinci grup deneklerde ise sirkumferential rezeksiyonda (anastomoz esnasında) trakea mukozası protezin içine doğru kaydırılmıştır. Her iki grupta da epitelizasyonun süratli olduğu gözlenmiştir. 1990 yılında Neville ve arkadaşları tarafından silikon tüp greftlere ait başarılı bir 19 vakalık seri yayınlanmış, ancak bunu destekleyen bir başka
çalışmaya rastlanmamıştır [10-12] .
Trakeal defektlerin kapatılmasında cerrahi
metodlar 4 ana başlıkta toplanmaktadır. Bunlar;
1. Uç-uca,
Trakeal onarımda kullanılan protezin Belsey'in
tanımladığı şu normları taşıması gerekmektedir;
1. Trakea ile anastomoz edilebilme,
Yapılan tüm çalışmalar ve denenen protezler
göstermiştir ki hiçbir materyal/greft/protez bu
özelliklerin tümüne sahip değildir [13].
2. Oto/homo/hetero greftler ile
3. Organizmadan alınan canlı dokular ile
4. Protezler ile anastomozlardır.
2. Kollabe olmama,
3. Trakeanın her aksında fleksible olma,
4. İçinde silier epitel yerleşebilme,
5. Rejeksiyon reaksiyonu oluşturmama.
Denekler 21 gün ile 2 ay arasında (ortalama 30 gün) kürarize edilerek sakrifiye edildi ve ilk grupta anastomoz hattı, ikinci grupta ise greftin her iki anastomoz hattının birer cm uzağından rezeke edilerek %10 formalin solüsyonuna konuldu. Alınan cerrahi materyal her iki grupta da makroskopik olarak; anastomozda açılma, lümende sekresyon, çevre dokularda enflamatuar değişimler yönünden değerlendirildi ve anastomoz hattı ile 5 mm üzeri ve altından, trakea lateral (a)/anteroposterior (b) çap ölçümü yapıldı.
İlk gruptaki deneklerde sadece anastomoz
bölgesi, ikinci gruptaki deneklerde ise her iki
anastomoz hattı ölçümü ortalaması alınarak
anastomoz bölgesi çapı olarak kabul edildi.
Trakea kesit alanı (TKA);
TKA=(a/2)x(b/2)xp
formülünden hesaplandı. Anastomoz hattının
alt ve üst kısmından yapılan ölçümler ortalaması normal değer olarak kabul edildi ve
anastomoz hattı ölçümü ile karşılaştırıldı.
Sonuçlar Student's t testine göre istatistiksel
olarak değerlendirildi.
Ölçümler yapıldıktan sonra rezeke edilen trakea kısmı %10 formalin ile 24 saatlik fiksasyonu takiben histolojik incelemeye gönderildi ve hematoksilen-eozin (H+E) ile boyanarak ışık mikroskopunda incelendi.
Birinci grup deneklerde elde edilen bulgular;
1. Ortalama yaşam süresi 32 gündür.
2. Spontan ölüm 1, sakrifikasyon 9'dur,
3. Klinik takipler normaldir,
4. Makroskopik olarak
a. Anastomozlar sağlam,
b. 3 denekte lümende sekresyon mevcut,
c. Stenoz saptanmadı,
d. Sütür materyali reaksiyonu olarak anastomoz hattı etrafında hafif iltihabi infiltrasyon mevcut,
5. Mikroskopik olarak,
a. Duvar bütünlüğü tama yakın oluşmuş,
b. Bazı deneklerde mukoza bütünlüğünün yer
yer oluşmadığı, ancak tüm deneklerde
seroza ve kıkırdak diziliminin normale
yakın olduğu tesbit edildi.
İkinci gruptaki deneklerde elde edilen bulgular;
1. Ortalama yaşam süresi 24.6 gün,
2. Spontan ölüm 3, sakrifikasyon 7'dir,
3. Spontan ölüm oluşan deneklerde solunum
sıkıntısı oluşmadığı, etrafa ilgilerinde azalma olduğu gözlenmiştir,
4. Makroskopik bulgular:
a. Anastomoz hattı sağlam,
b. Greft çevresinde belirgin derecede enflamasyon ve fibröz doku artışı ile hafif
enflamasyon bulguları,
c. 3 denekte lümende İltihabi eksuda, diğerlerinde hafif sekresyon birikimi mevcut,
d. Trakea kesit alanı (TKA) %75 sınırına yakın
olmakla beraber hepsi bu sınırın üzerinde
bulunmuş ve önemli derecede stenoz
saptanmamıştır.
5. Mikroskopik bulgular: Anastomoz hatı yakınında enflamasyon ve fibröz doku artışı,
greftte yer yer nekroz alanları, diğer alanlarda enflamatuar hücre ve fibröz doku artışı
mevcut olup, rejeksiyon bulgusu izlenmemiştir
Deneklerin hiçbirinde erken ölüm (ilk bir hafta) izlenmemiş olup, ilk gruptan bir denek (10. günde), ikinci gruptan 3 denek (9,13,14. günlerde) en erken sakrifikasyon süresi olan 21. günden önce ölmüşlerdir. 4 denekte oluşan sekresyon birikimi şeklinde komplikasyon görülmüştür. Ölen deneklerin otopsideki makroskopik bulguları Tablo 1' de gösterilmiştir.
Deneklerde trakeal kesit alanı ölçümü için Hsieh ve arkadaşlarının ölçüleri kullanılmış olup, Tablo 2'de bu derecelendirme gösterilmiştir. Her iki grupdaki deneklerde ölüm sonrası (spontan veya sakrifikasyon) trakea çıkarılarak iç çap ölçümleri yapılmış ve lateral (Tablo 3), anteroposterior (Tablo 4) ve formüle göre hesaplanan trakea kesit alanları (Tablo 5) normalleri anastomoz bölgesindeki ölçüm değerleri ile birbirlerine oranları gösterilmiştir.
Formüle göre grupların trakeal kesit alanları ve anastomoz/normal bölge oranları Tablo 6'da verilmiş olup, Hsieh ve arkadaşlarının kriterlerine göre her iki grupta da stenoz saptanmamış, her iki grubunda %75 üzerinde bir trakeal açıklığa sahip olduğu ve iyi bir havayolu açıklığı elde edildiği görülmüştür.
Birinci grubun ortalama kesit alanı TKA (A/N) = 0.8270 + 0.0200, ikinci grubun ortalama trakea kesit alanı TKA (A/N) = 0.8020 + 0.0204 olarak bulunmuştur.
Tabloların istatistiksel değerlendirilmesi Student's t testi ile yapılmış olup, ortalama standart sapmaları, f değerleri (p) ve iki yönlü ilişki için regresyon katsayıları hesaplanmıştır.
Anastomoz bölgeleri ile normal bölgesi ile normal bölge arasındaki standart sapma ve ortalamaların hesaplanmasından sonra elde edilen p değerleri ve regresyon katsayıları Tablo 6'da gösterilmiştir.
Anastomoz bölgesi ve normal bölge arasında anteroposterior ve lateral iç çap ölçümleri karşılaştırıldığında her iki grup regresyon katsayılarının +1 ve -1 arasında olduğu, p değerleri göz önüne alındığında ise birinci grupta stenozun hem klinik hem de istatistiksel olarak en az olduğu görülmüştür. Birinci grup p değeri, lateral ve anteroposterior ölçümlerde 0.005 ten küçüktür.
Deneklerin iç çap ölçümleri ile trakeal kesit alanı karşılaştırıldığında ciddi stenoz görülmemekle beraber, ilk grup iyi bir havayolu açtığı için istatistiksel olarak daha anlamlı görülmektedir. Yine klinik olarak her iki grupta da başarılı bir rekonstrüksiyon sağlandığı tesbit edilmiştir.
Rezeksiyondan sonra en ideal girişimin uç uca anastomoz olduğu halen kabul edilmesine rağmen, trakea nakli olarak da adlandırılabilecek olan homolog trakea grefti kullanılması bu çalışmada yapılmış ve sonuçları uç uca anastomoz ile karşılaştırılmıştır.
Birinci grup deneklerde (n1=10) 3 trakeal halkanın sirkumferential rezeksiyonunu takiben uç uca anastomoz ile defekt kapatılmıştır. Çıkarılan 3 halkalık trakea segmenti ise saklama solüsyonu içinde +4°C'de maksimum 24 saat bekletildikten sonra deneklerde homolog greft olarak kullanılmıştır.
Uç uca anastomoz yapılan grupta gerek cerrahi teknik açısından (tüm deneklerde absorbable sütür ile tek tek sütür anastomozu yapılmıştır) gerekse peroperatif bir sorunla karşılaşılmamıştır. Anastomoz bölgesinde stenozu engellemek için 'z plasti' tekniğini öneren Nordi ve Ohlsen'e karşılık [17], kartilaginöz halkaların rezeksiyonu sonucu trakea beslenmesini bozarak anastomoz iyileşmesini menfi etkileyeceğini bildiren yayın Mc. Keown ve arkadaşları tarafından yapılmıştır [18].
Literatür taramalarında mümkün olan her durumda uç uca anastomoz önerilmektedir. Fakat günlük yaşamda özellikle travmatik etiolojilerde trakeal yaralanma transvers laserasyon olarak görülmektedir. Bu durumda erken yapılan uç uca anastomoz veya sütürasyon büyük önem taşımakta, striktür oluştuğunda ise rezeksiyon ve uç uca anastomoz yapılması yararlı olmaktadır [19].
Uç uca anastomoz en iyi onarım/rekonstrüksiyon metodu olarak gözlenirken (ki günümüzde trakeanın yarısının rezeksiyonu sonrası uygulanabildiği halde) yine de başarısız olunabilecek durumları şöyle sıralayabiliriz.
1. Primer yada sekonder malign lezyonlar,
2. Birden fazla darlık bulunması halinde,
3. Servikal trakea rezeksiyonu gerektiğinde sternotomi ile mediastinal trakeanın serbestleştirilmesi gereksinimi
Bu başlıklar trakea cerrahisinde bir protez
gereksinimini ortaya koymaktadır [2,8,13 Homogreftlerle yapılan deneysel çalışmalar başlangıçta nekroz, stenoz gibi nedenlerle başarısız olmuş ve revaskülarizasyon konusunda yapılan çalışmalar yetersiz kalmıştır. Ancak günümüzde omentum dokusu ile sarılmış homogreftlerin çok iyi sonuç vermesi [8,20] ve akciğer transplantasyonunda bronş anastomoz tekniklerinin geliştirilmesi ümit verici araştırmalar olarak görülmektedir [6,22,23,24].
İkinci grup deneklerde yaptığımız 24 saat
saklama solüsyonu içinde bekletilen homolog
trakea greftleri uygulamasında histopatolojik
olarak bu greftlerde yapısal bir değişiklik
saptanmamış ve uygulamada immünsüpressif
kullanılmamıştır. Spinazzola ve Tala yayınlarında homogreft trakeal rekonstrüksiyonda başarısız sonuçlar vermekte [25] ve paralel olarak Greenberg ile Jackson deneysel çalışmalarında homolog greftlerin en önemli komplikasyonları olarak fibrozis ve kollapsı bildirmektedirler [26]. Biz çalışmamızda bu bilgilerin aksine gerek trakeal kesit alanı açısından ve gerekse sekresyon birikimi, enfeksiyon ve granülasyon dokusu gelişimi yönünden (her ne kadar uç uca anastomoz grubuna eşit olmasa da) oldukça başarılı sonuçlar elde ettik. Denekler rejeksiyon yönünden incelendiğinde, 24 günlük ortalama yaşam süresi içinde yapılan histopatolojik incelemede hiçbir denekte erken rejeksiyon bulgusu saptanmadı. Bailey ve Kosoy, teflon stent destekli homolog greft kullandıkları çalışmalarında sütür hattında
gerilme açılma ve rejeksiyon problemi ile
karşılaşmışlar [15]; Farrington ve arkadaşları ise stent kullanarak ve kullanmadan yaptıkları homogreft çalışmasında başarılı sonuçlar almışlardır [16].
Keshishian ve arkadaşları, 10 köpek ile yaptıkları deneysel çalışmada; çıkardıkları 6 halkalık
homogrefti 14 gün saklama solüsyonunda beklettikten sonra onarımda kullanmışlar ve ilk iki haftada problem olmadığı halde 3. haftada
nekroz ile karşılaşmışlardır [1].
Günümüzde kabul gören yöntem uç uca anastomoz olup, mümkün olan her durumda uygulanmalıdır. Tabiidir ki 6-6.5 cm,'den büyük olan defektlerde prostetik materyal kullanımı gerekmektedir. Homolog greftlerde ise vaskülarizasyon sorunu (omeantal flep, v.b. ile) halledildiğinde çok rahat ve güvenilir uygulama alanı bulabilecektir, çünkü halen homolog greftlerin kısa ve uzun süreli sonuçları iyi bilinmemektedir.
Çalışmamızda elde ettiğimiz veriler her iki
grup içinde oldukça iyi olmakla beraber; trakeal kesit alanı ve klinik, makroskopik ve histolojik incelemelerde uç uca anastomoz grubu sonuçları daha da iyi bulunmuştur. Homolog greftlerde ise vaskülarizasyon ve rejeksiyon problemi halledildiğinde trakea cerrahisinde büyük bir adım atılmış olacaktır.
1) Keshisiah JM, Blades B, Beattie EJ. Tracheal
reconstruction. J Thorac Surg, 32: 707-727, 1956.
2) Bailey BJ, Kosoy J. Observations in the development of tracheal prostheses and tracheal
transplantatiun. Laryngoscope, 80; 1553-1565,
1970.
3) Bryant LR. Replacement of tracheobronchial
defects with autogeneus pericardium. J Thorac
Cardiovasc Surg, 48: 733,1964.
4) Ferguson DJ, Wangensteen OH. Experimental
resection of the trachea. Surgery, 28: 597, 1950.
5) Fonkalsrud EW, Plested WG. Tracheobrochial
reconstruction with autolegous periosteum. J
Thorac Cardiovasc Surg, 52: 666,1966.
6) Gebauer PW. Reconstructive tracheobronchial
surgery. Surg Clin North Am, 36: 893, 1956.
7) Taffel M, The rcpair of tracheal and bronchial
defects with free fascia grafts. Surgery, 8: 56,
1940.
8) Gritlo HC. Carinal reconstruction. Ann Thorac
Surg, 34: 356-372, 1982.
9) Grub MC, Mathisen DJ. The tracheal tumors,
strictures and tracheal collaps. in Baue AT (Ed):
Glenn's Thoracic and Cardiovascular Surgery,
Chicago, Prentice-Hall fnternational Inc. 1991,
p. 615-632.
10) Neville WE, Bolanowski PJP. Tracheal reconstruction. Surg Annu, 11: 225-247, 1979.
11) Neville WE, Bolanowski PJP, Soltanzadeh H.
Prosthetic reconstruction of the trachea and
carina. J Thorac Cardiovasc Surg, 72: 525-538,
1976.
12) Neville WE. Reconstruction of the trachea and
stem bronchi with neville prothesis. Int Surg,
67:229-234,1982.
13) Moghissi K. Tracheal reconstruction with a
prostheses of Marlex Mesh and pericardium. J
Thorac Cardiovasc Surg, 69: 499-506, 1975.
14) Bucher RM, Burnett WE, Rosemond CP.
Experimental reconstruction of tracheal and
bronchial defects with stainless steel wire mesh.J Thorac Surg, 21: 572-583, 1951.
15) Jacobs JR. Investigations into tracheal prosthetic
reconstruction. Laryngoscope, 98: 1239-1245,
1988.
16) Farrington W, Huny W, Binns P. Experimental
tracheal homogrefting. J Otolaryngol Otol, 91:
101-110,1979.
17) Nordin U, Ohlsen L. Prevention of tracheal
stricture in end-to-end anastomosis. Arch
Otolaryngol, 108: 304-314,1982.
18) McKeown PP, Tsuboi H, Togo T, Thomas R,
Tuck R, Gordon D. Growth of tracheal anastomoses: Advantage of absorbable interrupted sutures. Ann Thorac Surg, 51: 636-641,1991.
19) Craig RL, Holmes GW, Shabart EJ. Tracheal
resection and replacement with prosthesis. J
Thorac Surg, 25: 384, 1953.
20) Grub HC. Surgical anatomy of the trachea an
techniques of resection. in Shields TW (Ed):
General Thoracic Surgery, Fourth Edit.
Philadelphia, Williams&Wilkins Comp. 1994, p.
482-483.
21) Çetin G. Dakron damar greftlerinden elde
edilen trakea protezlerinin deneysel uygulamalarda verdikleri sonuçlar. Doçentlik Tezi,
SSYB Atatürk Sanatoryumu Göğüs Cerrahisi
Kliniği, Ankara, 1977, S. 1-28.
22) Alp M- Akciğer transplantasyonu. Yeni Tıp
Dergisi, 7:258-268, 1990.
23) Montefusco CM, Veith FJ. Lung transplantation.
Surg Clin North Am, 66: 503-515, 1986.
24) Ellis PR Jr, Harrington OB, Beall AC Jr., De
Bakey ME. The use of heavy Marlex Mesh for
tracheal reconstruction follovving resection for
malignancy. J Thorac Cardiovasc Surg, 44: 520-
527,1962.