Hastaların yaş dağılımı 24 ile 82 arasında olup, ortalama 55 idi. Bu grupta uygulanan cerrahi pro sedürler tablo I'de gösterilmiştir. II. gruptaki 200 hastanın 165'i erkek, 35'i kadın idi. Yaş dağılımı 33 ile 78 arasında olup ortalama yaş 57 idi. Bu grupta uygulanan cerrahi prosedürler tablo II'de gösteril mektedir.
6 hastada koroner lezyonlar revaskülarizasyona uygun değildi. Geri kalan 11 hastaya, vasküler girişimden önce koroner revaskülarizasyon yapıl- dı. Bunlardan 5 tanesine koroner bypass, 6 tanesi ne perkütan transluminal anjioplasti (PTCA) yapıl dı. Daha sonra bu hastalara periferik vasküler girişim uygulandı.
Bu II. grupta vasküler girişimden sonra toplam 7 hasta kaybedilmiştir. Mortalite %3.6'dır. Bu has talardan 6 tanesi postoperatif periyodda myokard enfarktüsü (MI) nedeniyle kaybedilmiştir.
Daha once PTCA yapılan bir hasta, perop MI nedeniyle kaybedilmiştir. Koroner by-pass yapılan hastalardan, vasküler girişim nedeniyle kaybedi len olmamıştır.
Teknik olarak değerlendirmede 3 pozisyon kul lanılmaktadır. Bunlar anterior, left anterior oblik (45-50°), left lateral ya da 70° left anterior oblik po- zisyonlardır (Şekil 1).
Periferik damar hastalığı olup anjina pektoris öyküsü olmayan hastalarda hastanın kardiyak du rumunu ortaya çıkarmak, çeşitli kısıtlayan faktör ler yüzünden güçtür. Goldman kardiyak risk index: Detsky modifiye risk index, Eagles kriteri, Yeager kriteri, Cooperman equation ve Eagle equa tion gibi klinik skorlama sistemleri, preoperatif kli nik tanımlayıcıları olarak kullanılmıştır. Bu değiş ken modellerin belirli merkezlerde yaygın olarak kullanılmadığı, klinik istatistiki sonuçlarının her sene değiştiği çeşitli çalışmalarda österilmiştir [6,10,14] Jean Lette ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada, vasküler cerrahi girişim yapılan 125 hastada 10 kardiyak nedenle ölüm, 3 nonfatal MI belirtil miştir [15]. Bu 125 hastanın 62 tanesinde dipyrida mol-thallium testinde reversible defekt saptanmış olup, bunların da 13 tanesinde (%21) postoperatif kardiyak komplikasyon gelişmiştir. Bu yazarlar re versibil defekt saptanan hastaların postoperatif yüksek risk taşıdığını saptayarak bunlara koroner anjiografi önermişlerdir. Bunlardan önce yapılan 6 çalışmada benzer sonuçlar alınmıştır [6,16,17,18].
Eagle ve arkadaşları reversibil defekt saptanan 160 hastanın 47sinde postoperatif kardiyak olay olduğunu (%29.4) bildirmişlerdir. R.N. Sacks ve ar kadaşlarının yaptığı çalışmada, thallium testinde reversibil defekt saptanan hastalann %27'sinde kardiyak komplikasyon geliştiği bildirilmiş olup, mortalite %18 olarak saptanmıştır. Bizim çalışma mızda kardiyak şikayet ve bulgusu olmayan I. grup 250 hastamızda, kardiyak nedenle 19 hasta kaybedilmiştir (mortalite %7.2). II. grubumuzda dipyridamol thallium sintigrafisinde reversibil de fekt saptanan 19 hastaya, preoperatif koroner anji ografi yapılmıştır. Bunlann 17 tanesinde koroner arter lezyonu saptanmıştır (%89.4). Güvenirliği çeşitli çalışmalarda %82-92 arasında gösterilmiştir. Bu hastalardan 11 tanesinde elektif vasküler girişimden önce koroner revaskülarizasyon daha sonra vasküler cerrahi girişim yapıldı. Toplam 200 hastalık 2. grubumuzda kardiyak nedenle 7 hasta kaybedilmiştir (mortalite %3>5) Dipyridamol thallium testi yapılan ve sonra koroner revasküla rizasyon yapılan 2. grubumuzda mortalitenin azaldığı görülmüştür.
Bazı yazarlar, vasküler cerrahiye gönderilen ve thallium testinde reversibil defekti olan hastaların, ortalama %60'ına koroner revaskülarizasyon yapı labileceği ve mortalitenin %5'in altına düşeceğine inanmaktadırlar(19,20). Fakat karotis arter hastalığı olanlarda koroner revaskülarizasyondan sonra postop stroke olasılığının yüksek olabileceği ileri sürülmektedir [21].
Sonuç olarak vasküler cerrahi girişim yapılacak ve kardiyak hikayesi ve şikayeti olmayan ancak risk faktörleri fazla olan hastalarda, dipyridamol thallium sintigrafisi sessiz koroner arter hastalığını ortaya çıkarabilir. Bu reversibil defektli hasta gru bunda postop MI olasılığı fazladır. Bundan dolayı bu olgularda periferik arteriyel girişimden önce koroner anjiografi gerekirse koroner revasküla rizasyon yapılmalıdır.
1) Calvin JE, Kieser TM, Walley VM, McPhail NV, Bar-
ber GG, Scobie TK. Cardiac mortality and morbidity
after vascular surgery. Can J Surg 29:93-7,1986.
2) Deron SJ, Kotler MN. Noncardiac surgery in the car-
diac patient. Am Heart J 116X831-8,1988.
3) Hertzer NR, Beven EG, Young JR, et al. Fatal myo-
cardial infarction following peripheral vascular ope-
rations. A study Clin Q 49:1-11,1982.
4) Cutler BS, Wheeler HB, Paraskos JA, Cardullo PA.
Applicability and interpretation of electrocardiog-
raphic stress tests in patients with peripheral vascu-
lar disease. Am J Surg 141-501-6,1981.
5) Eagle KA, Strauss HW, Boucher CA. Dipyridamole
myocardial perfusion imaging for coronary heart di-
sease. Am J Card Imag 2:292-303,1988.
6) Eagle KA, Singer DE, Brewster DC, Darling RC,
Mulley AG, Boucher C. Dipyridamole-thallium
scanning in patients undergoing vascular surgery.
. JAM 257:2185-9,1987.
7) Sachs RN, Tellier P, Larmignat P, et al. Assessment
by dipridamole-thallium - 201 myocardial scintig-
raphy of coronary risk before peripheral vascular
surgery. Surgery 5:584-7,1988.
8) Cutler BS, Leppo JA. Dipyridamole thallium-201
scintigraphy to detect coronary artery disease before
abdominal aortic surgery. J Vasc Surg 5:91-100,
1987.
9) Goldman L, Caldera DL, Nussbaum SR, et al. Multi-
factorial index of cardiac risk in noncardiac surgical
procedures. N Engi J Med 297:845-50,1977.
10) Detsky AS, Abrams HB, McLaughlin JR. Predicting
cardiac complications in patients undergoing non-
cardiac surgery, J Gen Intern Med 1:211-9,1986.
11) Yeager RA, Weigel RM, Murphy ES, McConnell DB,
Sasaki TM, Vetto RM. Application of clinicialy valid
cardiac risk factors to aortic aneurysm surgery.
Arch Surg 121:278-81,1986.
12) Cooperaman M, Pfluf B, Martin EW, Evans WE.
Cardiovascular risk factors in patients with periphe-
ral vascular disease. Surgery 84:505-9,1978.
13) Aagle KA, Coley CM, Newell JB, et al. Combining
clinical and thallium data optimizes preoperative
assesment of cardiac risk before major vascular sur-
gery. Ann Intern Med 110-859-66,1989.
14) Lette J, Waters D, Dassonde J, Dube S, Picard M,
Morin M. Postoperative myocardial infarction and
cardiac death: Predictive value of dipyridamole-
thallium imaging and five clinical scoring systems
based on multifactorial analysis. Ann Surg 211:84-
90,1990.
15) Lett J, Waters D, Dassonde J, et al. Multivariate clini-
cal models and quantitative dipyridamole-thallium
imaging to predict cardiac morbidity and death
after vascular reconstruction. J Vasc 5:160-169,1991.
16) Boucher CA, Brewster DC, Darling RC, Okade RD,
Strause HW, Pohast GM: Determination of cardiac
risk by dipyridamole-thallium imaging before pe-
ripheral vascular disease. N Engl J Med 312:389-94,
1985.
17) Brewster DC, okada Rd, Strauss J, Abbott WM, Dar-
ling RC, Boucher C. Selection of patients for preope-
rative coronary angiography: use of dipyridamole-
Stress-thallium myocardial imaging J Vasc Surg
2:504-10,1985.
18) Leppo J, Plaja J, Gionet M, Tumolo J, Paraskos JA,
Cutler BS. Noninvasive evalution of cardiac risk be-
fore elective vascular surgery. J Am Coll Cardiol
9:269-76,1987.
19) Blombery PA, Ferguson IA, Rosengarten DS, et al.
The role of coronary artery surgery in complications
of abdominal aortic aneurysm surgery. Surgery
101:150-5,1987.