Olgu 2: Ani başlayan sırt ağrısı nedeniyle hastanemize başvuran 48 yaşında erkek hastada tanı manyetik rezonans ve taransözofajial ekokardiyografi incelemeleriyle kondu. Etyolojik faktör olarak bu olguda da hipertansiyon düşünüldü. İki gün uygulanan medikal tedaviye rağmen ağrıların tekrarlaması üzerine ameliyata alındı. Aynı teknikle 2/3 proksimal desendan aort replasmanı yapıldı. Bu olguda intraluminal sutureless protez kullanıldı ve klemp süresi 63 dk olarak gerçekleşti. Ameliyat esnasında ve sonrasında herhangi bir komplikasyon olmadı.
Operasyon tekniği
Proksimal basınç takibi için sağ radyal arter kanülasyonu yapıldı. Hasta çift lümenli endotrakeal tüp ile entübe edilerek Swan-Ganz kateteri konuldu. Omuzlar ameliyat masasına 90 derecelik dik, kalça düzeyinde 60 derece öne bakacak şekilde lateral pozisyon verildi. Sol lateral insizyon ile 5. interkostal aralıktan toraksa girildi. Bu esnada 4 mg / kg heparin verilerek femoral arter ve ven kanüle edildi. Kanüllerin çapının sistemik akımı karşılayabilecek ölçüde olmasına dikkat edildi. Proksimal sistemik akımı karşılayabilecek ölçüde olmasına dikkat edildi. Proksimal ve distal klemp yerleri hazırlandı. Proksimal klemp sol ana karotisin hemen distaline kondu ve hemen perfüzyona girilirek proksimal aort dekomprese edildi. Yaklaşık 1.5 lt m2/dk akımda herhangi bir anlamlı farmakolojik girişim yapılmadan proksimal basınç ortalama 100 mmHg, distal basınç ortalama 70 mmHg düzeylerinde tutuldu. Distal klemp yerleştirilerek aorta açıldı ve kanayan interkostal arterler ligatüre edildi. İntimal yırtığın bulunduğu ve rüptür riskinin en yüksek olduğu 2/3 proksimal desendan aorta segmenti replase edildi. Proksimal ve distal aortada diseke katları yapıştırmak amacı ile sandwich tekniği uygulandı ve diseksiyon akut olduğu için kan sadece gerçek lumene gönderildi. Ameliyat boyunca 34ºC sistemik hipotermi uygulandı ve pulmoner hasara yol açmamak için sol akciğer kollaps halinde tutuldu. Hasta ısıtılıp KBP sonlandırılınca heparin, protamin ile nötralize edildi.
Torasik aort cerrahisinde temel problem distal vital organların peroperatif iskemik reperfüzyon hasadır. Ancak bazı anatomik ve fizyolojik özellikleri nedeni ile ön planda olan spinal kordun hasarıdır. Desenden aortaya X-klemp konulduğunda proksimal aortada hipertansiyon oluşur. Bu kardiyak ve serebral hasara neden olabilirken intrakraniyal basınç artışına ve beyin-omurilik sıvısı basıncının artmasına yol açar. Diğer taraftan distal aortada hipotansiyon gelişir. Spinal kord efektif perfüzyon basıncı, spinal kordda arteriyel basınç ile beyin-omurilik sıvısı basıncı gradientine bağlı olduğu için yukarıdaki mekanizma ile postoperatif-parapleji-parestezi riski artar [3,4].
Parapleji-parestezi riskini etkileyen üç ana faktör vardır. Bunlardan birincisi X-klemp sürelerinde özellikle distal perfüzyon yapılmadığında parapleji riski belirgin olarak artmaktadır (Şekil 1,2,3) [5]. İkinci faktör patolojinin yaygınlığı ve iki X-klemp arası (veya replase edilmesi gereken aort segmenti) uzunluktur. Spinal kordun dorsolomber bölgesinin asıl kan kaynağı arteria radikülaris magnadır (adamkiewicz arteri). Bu arter % 85 oranında T8-L2 arası vertebra düzeyinden orijinini alır (Şekil 4) [6].
Desendan aortanın tümünde yayılım olduğunda basit klemp ve distal perfüzyon uygulanmış olguların parapleji-parestezi riski yönünden klemp sürelerine göre karşılaştırılması |
Desendan aorta proksimal yayılımında basit klemp ve distal perfüzyon uygulanmış olguların parapleji-parestezi riski yönünden klemp sürelerine göre karşılaştırılması |
Desendan aorta distal yayılımında basit klemp ve distal perfüzyon uygulanmış olguların parapleji-parestezi riski yönünden klemp sürelerine göre karşılaştırılması |
Bu nedenle bu düzeydeki kritik interkostal ve lomber arterlerin reimplante edilmemesinin veya edilse bile oluşabilecek teknik problemlerin parapleji riskini arttırdığı bildirilmektedir [5-9]. Üçüncü faktör ise patolojinin tipidir. Diseksiyon varlığı diğer faktörlerden bağımsız olarak parapleji riskini arttırmaktadır. Schepens ve ark. Basit X-klemp yöntemiyle cerrahi tedavi uygulandıkları 88 torakoabdominal anevrizma olgusunda spinal kord lezyonu dejeneratif orijinli olgularda %12.7 oranında gözlenirken, disekan olgularda %18.7 oranında gözlenmiştir [9]. Ayrıca diseksiyonunun akut olması ilave bir risk faktörüdür. Svensson ve ark. Akut tip B diseksiyon olgularda ameliyat sonrası parapleji oranını %19 olarak bildirirken, kronik diseksiyonda %3.1 olarak bildirmişlerdir [5].
Desendan aort cerrahisinde kullanılan teknikler; basit X-klep ve distal perfüzyon yöntemleri olarak iki ana gruba ayrılır. Basit X-klemp yöntemi ilk kez 1973 yılında Crawford ve Rubio [10] tarafından çok iyi sonuçlarla popülarize edilmiş ve halen DeBakey [11], Levesay [12], Cooley [13] gibi yazarlar tarafından savunulmaktadır. Ancak bu serilerde ortalama X-klemp süresinin 40 dakikanın altında olması dikkat çekicidir. Borst ve ark. diseksiyon tamirinde genelde daha uzun bir süreye gereksinim duyulduğunu ve mutlaka distal perfüzyon yapılması gerektiğini bildirmektedirler [7].
Pasif distal pefüzyon yöntemlerinden en çok uygulanmış olanı Gott şantıdır. Bu şantın bazı olgularda proksimal dekompresyonu sağlayamadığı veya proksimal kanulasyona bağlı birtakım komplikasyonlara yol açabileceği vurgulanarak kullanımının sınırlı olduğu bildirilmiştir [14].
Günümüzde en popüler olan distal perfüzyon yöntemi pompa yardımıyla uygulanan aktif şantlardır. Bunlardan iki oksijenatör kullanımı gerektirmeyen ve düşük doz heparin ile uygulanabilen sol atrio-femoral arter bypassdır. Bu yöntem iki kez 1971 yılında Connolly ve ark. [15] tarafından desendan aort cerrahisinde iyi bir alternatif yöntem olarak bildirmiştir. Daha sonra Cartier [15], Ergin [16] Kouchoukos [17], Borst [7], Svensson ve Coselli [5] gibi yazarlar tarafından savunulmakta ve uygulanmaktadır. Diğer yöntem ise ilk kez 1967de Dilton [18] e 1968de Neville [19] tarafından bildirilmiş olan kardiyopulmoner bypass ile distal perfüzyondur.
Bu yöntem ise Kazui [8], Segesser [20], Najafi [21] tarafından savunulmakta ve rutin olarak uygulanmaktadır. KPBın sol atriyo-femoral bypassa göre dezavantajları; sistemik heparinizasyona ve oksijenatör kullanımına bağlı kanama problemleri olarak bildirilmektedir [5,7,15,16,17]. Avantajları ise; özellikle pulmoner yetersizlikli riskli olgularda gaz transferinin daha iyi olması, hafif sistemik hipotermi yapılabilmesi, kardiyotomi sucker ve rezervuar yoluyla kan saklanması ve süratle verilebilmesidir.
En önemli avantajı ise gerektiğinde derin hipotermi ve sirkülatuar arreste kolaylıkla ge-çilebilmesi [8,,20,21]. Miller ve ark. bir anjiyografik çalışmasında; tip B aort diseksiyonların %23 ünün arkus intimal yırtığından kaynaklandığı gösterilmiştir [22]. Son yıllarda transözofajial ekokardiyografi gibi duyarlılığı çok yüksek tanı yöntemlerini kullanabilmemize rağmen intimal yırtık yeri akut diseksiyon cerrahisinde her zaman sürpriz yaratabilir ve böyle durumlarda sirkülatuar arrest altında arkus replasmanı kaçınılmaz olabilir (Şekil 5).
Ayrıca yaygın aort klasifakasyonlarında, proksimal klemp laserasyonlarında, rüptüre olgularda, sağ aortik arkus varlığında, daha önce arkus replasmanı yapılmış olgularda, parapleji riskinin standart teknikleri %10 ve üzeri tahmin edilen olgularda derin hipotermi altında sirkülatuar arrestin endike olduğu bildirilmektedir [23,24].
Tüm perfüzyon tekniklerine rağmen spinal kord hasarının tam olarak önlenemediği bilinen bir gerçektir. Bu nedenle spinal kord korunması amacı ile derin hipotermi ve sirkülatuar arrestin elektif olarak tüm olgularda uygulanabileceği Caramutti [25] ve Kouchoukos [26] tarafından savunulmaktadır. Aynı amaçla Westaby ve ark. Santral kanulasyon tekniği ile 20ºCde proksimal perfüzyon yapılmasını önermektedirler [27].
Sonuç olarak, iki olgumuzdaki gözlemlerimizi ve literatür verilerini birlikte değerlendirdiğimizde, akut tip B aort diseksiyonu cerrahisinde KPB ile distal perfüzyon yapılmasının en güvenli teknik olduğunu düşünüyoruz.
(*) İstanbul Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisinin 30 Mayıs 1996 tarihindeki bilimsel toplantısında sunulmuştur.
1) Glower DD, Fann JI, Speier RH, et al: Comparison
of medical and surgical therapy for uncomplicated
descending aortic dissection. Circulation 1990; 82
(Suppl IV):ıv-39-IV-46.
2) Frade G, Jamieson WRE, Janusz MT, Ling H, Miyagishima RT, Munro Al: Aortic dissection: Current
expectations and treatment. Experience with 258 patients över 20 years. Can Soc Cardiovasc Thorac Surg
1990; 33:465-69.
3) Symbas PN, Pfaender LM, Drucker MH, Lester JL,
Gravanis MB, Zacharopoulos L: Cross-clamping of
the descending aorta. ] Thorac Cardiovasc Surg 1983;
85:300-5.
4) Roberts A], Nora JD, Hughes WA, et al: Cardiac
and renal responses to cross-clamping o the des-
cending aorta. J Thorac and Cardiovasc Surg 1983;
86:732-41.
5) Svensson LG, Crawford S, Hess KR, Coselli JS, Safi
HJ: Variables predictive of outcome in 832 patients
undergoing repairs of the descending thoracic aorta.
Chest 1993; 104:1248-53.
6) Svensson LG, Crawford ES: Aortic dissection and
aortic aneurysm surgery. Clinical observations, experimental investigations and statistical analysis-part I. Curr Probl Surg 1992; 19:866-9.
7) Borst HG, Jurmann M, Bühner B, Laas J: Risk of
replacement of descending aorta with a standardized
lef t heart bypass technique. J Thorac Cardiovasc
Surg 1994; 107:126-33.
8) Kazui T, Komatsu S, Yokoyama H: Surgical treatment of aneurysms of the thoracic aorta with the
aid of partial cardiopulmonary bypass: An analysis
of 95 patients. Ann Thorac Surg 1987; 43:622-27.
9) Schepens MA A, Defauvv JJAM, Hamerlijinck
RPHM, Geest RD, Vermeulen FEE: Surgical tre-
atment of thoracoabdominal aortic aneurysms by
simple cross-clamping: Risk factors and late results.}
Thorac Cardiovasc Surg 1994; 107:134-42.
10) Cravvford ES, Rubio PA: Reappraisal of addjunts
to avoid ischemia in the treatment of aneurysms of
descending aorta. J Thorac Cardiovasc Surg 1973;
66:693-8.
11) DeBakey ME, Mc Çöllüm CH, Graham TM: Surgical treatment of aneurysms of the descending
aorta. J Cardiovasc Surg 1978; 19:571-6.
12) Livesay J], Cooley DA, Ventemiglia RA, et al: Surgical experience in descending thoracic ane-
urysmectomy with and without adjunts to avoid ischemia. Ann Thorac Surg 1985; 39:37-46.
13) Cooley DA: Surgical management of aortic dissection. Tex Heart Inst ] 1990; 17:289-301.
14) Verdant A, Page A, Cassette R, Dontigny L, Page
P, Baillot R: Surgery of the descending thoracic aorta:
Spinal protection with the gott shunt. Updated in
1995 by Alain Verdant. Ann Thorac Surg 1995;
60:1151-2.
15) Cartier R, Orszulak TA, Pairolero PC, Schaff HV:
Circulatory support during cross-clamping of the
descending thoracic aorta: Evidence of improved
organ perfusion. J Thorac Cardiovasc Surg 1990;
99:1038-47.
16) Ergin MA, Galla JD, Lansman SL, Taylor M, Griepp RB: Distal perfusion methods for surgery on the
descending aorta. Semin Thorac Cardiovasc Surg
1991; 3:293-9.
17) Kouchoukos NT, Rokkas CK: Descending thoracic and thoracoabdominal aortic surgery for aneurysms ör dissection: How do we minimize the risk
of spinal cord injury? Semin Thorac Cardiovasc Surg
1993; 5:47-54.
18) Dillon ML, Young WG, Sealy WC: Aneurysms of
the descending thoracic aorta. Ann Thorac Surg
1967; 3:430-4.
19) Neville WE, Cox WD, Leininger B, Pifarre R: Resection of the descending thoracic aorta with femoral
vein to femoral artery oxygenation perfusion. J Thorac Cardiovasc Surg 1968; 56:39-44.
20) von Segesser LK, Killer I, Jenni R, Lutz U, Turina
MI: improved distal circulatory support ör repair of
descending thoracic aortic aneurysms. Ann Thorac
Surg 1993; 56:1373-80.
21) Najafi H, Javid H, Hunter J, Serry C, Monson D:
1980: Descending aortic aneurysmectomy without
adjunts to avoid ischemia. Ann Thorac Surg 1993;
55:1042-5.
22) Miller DC, Mitchell RS, Oyer PE, et al: Independent deterrninants of operative mortality forpatients with aortic dissections. Circulation 1984; 70
(Suppl 2):153-64.
23) Crawford ES, Coselli JS, Safi HJ: Partial cardiopulmonary bypass, hypothermic circulatory arrest and posterolateral exposure ör thoracic aortic
aneurysm operation, J Thorac Cardiovasc Surg 1987;
94:824-7.
24) Szentpetery S, Crisler C, Grinnan GLB: Deep
hypothermic arrest and'left thöracotomy for repair of
difficult thoracic aneurysms. Ann Thorac Surg 1993;
55:830-3.
25) Caramutti VM, Dantur JR, Favoloro MR, Weinschelbaum EE, Favoloro RG: Deep hypothermia and circulatory arrest as an elective technique in the
treatment of type B dissecting aneurysm of the aorta.
J Thorac Cardiovasc Surg 1989; 4:206-15.