Methods: Eighty-four patients with free ITAgrafts in whom the proximal anastomosis was on the other in situ ITA graft (Group 1) or on a saphenous vein (Group 2) were followed for a mean period of 38.1 ± 24 months. Fourty-eight patients (57.15 %) underwent control coronary angiography.
Results: In Group 1, 17 of 18 (94.44%) angiographically controlled patients had patent free ITA grafts where this number was 21/30 (70%) in Group 2. The difference between the groups did not reach a statistical significance (p = 0.067) but we clinically observed that free ITA grafts in Group 2 patients were more prone to stenosis due to problems with their saphenous vein and with the anastomosis line between the vein and the free graft.
Conclusion: Free ITA grafts should be considered before the saphenous vein grafts in cases where bilateral in situ ITA usage is not possible. The reported results of the proximal anastomosis on the aorta are acceptable for free grafts. In cases where this is not feasible, we have observed that the free grafts on the other in situ ITA has a better patency rate, even our results have bin not reach a statistical significance.
Serbest ITA greftiyle ilgili olarak yukarıda verilen değerler, bu greftin proksimal anastomozunun direkt olarak aort üzerine veya aort üzerine dikilen bir perikard yamanın üzerine yapıldığı durumlardaki açık kalım oranlarıdır. Ancak gerek aortada yaygın aterosklerotik plaklar bulunmasına bağlı olarak aortanın açılamayacağı durumlarda, gerekse greft boyunun aortaya yetişemeyecek kadar sınırlı olduğu durumlarda serbest ITA proksimal anastomozunu ya in situ olarak kullanılmış olan diğer ITA grefti üzerine, ya da safen ven grefti proksimal anastomozunun hemen üzerine yapmak gerekebilir. Bu durumun açık kalım oranı üzerine olan etkisi kesin bir netlik kazanmamıştır.
Çalışmamızda proksimal anastomozu in situ ITA üzerine yapılmış olan serbest ITA greftleri, proksimal anastomozu safen ven grefti üzerine yapılmış serbest ITA greftleriyle karşılaştırılarak bu konudaki tartışmalara katkıda bulunmak amaçlanmıştır.
Çalışma konusu hastalarda serbest ITA grefti kullandırmayı gerektiren başlıca nedenler şunlardır: Preparasyon aşamasında ITA akımının yetersiz olarak tespit edilmesi, veya ITAnın hasar görmesi sonucu proksimal veya distal bir bölümünün kullanılamaması, planlanan hedef koroner artere boyunun yetişmemesi veya anastomoz gerçekleştirildikten sonra in situ ITA greftinin gergin olarak tespit edilmesi sonrası serbest hale dönüştürülmesi, hastada preoperatif tanı konmuş subklavyan arter hastalığı bulunmasıdır. Her iki grup arasında homojen bir dağılım sağlamak amacı ile şu özelliklere sahip hastalar çalışma kapsamı dışında bırakılmıştır: sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu %35in altında olan hastalar, koroner arter operasyonuna ek bir müdahalenin yapıldığı olgular (kapak replasmanı, karotis endarterektomisi, ventrikül anevrizma rezeksiyonu vs...)
Grup 1deki hastaların yaş ortalaması 56.2 ± 7.7, kadın/erkek oranı 3/21; Grup 2deki hastaların yaş ortalaması 55.9 ± 10 ve kadın/erkek oranı 7/53 idi (p = 0.562 ve p = 1). Hastaların diğer preoperatif özellikleri açısından da her iki grup arasında istatistiksel bir fark saptanmadı. Bu değerler girilirken antihipertansif ilaç kullanan veya istirahat kan basıncı üst üste yapılan iki ölçümde 140/90 mmHgnın üzerinde çıkan hastalar hipertansif; oral antidiyabetik ilaç, insülin kullanan ya da açlık kan şekeri 120 mg/dL üzerinde çıkan hastalar diyabetik, LDL-kolesterol değeri 130 mg/dL üzerinde olan veya antihiperlipidemik ilaç kullanan hastalar ise hiperlipidemik olarak tanımlanmıştır.
Sonuçların istatistiksel analizi Students t testi, Fishers exact testi ve Ki-kare testi kullanılarak yapıldı ve 0.05 ten küçük olarak tespit edilen p değeri istatiksel olarak anlamlı kabul edildi.
Cerrahi Teknik
Genel anestezi ve medyan sternotomiyi takiben operasyon planına göre ITA tek veya çift taraflı hazırlandı. Aort ve sağ atriyum kanülasyonu ile kardiyopulmoner bypassa geçildi 28-32°C arasında hipotermi sağlandıktan sonra aort klempi kondu ve soğuk kan kardiyoplejisi antegrad (1995 yılından itibaren antegrad ve retrograd) yoldan verilerek kardiyoplejik arrest sağlandı ve her 20 dakikada bir veya her distal anastomoz bitiminde tekrarlandı. İlk olarak safen ven greftlerinin distal anastomozları, bunu takiben kullanılacak serbest ITA greftinin distal anastomozu ve in situ ITA greftinin distal anastomozu yapıldıktan sonra aort klempi kaldırıldı. Safen ven grefti kullanılan olgularda aortaya konulan parsiyel klemp sonrası bu greftlerin proksimal anastomozları yapıldı ve parsiyel klemp kaldırıldı. Serbest ITA greftinin proksimal anastomozu, anastomoz edileceği safen ven grefti veya in situ ITA iki bull-dog klemp ile oklüde edildikten sonra bu greftin üzerine yapıldı. Serbest ITA greftinin proksimal anastomoz yeri safen ven greftlerinde aort anastomozunun hemen üzeri, in-situ ITA greftlerinde ise greftin perikarda girdikten sonraki bölümü olarak seçilmiştir (Şekil 1). Bu işlemleri takiben kardiyopulmoner bypass sonlandırılarak hasta dekanüle edildi ve standart yöntemlerle göğüs kapatıldı. Hastaların ortalama aort klemp zamanı Grup 1 için 104.1 ± 36.7 dak ve Grup 2 için ise 92.1 ± 33.7 dakikadır (p = 0.923). Hastaların ortalama perfüzyon süresi Grup 1 için 134.2 ± 23.2 dak ve Grup 2 için ise 124.4 ± 18.8 dakikadır (p = 0.103). Hastalara yapılan total distal anastomoz ortalaması Grup 1 için 4.2 ± 1.5 ve Grup 2 için ise 3.9 ± 1.1 dir (p = 0.839).
Seksen hasta iyi şartlarda taburcu edildi. Hastaların ekstübasyon zamanları (Grup 1 için 21.2 ± 19 saat, Grup 2 için 18 ± 8.1 saat; p = 0.818), yoğun bakım kalış süreleri (Grup1 için 2.7 ± 1.5 gün, Grup 2 için 3.6 ± 4.5 gün; p = 0.207), hastane kalış süreleri (Grup 1 için 12.7 ± 6.4 gün, Grup 2 için 11.6 ± 5.2 gün; p = 0.761) açısından gruplar arası istatiksel farklılık gözlenmedi.
Ameliyat sonrası dönemde toplam 4 hasta kaybedildi. Bu hastaların 4ü de Grup 2 hastası idi. Hastalardan birincisi postoperatif 4. günde tedaviye yanıtsız ventriküler aritmi, diğer üçü ise sırası ile postoperatif 2., 3. ve 5. günlerde düşük kalp debisi nedeni ile kaybedildiler ve bu hastaların 3ü de intraaortik balon pompa desteği altındaydılar. Grup 1de 2 hasta, Grup 2de ise 1 hasta kanama revizyonuna alındı. İntraaortik balon pompa desteği Grup 1de 1 hasta, Grup 2de 6 hasta için kullanıldı. Grup 1de 1 hasta postoperatif 8. günde sternal dehissens nedeni ile yeniden ameliyathaneye alındı ve sternumu fikse edildi. Her iki grupta da 2 hastada elektrokardiyografide yeni Q dalgası oluşumu ile karakterize perioperatif miyokard enfarktüsü tespit edildi. Ameliyat sonrası dönemde görülen bu komplikasyonlar karşılaştırıldığında gruplar arasında istatiksel fark gözlenmedi.
Takip Dönemi
Grup 1de bulunan 24 hastanın 22sine ulaşıldı ve geç dönem mortalite olmadığı görüldü. Grup 2de ise taburcu olan 56 hastanın 45ine ulaşıldı ve 2 hastanın geç dönemde kaybedildiği öğrenildi. Bu hastalardan birincisinin postoperatif 2. yıl içinde ani ölüm ile, diğerinin ise 3. sene içinde parçalı humerus kırığı nedeni ile geçirdiği bir operasyon sonrasında kaybedildikleri tespit edildi. Hastaların ortalama takip süreleri 38.1 ± 24 aydır (11-85 ay).
Grup 1de takip edilen 22 hastanın 18 ine (%81), Grup 2de ise 45 hastanın 30una (%66.66) kontrol anjiyografisi yapıldı. Grup 1de kontrol anjiyografisi yapılan 18 serbest ITA greftinin 12si sağ, 4ü sol ITA idi. Bu hastaların 10 tanesinde serbest ITA grefti sol ön inen koroner artere (%55.5), 8 tanesinde ise sirkumfleks koroner arterin obtus marjinal dalına anastomoz edilmişti (%44.5). Grup 2de ise anjiyografik kontrolü yapılan 30 serbest ITA greftinin 19 tanesi sağ, 11i sol ITA idi. Bu greftlerin 17 tanesi sol ön inen koroner artere (%56.6), 8 tanesi sirkumfleks koroner arterin obtus marjinal dalına (%26.6), 5 tanesi de sağ koroner artere (%16.6) anastomoz edilmişti. Grup 1de yapılan 18 kontrol anjiyografisinin 17sinde (%94.44) serbest ITA grefti tamamen açık saptanırken (Resim 1), bir hastada (%5.55) serbest ITA greftinin in situ sol ITA greftine anastomoz edildiği yerde %50-60 stenoz saptandı ve bunun teknik hata olabileceği düşünülse de bu greft hastalıklı olarak kabul edildi. Diğer greftleri patent olan bu hastaya yapılan efor testinin iskemik açıdan negatif olarak yorumlanması üzerine hasta takibe alındı.
Grup 2de ise kontrol anjiyografisi yapılan 30 hastanın 9unda (%30) serbest ITA greftinde probleme rastlandı (Resim 2). Bu hastaların kontrol anjiyografileri incelendiğinde serbest ITA greftinde problem saptanan hastaların 3ünde serbest ITA grefti proksimalinin yapıldığı safen ven greftinin proksimalden oklüde olduğu ve serbest grefti hiç doldurmadığı görüldü. Üç hastada safen ven grefti açık olduğu halde serbest ITA greftinin koroner arteri doldurmadığı ve oklüde olduğu, 1 hastada ITA greftinde anlamlı stenoz olduğu, 2 hastada ise serbest ITA greftinin safen vene anastomoz edildiği bölgede stenoz olduğu saptandı.
Sayısal olarak anlamlı gibi görülen bu farklılık, değerler istatistiksel olarak karşılaştırıldığında p değeri anlamlı bulunmadı (p = 0.067). Hasta takiplerinden elde edilen veriler doğrultusunda, gruplar arasında postoperatif greft patensisini etkileyen risk faktörlerinden hipertansiyon (p = 1), diyabet p = 0.543), hiperlipidemi (p = 0.727), sigara kullanımı (p = 0.627) ve her gün düzenli antitrombotik ajan kullanımı(p = 0.144) açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı.
Yukarıda da saydığımız nedenlerden ötürü kullanımına başlanan serbest ITA greftinin proksimal anastomozunun ilk tarif edilen yeri aortadır. Direkt olarak aort üzerine veya aort üzerine konulan bir perikard yamanın üzerine anastomoz edilen serbest ITA greftlerinin iyi sonuçları serbest ITA grefti kullanımını yaygınlaştırmıştır [10]. Ancak bazı çalışmalar serbest ITA greftinin proksimal anastomozunun direkt olarak aortaya yapılmasının gerek her iki damar arasındaki çap ve duvar kalınlığı uyumsuzluğu, gerekse aortanın yüksek basıncı dolayısı ile serbest greftin uzun dönem sonuçlarına etki ettiğini savunmaktadır [11]. Tüm bunların yanında serbest ITA greftinin boyunun yetişmemesi, in situ olarak yapıldığı halde gergin olması ve serbest hale dönüştürülmesi veya aortanın hiçbir anastomoz yapılamayacak kadar kalsifik olması durumlarında serbest greftin proksimal anastomoz yeri için elimizde iki seçenek vardır. Safen ven grefti proksimal anastomozu üzeri ve in situ kullanılmış diğer ITA.
Bizim çalışmamızda proksimal anastomozunu aortaya yapma imkanı bulamadığımız serbest ITA grefti kullanılan olgularda bu iki alternatif karşılaştırılmıştır. Koroner arter cerrahisinde anastomoz yapılan hedef koroner arterin de ITA greftinin uzun dönem açık kalım oranında etkisi olduğu göz önüne alınırsa, her iki grupta da bu açıdan bir fark saptanmamıştır. Grup 1de anastomozların %55i, Grup 2de anastomozların %56.6sı sol ön inen koroner artere yapılmıştır. Her iki grup arasında istatistiksel değer olarak anlamlı bir fark bulunmamakla beraber (p = 0.067) klinik gözlem olarak proksimal anastomozun in situ ITA üzerine yapıldığı serbest ITA greftlerinin daha olumlu bir açık kalım oranına sahip olduğunu gözlemledik (in situ ITA üzerine yapılan anastomozlarda 17/18, safen ven grefti üzerine yapılan anastomozlarda 21/30 açıklık oranı). Kanımızca birinci grubu oluşturan hastaların sayılarının azlığı anlamlı sonuç almamızı engellemiştir. Ancak uzun dönem açık kalım oranı düşük olan safen ven greftleri üzerine ve bu greftin uzun dönem de stenozlardan en fazla etkilenen yeri olan proksimal anstomozu üzerine [12] yapılan bir anastomozun, literatürde iyi kısa dönem sonuçları bildirilmekle beraber [13], serbest grefte ek bir risk getirdiği düşüncesindeyiz. Çalışmamızda bazı serbest greftlerin safen ven grefte veya in situ ITA üzerine anastomoz edildikleri yerlerde görülen problemler, serbest ITA greftinin uzun dönem sonuçları açısından bu anastomoz yapımındaki teknik olarak kusursuzluğun önemini vurgulamaktadır.
Sonuç olarak, in situ ITA greftinin çeşitli nedenlerle kullanımının mümkün olmadığı olgularda bu greftin serbest olarak kullanımı mutlaka düşünülmelidir. Serbest greftin proksimal anastomozunun direkt olarak aort veya aort üzerine konulan bir yama üzerine yapıldığı olgular için literatürde bildirilen sonuçlar olumludur. Bunun mümkün olmadığı durumlarda aralarında istatistiksel bir fark saptayamamıza rağmen, klinik gözlem olarak proksimal anastomoz yerinin in situ ITA grefti olarak seçilmesinin uzun dönemde greft patensisi üzerine olumlu etkisi olacağını düşünmekteyiz.
1) Markwırth T, Hennen B, Scheller B, et al. Flow wire
measurements after complete arterial coronary
revascularization with T-grafts. Ann Thorac Surg
2001;71:788-93.
2) Barner HB. Arterial grafting: Techniques and conduits. Ann
Thorac Surg 1998;66:2-5.
3) Tatoulıs J, Buxton BF, Fuller JA, et al. Results of 1454 free
right internal thoracic artery-to-coronary artery grafts. Ann
Thorac Surg 1997;64:1263-9.
4) Barner HB, Standeven JW, Reese J. Twelve-year
experience with internal mammary artery for coronary
artery bypass. J Thorac Cardiovasc Surg 1985;90:668-75.
5) Loop FD, Lytle BW, Cosgrove DM, et al. Free (aorta-
coronary) internal mammary artery graft: Late results.
J Thorac Cardiovasc Surg 1986;92:827-31.
6) Loop FD, Lytle BW, Cosgrove DM, et al. Influence of
internal mammary artery graft on 10-year survival and
other cardiac events. N Engl J Med 1986;314:1-6.
7) Hall TS, Ferguson J, Sines J, Spotnitz AJ. Comparison of
the flow capacity of the free arterial grafts and saphenous
vein grafts for coronary bypass surgery. Cardiovasc Surg
2001;9:27-32.
8) Kushwaha SS, Bustami M, Taojkarimi S, Ilsey CD,
Mitchell AG, Yacoub MH. Late endothelial function of free
and pedicled internal mammary artery grafts. J Thorac
Cardiovasc Surg 1995;110:453-62.
9) Verhelst R, Etienne PY, ElKhouty G, Nairhomme P,
Rubay J, Dion R. Free internal mammary artery graft in
myocardial revascularization. Cardiovasc Surg
1996;4:212-6.
10) Kanter KR, Barner HB. Improved technique for the
proximal anastomosis with free internal mammary artery
grafts. Ann Thorac Surg 1987;44:556-7.
11) Pehkonen E, Seppanen S, Niemela K, Majahalme S. Radial
artery graft inflow from the undetached, unharvested
RIMA: A method to avoid proximal anastomosis to the
aorta in CABG surgery. Eur J Cardiothorac Surg
2000;18:717-9.