Methods: In our clinic, we evaluated 15 thoracomyoplasty cases which mean age was 50.7 years (25-76), and 13 of them were male and the remaining 2 were female. The empyema was seen in 9 patients at right and in 6 patients at left hemithorax. The empyema was diagnosed in 4 patients clinically and in the other patients with thorax computarized tomography and thoracentesis. After the stabilisation of the patients situation, we performed open drainage (thoracostoma) at 11 patients. We made the decision of the operation due to the cleaning of thoracostoma, the occurence of granulation and the general physical condition of the patient.
Results: The etiology was postpneumonectomy empyema in 7 patients, postinfection empyema in 7 patients and postlobectomy empyema in 1 patient. The most common (60%) microbiological agent was determined as Pseudomonas aeroginosa. We performed thoracomyoplasty to 5 patients, myoplasty to 8 of them and thoracoplasty in the remaining 2 patients. We prepared the patients for the cavity sterilisation between 1-11 months. We made repair of bronchial fistula before thoracomyoplasty to the cases of bronchopleural fistulas. There were no mortality and morbidity except the seroma and wound infection.
Conclusions: We decided that the thoracomyoplasty is an effective procedure for the chronic empyema.
1994-2002 yılları arasında kliniğimizde yapılan 15 torakomiyoplasti olgusununun sonuçlarını retrospektif olarak irdeledik.
Operasyon kararı torakostomanın temizliği, granülasyon dokusunun oluşması ve hastanın genel durumu göz önünde bulundurularak alındı. Bronkoplevral fistüllü 3 hastada bronş primer, 6 hastada da ekstratorasik kasla kapatıldı. İki hastada torakoplasti, 8 hastada miyoplasti, 5 hastada ise torakomiyoplasti uygulandı. Beş hastada m. lattisimus dorsi, 3 hastada m. lattisimus dorsi ve m. serratus anterior, 2 hastada bu kaslara ilaveten m.subskapularis, bir hastada m. trapezius ve m. serratus anterior, 1 hastada sadece m. subscapularis ve 1 hastada da m. pektoralis major kullanılarak plevral boşluk kapatıldı. Ortalama 2.7 adet kosta parsiyel olarak rezeke edildi. Toraks içine ve cilt altına drenler konularak toraks kapatıldı. Genelde Alexander tip torakomiyoplöroplasti uygulandı. Rezeke edilen kosta sayısı ve kullanılan kaslar Tablo 3de gösterilmiştir.
Genellikle kronik ve BPFlü hastalarda bu işlemlerin birden fazlasına ihtiyaç duyulur. Çünkü bu hastaların stabilizasyonu, drenajı, kavite temizliği ve kapatılması safhalarının her birinde ayrı bir işlem ve uzun zaman gerektirmektedir. Nitekim bizim hastalarımızda da ortalama iki veya üç işlem uygulanmış ve ortalama hastanede kalış süresi 73 gün olarak tespit edilmiştir.
Tüp drenaj genellikle erken dönemde tedavi amaçlı, kronik ampiyemde ise hastanın stabilizasyonu amacı ile uygulanır. Tüp drenajın semptomların başlangıcında itibaren ilk 2 hafta içinde en etkili olduğu bildirilmiştir [2]. Kronik ampiyemde ise hastanın toksik tablosunun düzelmesi ve/veya mediasten fiksasyonunun tamamlanması amacı ile 1-3 hafta süreyle uygulanan bir işlemdir.
Plevral kavitenin tam anlamıyla drenajı ve temizliği etkili açık drenajla sağlanır. Bu işlem ilk kez 1915te Robinson [3] ve 1935te Eloesser [4] tarafından tarif edilmiştir. Clagett ve Geracci [5] 1963te postpnömonektomik ampiyemlerin tedavisinde açık drenaj ve kavite sterilizasyonunu takiben toraksın primer kapatılması yöntemini tarif ettiler ve %80 başarı oranı bildirdiler. Kavitenin temizliği sürekli yıkama veya kavite içine ıslak [ Dekortikasyon, postenfeksiyöz ve posttravmatik kronik ampiyemlerin tedavisinde seçilmesi gereken işlemdir. İlk kez 1893te Fowler [7] tarafından tarif edilmiş ve uygulanmıştır. Dekortikasyonda amaç plevral boşluğun kapatılması ve akciğer fonksiyonlarının iyileştirilmesidir [8]. Postenfeksiyöz kronik ampiyemlerin tedavisinde öncelikle tercih edilen yöntem olmakla birlikte, beslenme bozukluğu veya ilave bir parankimal hastalığı bulunan hastalarda dekortikasyonun riskli olduğunu bildirenler de vardır [9,10]. Çalışmamızda yer alan olguların beşinde aşırı derecede plevral kalınlaşma, kalsifikasyon ve performans düşüklüğü olması nedeni ile riskli olabileceğini düşündüğümüz dekortikasyondan kaçınıldı. Hastaların hiçbirinde ilave rezeksiyon yapılmadı.
Plevral kavite kapatılmasının diğer bir yolu da torako miyoplastilerdir. Torakoplasti ilk kez 1885te De Cerenville tarafından akciğer primer tüberküloz kavitesinin kapatılması için uygulandı [11]. Antibiyoterapi çağı öncesinde sık olarak kullanılan bir metod olmakla birlikte, progressif skolyoz, kronik postoperatif ağrı, hiperestezi, progressif pulmoner yetmezlik ve kozmetik dezavantajları olması nedeni ile günümüzde nadiren başvurulan bir yöntemdir [12,13]. Torakoplastide amaç göğüs duvarı rijiditesinin parsiyel olarak ortadan kaldırılması ve ampiyem poşu üzerine çöktürülerek kapatılmasının teminidir. Sawamura 1985te kendi geliştirdiği bir teknikle 65 hastanın 60ında kür sağladı. Bu teknikle torakoplastiden farklı olarak göğüs duvarı rijiditesini ortadan kaldırmadan pariyetal plevra, visseral yaprak soyulduktan ve varsa fistül kapatıldıktan sonra, kavite üzerine çöktürülerek kapatılması sağlanıyordu [14].
Toraks içerisine kas transpozisyonu (miyoplasti) ilk kez 1911de Abrashoff [15] tarafından tarif edildi. Özellikle postrezeksiyonel ampiyemlerde BPFlerin kapatılması ve kavitenin kapatılmasında çok başarılı neticeler elde edilmektedir. Kapatma için ekstratorasik, abdominal kaslar, omentum veya serbest doku flepleri başarılı bir şekilde kullanılabilir. En sık kullanılan doku ekstratorasik kaslardır (m. lattisimus dorsi, m. serratus anterior, m. subscapularis ve m. Pektoralis). Beslenmeleri çok iyidir ve genellikle tek bir ana arteri bulunduğundan mobilizasyonu ve transpozisyonu kolaydır ve minimal bir fonksiyon kaybına neden olur [16]. Kas transpozisyonu her kronik ampiyemli hastada endike değildir. Çoğu hastada klasik tedavi yöntemleri ile (drenaj + antibiyoterapi, dekortikasyon, diyafragma elevasyonu, plevral tent) yeterince tedavi edilebilir. Bu yöntemlerin başarısız olduğu hastalarda, özellikle kronik BPFlü hastalarda kas transpozisyonu endikedir. Bununla birlikte enfekte bölgede yabancı cisim bulunması (greft vs.) trakeobronşiyal ağacın veya gastrointestinal traktın kronik perforasyonları (trakeo-innominate fistül) ve trakeal rezeksiyon sonrasında gelişen trakeal defektlerin güçlendirilmesinde de kas transpozisyonu endikasyonu vardır [16].
Kronik ampiyemlerin tedavisinde hastanın ve hastalığın durumuna göre yukarıdaki yöntemlerin herhangi biri veya birkaçı uygulanabilir. Çalışmamızdaki yedi hastaya postpnömonektomik, yedi hastaya postenfektif ve bir hastaya da postlobektomik ampiyem nedeni ile intratorasik kas transpozisyonu ve/veya sınırlı torakoplasti uygulandı. Beş hastada ileri yaş, aşırı derecede kalsifiye plevral kalınlaşma bulunması ve kronik BPF nedeni ile dekortikasyondan kaçınıldı. Oniki hastada plevral kavitenin kapatılması için prosedüre sınırlı torakoplasti eklendi. Hastalarımızın hiçbirinde postoperatif önemli bir komplikasyon ve rekürrens gelişmedi.
Sonuç olarak; kronik intratorasik enfeksiyonların tedavisinde, postpnömonektomik veya postenfeksiyöz olsun intratorasik kas transpozisyonunun etkili bir tedavi yöntemi olduğunu düşünüyoruz.
1) Geha SA. Pleural Empyema. J Thorac Cardiovasc Surg
1971;61:625-35.
2) Strange C, Sahn SA. Management of parapneumonic
plevral effussions and empyema. Infect Dis Clin North AM
1991;5:539-59.
3) Robinson S. The tretament of chronic nontuberculosis
empyema. Collected Papers Mayo Clin 1915;7:618-44.
4) Eloesser S. An operation for tuberculosis empyema. Surg
Gyneco Obstet 1935;60:1096-7.
5) Clagett OT, Geraci SE. A procedure for the management of
postpneumonectomie empyema. J Thorac Cardiovasc Surg
1963;45:141-5.
6) Pairolero PC, Deschamps C, Allen MA, Trastek VF.
Postoperative empyema. Chest Surg Clin NA 1992;2:813-
22.
7) Fowler GR. A case of thoracoplasty for the chest; the result
of an old empyema. Med Rec 1893;44:838-9.
8) Patton WE, Watson TR Jr, Gensler EA. Pulmonary function
before and at intervals after surgical decortication of the
lung. Surg Gynecol Obstet 1952;95:477-96.
9) Morin SE, Munro DD. Early Thoracotomy for empyema. J
Thorac Cardiovasc Surg 1972;64:530-6.
10) Sherman MM, Subramanian V, Berger RI. Management
of thoracic empyema. Am J Surg 1977;133:474-9.
11) Alexander J. The Coll Therapy of pulmonary Tuberculosis
Springfield, IL: Charles C. Thomas Publisher, 1937
12) Kergin FG. An operation for chronic plevral empyema. J
Thorac Surg 1953;25:430-4.
13) Gaensler EA. The Surgery for pulmonary tuberculosis. AM
Rev Respir Dis 1982;125:73-84.
14) Iioka S, Sawamura K, et al. Surgical treatment of chronic
Empyema. J Thorac Cardiovasc Surg 1985;90:179-85.