Chest pain was an initial symptom in 52.6%. Enbloc resection of the chest wall and lung was performed in 12 patients, partial resection in 4 patients and extrapleural resection in 3 pati ents. The median number of the ribs resected was two (range: 1-5) and only one patient re quired chest wall reconstruction. Pathologic staging was T3N0M0 in 47.3%, T3N1-2M0 in 31.5% and T4N0M0 in 21%. Radiation therapy was employed in 10 patients (52.6%) for posi tive mediastinal lymph nodes or positive resection margin. Patients who had incomplete re section (positive resection margin) had a one year median survival. 11 of 12 patients under went curative resection at follow up are disease free (range 9 to 59 months).
Hepsi erkek olan olgularda ortalama yaş 56 (en küçük 36, en büyük 66) olarak saptandı. En sıklıkla rastlanan başlangıç semptomu olarak sırt ağrısı ol guların %52.6'sında (10/19) mevcuttu. Diğer semp- tomlar olarak 5 olguda öksürük (%26.3) ve bir ol guda ise hemoptizi saptandı. Olguların klinik evrelendirilmeleri için fizik muayene, rutin laboratuar tetkikler (hemogram, karaciğer fonksiyon test- leri, kan proteinleri, kan kalsiyumu vs.) ve radyo lojik tetkikler yanında bilgisayarlı göğüs tomogra fisi, mediastinal tutulum şüphesi olan olgularda bronkoskopik transkarinal iğne aspirasyonu ve an terior mediastinotomi yapıldı. Klinik evrelendir meye göre mediastinal lenf nodu tutulumu ve ver tebra invazyonu bulgusu olmayan tüm olgular operabıl kabul edilerek torakotomi yapıldı. Ope rasyonda toraks duvarı invazyonu düşünülen ol- guların tümüne ekstraplevral diseksiyon yapıl- maksızın anblok rezeksiyon (toraks duvarı + akci- ğer parankimi) uygulandı. Toraks duvarı rezeksi- yonunda cerrahi sınır marji olarak alt ve üst sınır- da birer sağlam kot ve yanlarda 5'er cm sağlam doku rezeksiyonu esas alındı.
Ameliyat sonrası patolojik evrelendirmeye göre enkomplet rezeksiyonlu olgulara ve mediastinal lenf nodu metastazı olan olgulara küratif amaçlı postoperarif lokal radyoterapi yapıldı.
Akciğer rezeksiyonu olarak 12 olguya lobekto- mi (%63.), 3 olguya pnömonektomi (%15.), 3 olgu ya segmentektomi ve bir olguya ise wedge rezeksi yonu uygulandı. Rezeke edilen kot sayısı en az l, en çok 5 idi. Göğüs duvarı rezeksiyonu uygulanan 12 olgudan sadece birinde dakron greft ile re- konstrüksiyon yapıldı. Postoperatif ampiyem gelişen bir olgu hariç, hiçbir olguda önemli bir postoperatif komplikasyon gözlenmedi.
Patolojik incelemede skuamöz hücreli karsinom 12 olgu ile (%63.1) ilk sırayı alırken, adenokarsi nom 3 olguda (%15.7), adenoskuamöz karsinom bir olguda, miks tümör bir olguda ve bronkoalveo- lar karsinom bir olguda saptandı (Tablo I). Hücre tipi açısından ameliyat öncesi sitolojik sonuç ile ameliyat sonrası histopatolojik sonuç 4 olgu hariç değişmezken, ameliyat öncesi kesin hücre tipi be- lirlenemeyen 3 olgudan ikisi adenokarsinom ola- rak saptandı, iki olgu hariç toraks duvarı rezeksiy- onu uygulanan olguların tümünde cerrahi sınırlarda tümör saptanmadı (%84). Parietal plörektomi uygulanan 3 olgudan birinde histopa- tolojik inceleme sonucu tümörün parietal plevrayı aştığı saptandı.
Olguların patolojik evrelendirilmelerinde klinik evreleme sonucu T2N0M0 olarak yorumlanan 6 olgu T3N1-2M0 olarak saptandı (%31.7). Lenf nodu metastazı saptanan olgulardan (6 olgu) 3'ünde bölgesel lenf nodu (N1) diğer üçünde ise mediasti nal lenf nodu metastazı vardı. Lenf nodu metas tazlı olguların 5'inde hücre tipi skuamöz, birinde ise karsinosarkom idi.
Ameliyat sırasında vertebra invazyonu sapta- nan 4 olgu ile patolojik inceleme sonucu cerrahi sınırda mikroskopik invazyon saptanan 3 olgu ve mediastinal lenf nodu metastazı saptanan 3 olguya küratif amaçlı postoperatif lokal radyoterapi uygu landı.
Operatif mortalite izlenmeyen olgularımızdan biri ameliyatın 2. ayında postoperatif ampiyem so nucu, bir diğeri ise 8. ayda tümör dışı neden (myokard enfarktüsü) kaybedildi. Inkomplet re zeksiyon uygulanan olguların ekseriyetinin orta ma bir yıl içinde öldüğü saptandı. Komplet rezek siyon uygulanan 12 olgudan 12'ince ayda beyin metastazı saptanan bir olgu hariç, diğerleri 9 ila 59 ay arasında hastalıksız olarak izlenmektedir (Tablo II). Beyin metastazlı karsinosarkom olgumuza ise kranyal radyoterapi uygulanmaktadır.
Toraks duvarı rezeksiyonundan sonra oluşan defektin kapatılması önemli bir problem oluştur mamaktadır. Üç kot ve daha az rezeksiyon yapılan olgularda defekt primer olarak kapatılabilmekte dir [18]. Olgularımızın ekseriyetinde (bir olgu hariç) defekt primer olarak kapatıldı.
Toraks duvarı ile iştiraklı akciğer tümörlerin den özellikle vertebra invazyonu şüphesi olan ol gularda MRI ile inceleme yapılmalıdır. Preoperatif sitolojik veya histopatolojik teşhis için TTİİA en et- kili tanı yöntemidir. Balgam sitolojisi ve bronkos- kopik tetkik tanıda önemli bir katkı sağlamaz ancak mediastinal patolojileri aydınlatmada bron koskopik transkarinal veya transtrakeal iğne aspi rasyonu evrelendirmede kullanılabilir. Operabl ol gularda tümör parietal plevra ile sınırlı dahi olsa anblok rezeksiyon yapılması gerekir. Çünkü mor bidite ve mortaliteye çok olumsuz bir katkısı olma makta, buna karşın daha küratif bir rezeksiyon yapılarak lokal nüks şansı azaltılmaktadır. Inkomplet rezeksiyon ve mediastinal tutulumu olan olgularda prognoz kötüdür.