* Antalya SSK Hastanesi, Göğüs Cerrahisi Kliniği, Antalya
** Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi, Patoloji Ana Bilim Dalı, Antalya
*** Antalya Göğüs Cerrahisi Merkezi, Antalya
Bronkoskopik incelemede sol sistemde endobronşiyal bir patolojiye rastlanmadı. Ancak sağ üst lob bronş ağzında mukozada düzensizlik izlendi. Alınan biyopsi sonucu karsinoma in-situ olarak değerlendirildi. Sol sistemden yapılan bronş lavajının sitolojik incelemesinde ise maligniteye ait bir bulgu saptanmadı. Tüberküloz yönünden yapılan incelemeler negatif idi. Uzak metastaz araştırmalarında ve mediastinoskopi ile lenf nodları incelemesinde metastaza rastlanmadı.
Hastaya öncelikle sağ üst lobektomi ve mediastinal lenf nodu disseksiyonu yapıldı. Lezyonun patolojik incelemesinde orta derecede differensiye squamoz hücreli karsinom olduğu ve mediastinal yayım olmadığı saptandı. Patolojik evreleme evre IA (T1N0M0) idi. Hasta postoperatif 8. gün herhangi bir komplikasyon gelişmeden taburcu edildi.
Hastaya iki ay sonra tanı amaçlı sol torakotomi uygulandı. Lezyondan frozen çalışıldığında malign gelmesi üzerine üst lobektomi ve mediastinal lenf nodu disseksiyonu yapıldı. Patolojik incelemede bu lezyonda da iyi derecede differensiye squamoz hücreli karsinom saptandı. Tümörde ayrıca in-situ karsinom alanları da bulunmaktaydı. Mediastinal lenf nodlarında metastaza rastlanmadı. Patolojik evreleme ikinci tümörde evre IB (T2N0M0) idi. Hasta postoperatif 10. gün herhangi bir komplikasyon gelişmeden taburcu edildi.
Flow sitometre ile tümörlerin DNA indeksleri incelendi. lk tümörde indeks 2 iken ikinci tümörde 1.6 bulundu. Her iki tümörde evre I olduğundan postoperatif herhangi bir tedavi uygulanmadı. Hastanın postoperatif 28 aylık izleniminde herhangi bir metastatik lezyona ve ayrı bir primer odağa rastlanmamış olup direkt radyografisi resim 2de görülmektedir.
ki ayrı primer tümör düşünülen, uzak metastazı ve mediastinal tutulumu olmayan olgularda cerrahi tedavi kararı önemlidir. Senkron akciğer kanseri olguları genelde erken evrededirler. Her iki lezyona da radikal rezeksiyon yapıldığında 5 yıllık yaşam süresi %70 olmaktadır [1,2]. Ancak pulmoner rezervi düşük hastalarda kısıtlı rezeksiyon yapıldığında ise %1220ye düşmektedir [2,3]. Bu nedenle bu olgularda radikal rezeksiyon şansı aranmalıdır. Bizim olgumuz da radikal rezeksiyon sonrası 28. ayını doldurdu.
Eğer lezyonlar aynı tarafta ise torakotomi yeterlidir. Farklı hemitoraksta ise ve pulmoner fonksiyonları yeterli ise medyan sternotomi ile aynı seansta rezeksiyon uygulanabilir. Eğer hastanın pulmoner fonksiyonları sınırda ise her iki lezyonun farklı seanslarda rezeksiyonu denenebilir. Bizim sunduğumuz olguda aynı anda her iki üst lobektominin hasta için pulmoner komplikasyonu arttıracağını düşündük ve sol üst lobdaki lezyona müdahaleyi daha sonraya bıraktık.
Özellikle senkron akciğer kanserili olgularda üçüncü primer lezyonun ortaya çıkma olasılığı her yıl %11 artmaktadır [2,
Senkron akciğer kanserli hastalarda yaşam süresi radikal rezeksiyonu takiben metastazlı olgulara nazaran çok daha uzundur. Bu nedenle multiple lezyonu olan akciğer kanserli hastalarda satellit nodül, metastaz veya ikinci primer lezyonun ayrımının yapılması çok önemlidir. Uzak organ metastazının araştırılmasının yanı sıra mediastinoskopi ile mediastinal tutulumun değerlendirilmesi de gerekmektedir. Senkron akciğer kanseri düşünüldüğü zaman öncelikle radikal rezeksiyon düşünülmelidir. Gerekirse bronkoplastik yöntemlere başvurulmalıdır.
1) Okada M, Tsubota N, Yoshimura M, Miyamoto Y.
Operative approach for multiple primary lung carcinomas.
J Thorac Cardiovasc Surg 1998;115:836-40.
2) Antakli T, Schaefer RF, Rutherford JE, Read RC. Second
primary lung cancer. Ann Thorac Surg 1995;59:863-7.
3) Deschamps C, Pairolero PC, Trastek VF, Payne WS.
Multiple primary lung cancers: Result of surgical
treatment. J Thorac Cardiovasc Surg 1990;99:769-78.
4) Martini N, Melamed MR. Multiple primary lung cancers.
J Thorac Cardiovasc Surg 1975;70:606-12.