Subklavyan arter yaralanmasında klinik bulgular olarak distal nabızların yokluğu veya zayıflığı, üfürüm veya genişleyen hematom saptanabilir. Eğer yaralanma internal mammaryan arter, trunkus tiroservikalis ve vertebral arter dallarının distalinde ise, omuzdaki kollateral ağ sayesinde tam kesi olsa bile tolere edilebilir. İskemi minimal olabilir ve radial arter nabızı alınabilir. Subklavyan artere ulaşmak için çeşitli kesiler yapılabilir. Acil durumlarda medyan sternotomi en güvenilir yaklaşım şeklidir. Bu insizyon klavikula boyunca uzatılabilir. Subklavyan arterin vertebral arter çıkışına kadar olan proksimal kısmının kontrolü için sınırlı medyan sternotomi kullanılabilir. Sol subklavyan arterin uzun bir segmenti arkada veya toraks içinde seyrettiğinden proksimal kontrol için sol anterolateral veya posterolateral torakotomi yapılabilir [5]. Tedavide proksimal ve distal arteriyel kontrolü takiben ligasyon, uç uca tamir, otolog veya sentetik materyallerle bypass yapılmaktadır. Günümüzde psödoanevrizmaların tedavisinde cerrahi dışı seçenekler de sıkça kullanılmaya başlanmıştır. Bunların içerisinde en çok tercih edilen yöntem, uygun vakalarda ultrasonografi eşliğinde kullanılan kompresyon ve/veya trombin enjeksiyonudur [6]. Bu yöntemde dubleks ultrasonografi kılavuzluğunda bir anjiyo-kut iğnesi (22 numara veya daha ince) psödoanevrizma içine sokularak 0.5-1 mL trombin solüsyonu (1000 U/mL) enjekte edilir. Kısa bir zaman içerisinde anevrizma kesesi tromboze olur. Bu yöntemle ilgili herhangi bir komplikasyon ve rekürrens bildirilmemiştir. Psödoanevrizmaların onarımında cerrahi onarıma alternatif olarak kullanılabilecek diğer bir metod da endovasküler girişimlerdirr [7].
Bu komplikasyonun tedavisinde perioperatif mortalite oranları %3 ile %8 arasında değişmektedir. Morbidite oranları ise %6 ile %8 arasında olup, genellikle postoperatif kanama veya boyundaki psödoanevrizma onarımlarında kraniyal sinirlerin yaralanmasına bağlıdır.
Santral ven kateterizasyonu sonrası psödoanevrizma gelişimi nadir olmasına karşın, riskli hastalarda girişimin düşük çaptaki iğnelerle yapılması ve işlemin başarısızlığı durumunda mükerrer girişimlerden kaçınılması bu komplikasyonu azaltacaktır. Psödoanevrizma gelişimi durumunda erken cerrahi onarım komplikasyonsuz gerçekleştirilebilir.