In respect of clinical, hemodinamic and biochemical parameters, we have compared two groups of coronary bypass patients (each group includes ten patients) who have normal ventricul function and similar preoperative and peroperative conditions (age, weight, CPB and ischemic time i.e.). In group I which we have used TWBC, all of the patients have restored sinus rythm spontaneously after aortic unclamping, while 8 patients in group II which we have not used TWBC have had ventricular fibrillation in the same period. Also, 4 patients have required inotropik support (moderate dose of dopamin) in the early postoperative period in contrast to group I which none of patients required inotropic support. In group II patients, whe have observed significant decreases in cardiac output (CO), cardiac index (CI) and left ventircular stroke work index (LVSWI) values in the early postoperative period, especially in the first two hours. But, there were no changes in these values in group I (TWBC) patients, even we have noticed that CI and LVSWI values in group I (TWBC) patients, even we have noticed that CI and LVSWI values increased slowly but significantly after sixth hour postoperatively, possibly due to positive effect of patients according to postoperative left ventricular performance (P 0.001). In the other hand, group II patients have had higher enzym levels (CPK, CPK-MB and SGOT) than group I patients at the 18th hour of postoperative period. According to these results, it has been concluded that TWBC is effective to prevent reperfusion injury and provides better hemodynamic performance after open heart operations.
Bu çalışmada, aortokoroner bypass ameliyatı yapılan hastalarda iskemik dönemin sonunda uygulanan terminal sıcak kan kardioplejisinin (TSKK), reperfüzyon hasarının önlenmesi ve böylece intraoperatif myokard korunmasındaki etkinliği, klinik, hemodinamik ve biyokimyasal yöntemlerle araştırılmış ve literatür değerlendirilmesi ile sunulmuştur.
Her iki gruba da, akut infarktüslü, sol ventrikül anevrizmalı ya da sol ventrikül duvar hareketleri ve fonksiyonları bozuk hastalar veya önemli bir sistemik hastalığı olanlar dahil edilmemiştir.
Her iki gruptaki hastaların özellikleri tablo Ide gösterilmektedir.
Yöntem: Hastalara genel anestezi sağlandıktan sonra Swan-Ganz kateteri takılarak pulmoner arter basınçları monitorize edilmiş ve termodilüsyon yöntemiyle kalp debileri ölçülmüştür.
Mediyan sternotomiyi takiben bir hasta dışındaki tüm hastalarda sol internal mammarya arteri (IMA) ve iki hastada da ek olarak sağ IMA çıkarılmıştır. Aort ve sağ atriyum kanülasyonlarından sonra kardiyopulmoner bypassa geçilmiş ve ortalama dereceli (28°C-32°C) bir hipotermi sağlanmıştır. Aort klempi konulduktan sonra tüm hastalara, aort kökünden 750-1000 cc (10-15 cc/kg) kadar soğuk (+4°C) kristaloid kardiyopleji solüsyonu verilmiştir. Ayrıca topikal hipotermi uygulanmış, her distal anastomozdan sonra greft içinden kardiyopleji solüsyonu verilmiş ve 30 dakika aralıklarla aort kökünden 25 cc kadar kristaloid kardiyopleji tekrarlanmıştır.
Cerrahi işlem bittikten sonra Grup I (TSKK)deki hastalara, aort klempi açılmadan önce 5 dakika süreyle terminal sıcak kan kardiyoplejisi uygulanmış, Grup II (kontrol) hastalarında ise aort klempi kaldırılıp normal kanla reperfüzyon sağlanmıştır.
TSKK için, hastanın ısısı 35C-37C olunca pompadan 800-1000 cc kadar oksijenize kan alınıp içeriği uygun bir şekilde hazırlanmıştır. Kardiyoplejik etki, bu sıcak kanın içine 25 mEq/L potasyum olacak şekilde, KCI (potasyum klorür) eklenerek elde edilmiştir. Ayrıca uygun miktarlarda sodyum bikarbonat ve mannitol ilavesiyle, 7.6-7.8 arasında bir PH ve 360 mOsm/L düzeyinde bir osmolarite sağlanmıştır.
Böylece hazırlanan sıcak kan kardiyoplejisi aort köküne, 50 mmHg basınç ve 150-200 cc/dk hızda ve 5 dakika süreyle uygulanmış, bittikten sonra aort klempi açılarak normal kanla reperfüzyon devam ettirilmiştir (Tablo 2).
Aort klempi açıldıktan sonra, eğer gerekliyse kalp hemen defibrile edilmiş ve daha sonra da aortaya yan klemp konarak proksimal anastomazlar yapılmıştır.
Hastalara yapılan ameliyatlar tablo 3 ve 4te gösterilmektedir.
Parametreler ve İstatistiksel Değerlendirme:
Her iki grubu hasta da, sistemik arter basıncı, kalp hızı, santral venöz basınç, pulmoner arter basıncı, pulmoner kapiller wedge basıncı ve kalp debisi ölçümleri cerrahi başlamadan önce kaydedilmiştir. Bu ölçümler, kardiyopulmoner bypass (KPB)dan çıktıktan ½ saat sonra ve postoperatif 2.,6. ve 18. saatlerde tekrarlanmıştır. Ayrıca hastalardan postoperatif 6. ve 18. saatlerde kan alınarak enzim düzeyleri saptanmıştır. Değerlendirmede kullanılan klinik parametreler:
1) Aort klempi kaltıktan sonra spontan sinüste çalışma sıklığı,
2) Elektrokardiyografik değişiklikler (aritmi, ST segment değişiklikleri vb)
3) Postoperatif inotropik ilaç veya intraaortik balon pompa (IABP) ihtiyacıdır.
Değerlendirmede kullanılan hemodinamik parametlere ise:
1) Kalp debisi (KD)
2) Kardiyak indeks (Kİ)
3) Sol ventrikül stroke work indeksidir (SIVSWİ).
Biyokimyasal parametrelere olarak, kreatin fosfokinaz (CPK), Kreatinin fosfokinaz (CPK), Kreatinin fosfokinas-myokardiyal band (CPK-MB), serum glutamik oksaloasetik transaminaz (SGOT) ve laktik dehidrogenaz (LDH) enzimleri değerlendirmeye tabi tutulmuştur. İstatistiksel değerlendirmeler yerine göre paired students t testi veya unpaired students t testi ile yapılmış ve P<0.05 olduğu zaman farklılıklar anlamlı olarak kabul edilmiştir.
Hastaların peroperatif özellikleri karşılaş-tırılmış ve ameliyatta yapılan anastomoz sayıları, KPB ve iskemi zamanları açısından anlamlı bir farklılık saptanmamıştır (Tablo 5).
TSKK grubunda, aort klempi kaldırılınca 2-3 dakikalık bir bekleme döneminden sonra tüm hastalarda spontan sinüs ritmi oluşmuş, hiçbir hastada ventriküler fibrilasyon görülmemiştir. Kontrol grubundaki hastalarda ise, 8 hastada klemp kaldırılınca ventriküler fibrilasyon ge-lişmiştir (p<0.05).
Her iki grup hastada da, postoperatif önemli bir elektrokardiyografik değişiklik oluşmamış ve hiçbir hasta düşük kalp debisi tablosuna girmemiştir. Ancak, TSKK grubundaki hastaların hiçbirine inotropik destek gerekmezken, kontrol grubundaki 4 has taya postoperaitf erken dönemde 2 ile 18 saat arasında değişen sürelerde orta doz inotropik destek (dopamin) uygulamak gerekli olmuştur (P<0.05).
Hemodinamik parametreler karşılaştırıldığında, iki grup arasında önemli farklılıklar göze çarpmaktadır. TSKK grubundaki hastalarda, postoperatif Kİ ve SIVSWİ değerleir ilk ½ saatte önemli bir değişiklik göstermemekle beraber 2. saatten sonra artmakta ve özellikle 18. saatte bu artış çok anlamlı olmaktadır (Tablo 6-). Kontrol grubundaki hastalarda ise, Kİ ve SIVSWİ değerleri postoperatif ilk ½. Saatte önenli ölçüde düşmekte ve sonra giderek yükselerek ancak 18. saatte preoperatif değerlerine ulaşmaktadır (Tablo 8-9). İki grup arasında SIVSWİ değerlerinin postoperatif seyri karşılaştırıldığında, erken dönemde kontrol grubunda bu değerlerin TSKK grubuna göre çok anlamlı ölçüde düşük olduğu görülmektedir (Şekil 1).
Hastaların postoperatif enzim değerleri de karşılaştırılmış ve postoperatif 18. saatteki SGOT, CPK ve CPK-MB değerleri kontrol grubunda TSKK grubuna göre anlamlı ölçüde yüksek olarak tespit edilmiştir (Tablo 10).
1) Cooley DA, Reul GJ, Wukasch DC: Ischemic contracture of the heart "Stone Heart". Am J Cardiol
29:575,1972.
2) Hearse DJ, Garlick PB, Humphrey SMO Ischemic
contracture of the myocardium: Mechanisms and
prevention. Am J Cardiol 39:986,1977.
3) Hearse DJ, Humphrey SM, Bullocak GR, et al: The
oxygen paradox and the calcium paradox: Two facets of the same problem? J Mol Celi Cardiol 10:641, 1978.
4) Follette DM, Fey K, Buckberg GD, et al: Reducing
postischemic damage by temporary modification of
reperfusate calcium, potassium, PH and osmolarity.
J Thorac Cardiovasc Surg 82:221,1981.
5) Buckberg GD: Strategies and logic of cardioplegic
delivery to prevent, avoid and reverse ischemic and
reperfusion damage. J Thorac Cardioasc Surg
93:127,1987.
6) Hearse DJ: Reperfusion of the ischemic myocardium. J Mol Celi Cardiol 9:605,1977.
7) Hearse DJ: Ischemia, Reperfusion, and the determinants of tissue injury. Cardiovasc Drugs and Therapy 4:767,1990.
8) Acar C, Partington MT, Buckberg GD: Studies of
controlled reperfusion after ischemia. XVII. J Thorac
Cardiovasc Surg 100:724,1990.
9) Acar C, Partington MT, Buckberg CD: Studies of
controlled reperfusion after ischemia. XVIII. J Thorac Cardiovasc Surg 100:737,1990.
10) Qullen J, Kofsky ER, Buckberg, et al: Studies of controlled reperfusion after ischemia. XXIII. J Thorac Cardiovasc Surg 101:455,1991.
11) Teoh KH, Christakis GT, Fremes SE, et al: Accelerated myocardial metabolic recovery with terminal
warm blood cardioplegia (hot shot). Surg Forum
36:272,1985.
12) Breda M, Drinkwater DC, Laks H, et al: Prevention
of reperfusion injury in the neonatal heart with leukocyte-depleted blood. J Thorac Cardiovasc Surg
97:654,1989.
13) Opie LH: Myocardial ischemia-metabolic pathways
and implications of increased glyocolysis. Cardiovsc
Drugs and Therapy, 4:77,1990.
14) Kubler W, Spieckermann PC: Regulation of glycolysis in the ischemic and the anoxic myocardium. J Mol Celi Cardiol 1:350,1970.
15) Maupoil V, Rochette L, Tabard A, et al: Evolution of
free radical formation during low-flow ischemia
and reperfusion in isolated rat heart. Cardiovasc
Drugs and Therapy 4:791,1990.
16) MacCard J: Oxygen-derival free radicals in postischemic tissue injury. N Engl J Med 312:159,1985.
17) Ailen BS, Buckberg CD, Schwaiger M, et al: Studies
of controlled reperfusion after ischemia XVI. Early
recovery of regional wall motion in patients following surgical revascularization after eight hours of
acute coronary occlusion. J Thorac Cardiovasc Surg
92:636,1986.
18) Braunwald E, Kloner RA: The stunned myocardium: Prolonged postischemic ventricular dysfunction. Circulation 66:1146,1982.
19) Fabiani JN, Jebara V, Carpentier A: Perioperative assesment of the quality of myocardial protection.
Cardiovasc Drugs and Therapy 4:797,1990.