*İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Biofizik Ana Bilim Dalı, İstanbul
**Süreyyapaşa SSK, Göğüs Kalp ve Damar Hastalıkları Hastanesi, Maltepe, İstanbul
***İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Biokimya Ana Bilim Dalı, İstanbul
Results: Zinc levels were found to be significantly lower and Cu levels significantly higher in varicose vein group. There were no significant difference between control and varicose vein group in terms of Fe levels. Also lipid peroxide levels were significantly higher in varicose vein group.
Conclusion:The results of our study emphasize the imbalance between Zn and Cu levels in the varicose vein walls, which further cause decreased antioxidant capacity and eventually vessel wall damage.
Eser element tayini
Bütün dolu örnekleri metal içermeyen ve asitle yıkanmış cam tüplere yerleştirildi. Her türlü bulaşmaya karşı önlem alındı. Alınan doku örneklerinin hepsi yaş olarak tartıldı ve elementlerin analizi için 1 glık doku örneği alındı. Dokulara HNO3 / HCl (1:1 v/v) asit ilave edildi ve 100 oCde 2 saat bekletildi [10,11]. Dokular tamamıyle eritildi ve toplamı 5 ml olacak şekilde sulandırılarak ölçüme hazır hale getirildi. Dokulardaki eser element düzeyleri Shimadzu AA-680 model Atomik Absorbsiyon Spektrofotometresi ile ölçüldü. Element ölçümleri için standart stok solüsyondan Zn için 0.5 ve 1, Fe ve Cu için 1 ile 2 µg/mllik standart çözeltiler hazırlandı. Kör grup için bidistile su kullanıldı. Cihazda her elemente özel dalga boyunda ışık veren HCL (Hallow Cathod Lamb) kullanıldı. Bu şartlarda kontrol ve standart çözeltiler cihaza verilerek Fe, Cu ve Zn için kalibrasyon grafikleri çizdirildikten sonra her elementin ölçümü yapıldı. Doku element düzeyleri µg/g yaş ağırlık olarak ifade edildi.
Lipid peroksidasyon tayini
Yaklaşık 1 g ağırlığındaki yaş doku 10 ml, 10 mM sodyum fosfat tamponu (pH 7.4 ve 3 mM KCl içeren) ile homojenize edildi. Elde edilen çözelti sonike edildi. Lipid peroksit düzeyi, tiyobarbitürik asit ile reaksiyona giren maddelerin son ürünlerinin ölçümü ile elde edildi (TBARS) [11]. Elde edilen homojenattan 1 hacim ve %15 (w/v) triklor asetik asit, %0.375 tiyobarbitürik asit ve 0.25 M hidroklorik asit içeren asit çözeltisinden 2 hacim alınarak karıştırıldı. İleri oksidasyonları önlemek için butinile hidroksi toluene (%0.001 w/v) eklendi. Elde edilen karışım kaynar su banyosunda 30 dakika tutuldu. Soğutulduktan sonra santrifüj edildi ve berrak üst faz spektrofotometrede dalga boyu 532 nmde okundu. TBARS seviyesi 1.56 x 105 M-1cm-1 ekstiksiyon katsayısı kullanılarak hesaplandı. Değerler 1 g yaş doku başına nm TBARS olarak verildi.
İstatistik
Her iki grubun sonuçlarının karşılaştırılması Student-t testi ile yapıldı ve 0.05ten küçük p değerleri anlamlı kabul edildi. Veriler ortalama değer ± standart sapma olarak verildi.
Eser element düzeyindeki değişikliklerin antioksidan savunma mekanizmasının etkinliğini azaltarak serbest oksijen radikallerinin hücre bütünlüğü üzerine olumsuz etkilerinin artmasına neden olduğu bilinmektedir. Eser elementlerin ve bunlardan özellikle Zn, Cu ve Fenin lipid peroksidasyon üzerine önemli etkileri vardır [18]. Salonen ve arkadaşları [19] tarafından plazma Cu seviyesi yüksek insanlarda lipid peroksidasyonun damar duvarına olumsuz etkileri sonucu, miyokard enfarktüs riskinin normal populasyonla kıyaslandığında 4 kat fazla olduğu gösterilmiştir. Superoksitdizmutaz (SOD) enziminin kofaktörü olan Zn, serbest oksijen radikal tutulmasında önemli bir rol oynamaktadır [20].
Çalışmamızda, variköz ven duvarında artan Cu ve azalan Zn düzeyleri oksidatif stresin arttığının bir göstergesidir. Daha önce de bahsedildiği gibi, yüksek oksidatif stresin hücre duvarında başlattığı hasar membran geçirgenliğinde artışa ve sonuçta hücre hasarına neden olur [16]. Bu nedenle oksidatif streste artışa neden olan eser element düzeyindeki değişiklikler, venöz duvarda yapısal bozukluk yapmak suretiyle venöz gerilimdeki artışın esas nedeni olabilir. Fakat literatür gözden geçirildiğinde, primer variköz ven gelişiminde eser element düzeylerindeki değişimlerin lipid peroksidasyonla ilişkisini inceleyen bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu bilgilerin ışığında variköz ven duvarındaki eser element düzeyindeki değişikliklerin, antioksidan savunma sisteminin etkinliğini azaltığı ve organizmanın serbest oksijen radikallerinin olumsuz etkilerine karşı duyarlılığını arttırdığı söylenebilir.
Eser element düzeyindeki değişiklikler, primer variköz ven patolojisindeki venöz gerilim artışını açıklamada yeni bir görüştür. Variköz ven duvarındaki eser element düzeylerindeki farklılıklar, venöz patolojinin oluşumun nedenlerinden biri olabilir.