Böyle vakalarda ekstraperikardiyal eksplorasyonda ısrarlı olunursa ciddi hemorajilere sebep olunabilir. Pulmoner arterin yaralandığı durumda intraoperatif mortalitenin %36 olduğu McGovern ve Trastek tarafından bildirilmiştir [1].
26 olgu bronkojenik karsinom sebebi ile opere edildi. Bunları patolojileri Tablo 1de belirtildiği gibidir. Bronkojenik karsinomlu olguların patolojik olarak evrelenmesi olguların %84.6sının (22 olgu) evre 3a, %11.5unun (3 olgu) evre 2, %3.9unun (1 olgu). Evre 3b olduğunu ortaya koydu. TNM sınıflamasına göre bulgular Tablo 2de listelendi. Bu olguların eksplorasyonunda intraperikardiyal çalışmayı gerektiren bulgular Tablo 3de gösterildi. Olguların BT örnekleri Şekil 1,2,3,4dedir. Perikardiyum genellikle N.phrenicusun posteriorundan ve sinire paralel olarak insize edildi.
Sağ tarafta A.pulmonalise ulaşmak için V.cava superior laterale ve aorta mediale çekildi. Pulmoner arter, V.cava superiorun medialinden dönüldü. İnsizyonu uzatmak için sağda N.phrenicusun anteriorundan perikardiyum insizyonu yapmak tercih edilebilir [2]. Sağda pulmoner venler sol atriumun hemen uzantısı gibidir ve hemen atrium duvarından ayrılmış olurlar. Solda ise genellikle pulmoner venlerin perikardiyum içindeki kısımların sağ venlere göre daha uzundur. Her iki tarafta da venlerin posterior duvarları perikardiyum tarafından sarılıdır ve venleri dönebilmek için perikardiyumu geçmek gerekir (Şekil 5,6).
Olgularda damar ligasyonunda değişik yöntemler kullanıldı. Serinin ilk olgularında ipekle ligasyon ve transfiksiyon kullanılırken (10 olgu), bunun yerini sonraki olgularda polipropilen ile sütür (13 olgu) veya stapler uygulaması (4 olgu) almıştır. Tümörün lokalizasyonu değerlendirildiğinde pulmoner artervenler veya perikardiyumu infiltre etmiş olgularda sağda orta lob, solda lingula kaynaklı tümörlerin çoğunluğu oluşturduğu anlaşılmaktadır.
Postoperatif morbidite ve mortalite; 2 olgu (%7.6) postoperatif hemoraji nedeniyle retorakotomi geçirdiler. 1 olguda (%3.8) postpnömonektomik ampiyem ve bronkoplevral fistül gelişti. İlk 30 günlük mortalite %3.8dir (1 olgu). Postoperatif 4. saatte pulmoner emboli nedeniyle hasta kaybedildi. Mortalite ve morbiditeye yol açan nedenlerle intraperikardiyal tekniğin bir ilgisi görülmedi.
İnferior pulmoner venin intraperikardiyal bölümünde tümör mevcut olduğu için atrium duvarına stapler uygulanan olgunun BT'si |
Sol akciğer epidermoid karsinomu olan A. pulmonalis ve V. pulmonalis superior hiler bölümünde tümör infiltrasyonu bulunan olguların BT'si |
Bizim, aynı süre içinde uyguladığımız 95 standart pnömonektomideki mortalite ile (8 olgu %8.42), 27 intraperikardiyal pnöomnektomideki mortalite (1 olgu %3.8) kıyaslandığında herhangi bir artış söz konusu değildir. Kullanılan geniş spektrumlu antibiyotiklerle infeksiyon ve sepsis ihtimalini son yıllarda daha da azalmıştır. Geçmişte infeksiyonun yüksek olduğu serilerde bile perikardiyal boşluğun sağlam kaldığı gözlenmiştir. Allisonun 1946da bildirdiği 10 intraperikardiyal akciğer rezeksiyonundan 3ünde postoperatif bronkoplevral fistül ve ikisinde postpnömonektomi ampiyem gelişmesine rağmen vefat eden olguların postmortem incelemesinde, perikardiyal defekti tamamen açık bırakmalarına rağmen perikardiyal boşlukta infeksiyona rastlamamışlardır. Perikardiyal boşluğun plevra içine drene olduğunu ve 2 ile 3 gün içinde her iki boşluğun ilgisinin kesildiğini gözlemlemişlerdir [4].
İntraerikardiyal çalışmanın eksplorasyon amacıyla da kullanıldığı bildirilmiştir [5]. Sol hiler yerleşimli akciğer kanserli olgularda mediastotomi ile birlikte perikardiyotomi uygulanarak operabiliteyi değerlendirmek, böylelikle torakotomi ve pnömoliz güçlüğünden kurtulmak mümkündür. Van Schill, bu yöntemle 11 olgusundan 6sını operabl bulmuş ve intraperikardiyal pnömonektomi uygulamıştır.
Perikardiyum doğal bir bariyer olarak görev yaptığı için tümörün lenfatik yolla intraperikardiyal boşluğa girmesi güçtür, aynı zamanda perikardiyal boşluğa tümörün direkt yolla invazyonu da güç olacaktır. Bu nedenle intraperikardiyal rezeksiyonda daha güvenli bir ortamda çalışma şansı olacaktır. İntraperikardiyal bağlandıklarında pulmoner arter ve venleri güdüklerinde de ilave bir emniyet sınırı kazanılmış olacaktır [6].
Teorik olarak yeni bir boşluğun açılması tümörün ekilme riskini artırıyor gibi görünse de pratikte buna rastlanmamıştır. Perikardiyum açılması ile özellikle yaşlılarda postoperatif kardiyak aritmilere rastlama şansının artması, iyi dökümante edilmemiş bir klinik izlenimdir. İntraperikardiyal çalışmanın bir dezavantajı da hemoraji olduğuda kontrol edilmesinin güçlüğüdür. Fakat günümüzde stapler kullanımının artması ile pulmoner damarların daha hızlı ve emniyetli zımbalanması sağlanmıştır [6].
Serilerde intraperikardiyal rezeksiyondan sonra ortaya çıkan mortal bir komplikasyon kardiyak herniasyondur [7-[16]. Perikardiyumdaki defekt çapı ile herniasyon ihtimali ilişkisizdir [7,8]. Geçmişte perikardın tamamen eksize edilmesi, perietal plevra ile tamiri, defekt kenarlarının miyokardiyuma dikişle tespiti, Fascia lata ile tamir gibi yöntemler tavsiye edilmişse de günümüzde sentetik maretyalle yamalamak tavsiye edilmektedir (örneğin vicryl mesh) [14].
Opere ettiğimiz olgularda mesh uygulamamız olmadı. Defektler genellikle aralıklı sütür ile yaklaştırılarak herniye olabilecek pencere bırakmamak amaçlandı. 4 olguda parietal plevra çevrilerek defekt yamalandı, bir olguda bu amaçla perikardiyal yağ dokusu flebi kullanıldı. 1 olguda da defekt tamamen açık bırakıldı. Kardiyak herniasyona rastlanmadı.
1) Mc Govern E, Trastek V, Pairolero P, et al: Completion
pneumonectomy: indication, complications
and results. Ann Thorac Surg 1988; 46:141.
2) Mansour KA, Downey RS: Managing the difficult
pulmonary artery during completion pneumonectomy.
Surg Gynecol Obstet 1989; 169.
3) Allison PR: Intrapericardial approach to the lung
root in the treatment of bronchial carcinoma by dissection
pneumonectomy. J Thorac Surg 1946; 15:99.
4) Johnson J, Kirby CK, Blakemore WS: Should we in
sist on-radical pneumonectomy- as a routine procedure
in the treatment of carcinoma of the lung? J
Thorac Surg 1958; 3:309.
5) Van Schill PE, Knaepen PJ, Brutal de la Riviera A,
et al: Extended use of diagnostic anterior mediastinotomy:
intrapericardial exploration and evaluation
of resectability of left-sided bronchogenic carcinoma:
European. J Cardithorac Surg 1991; 11:588.
6) Scannel JG: Pulmonary resection: anatomy and
techniques. Bave AE, Geha AS (eds). Glenns thoracic
and cardiovascular surgery. Connecticut, Appleton&Lange
1991; p.109.
7) Levino PD, Faber LP, Carleton RA: Cardiac herniation
after pneumonectomy. J Thorac Cardiovasc
Surg 1971; 1:104.
8) Yacoub MH, Williams WG, Ahmad A: Strangulation
of the heart following intrapericardial pneumonectomy.
Thorax 1968; 23:261.
9) Bettman RB, Tannenbaum WJ: Herniation of the
heart. Ann Surg 1948; 5:1012.
10) Deiraniya AK: Cardiac herniation following intrapericardial
pneumonectomy. Thorax 1974; 29:545.
11) Dippel WF, Ehrenhaft JL: Herniation of the heart
after pneumonectomy. J Thorac Cardiovasc Surg
1973; 2:207.
12) Gates GF, Sette RS, Cope JA: Acute cardiac herniation
with incarceration following pneumonectomy.
Radiology 94:561, 197013. Groh J, Sunder-
Piassmann L: Heart dislocation following extensive
lung resection with partial pericardial resection.
Anaesthesis 1987; 4:182.
13) Papsin BC, Gorenstein LA, Goldberg M: Delayed
myocardial laceration after intrapericardial pneumonectomy.
Ann Thorac Surg 1993; 3:756.