Methods: Between 1982 and 1998, 484 endoscopic procedures were performed in patients with suspected tracheobronchial foreign body aspiration and retrospective review was undertaken at our thoracic surgery department. The following factors were evaluated: sex, age, nature of the foreign body, localisation in the respiratory tree, clinical symptoms, radiological findings, time lapse between diagnosis and removal.
Results: Male-female ratio was 1.2:1. In 15.8% of the cases foreign body was not detected. In 97.1% of these cases objects were removed via rigit broncoscopy. Peripherally impocted foreign body or inadequate grasping resulted in thoracotomy + bronchotomy in 12 patients. The most (40.6%) removed foreign bodies were pins, 21% of the foreign bodies were nuts, and 38.4% were varying type of foreign bodies. Fiftyfour percent of the aspirated foreign bodies have been found in the right bronchial system, 29.4% in the left, 14.1% in trachea and 1.9% in both bronchial systems. There was a complication rate of 3.1%, and 4 mortalities due to the nature and localizations of the foreign body in the whole series.
Conclusions: Tracheobronchial foreign bodies, especially under 3 years old children, may cause life threatining complications. In addition, pin aspiration become a serious problem for over 10 years old females.
Kliniğimizde yabancı cisim şüphesi ile gelen hastaların tanı ve tedavi yöntemleri değerlendirilmiş ve sonuçları tartışılmıştır.
Grafik 1: Çıkartılan iğnelerin senelik dağılımı. Olguların %3.1inde (15 olgu) komplikasyon gözlendi. Bu komplikasyonların 5ini trakeostomi ile takip edilen erişkin akut solunum distres sendromu (ARDS) ve laringospazm, 3ünü pnömotoraks ve 7sini kardiyak arrest oluşturmaktadır. Olguların %0.8inde (4 olgu) mortalite gözlendi. Erişkin akut solunum distres sendromu gelişen hastalarımız (4 olgu) kuru yemiş aspirasyonları sonucu hastaneye geç olarak müracaat eden hastalardı. Yapılan bronkoskopide yabancı cisimlerin iyice yumuşaması sonucu parçalanmaları nedeniyle bütün halinde çıkarılamadı. Bir kısım yabancı cismin distal hava yollarına kaçtığı düşünülerek hastalar uyandırıldıktan sonra aktif olarak öksürtüldü. Buna rağmen 4 vakada ARDS gelişti. Beş olguda kabuklu yemiş, zeytin gibi zarlı ve çekirdekli yabancı cisimlerin her iki bronş sistemini de ayrı ayrı tıkamaları sonucu anoksik arrest gelişti. Bu vakalardan 2si eksitus olurken 3ünde yabancı cisimler tamamen çıkarılarak resüsitasyona cevap verdiler.
Resim 2: Toplu iğne aspirasyonu olan bir hastanın PA akciğer grafisi.
Bronş ağacının anatomik yapısından dolayı sağ ana bronş ve dallarına yabancı cismin daha sık lokalize olduğu konusunda görüş birliği vardır [3,4,6,7]. Bizim çalışmamızda elde ettiğimiz sağ bronş sistemindeki %54.5luk yabancı cisim aspirasyon sıklığı bu görüş birliğini teyid etmektedir. Darrow ve arkadaşları [2] pediyatrik hastaların hava yollarında yabancı cisimlerin yaklaşık %34ünü kuruyemişlerin oluşturduğunu bildirmişlerdir. Mantel ve arkadaşlarının [6] çalışmasında da bu oran %67 olarak bulunmuştur. Mu ve arkadaşlarının Çinde yaptıkları 400 olguluk seride yabancı cisim türünün %95inin organik olduğunu [3,8], ayrıca Carluccio ve arkadaşları [4] en sık aspire edilen cisminlerin %31.5 oranla organik olduğunu bildirmişlerdir. Bizim çalışmamızda ise aspire edilen organik cisim oranı %42.3, kuruyemiş oranı %21 olarak saptandı. Hava yolu yabancı cisimlerinin türü ve oranı görüldüğü gibi ülkeden ülkeye, diyet ve halkın geleneklerine göre değişmektedir. Endüstrileşmemiş ülkelerde yabancı cisim aspirasyonlarının çoğunluğunu organik cisimler oluştururken, endüstrileşmiş ülkelerde plastik yabancı cisim aspirasyon insidansı daha fazladır. Ortadoğuda kültürel faktörler nedeni ile tespih, boncuk, kadın ve kızlarda iğne aspirasyon oranı yüksektir [1]. Bizim çalışmamızda da 418 olgunun 170ini iğne aspirasyonunun oluşturması ülkemizde son yıllarda yaygınlaşan kadınların türban kullanma alışkanlığının artması ve bunu yaparken toplu iğnenin ağıza alınmasından ileri gelmektedir. Radyo-opak yabancı cisimler posterior-anterior akciğer grafisi ile kolaylıkla görülebilir. Radyolüsen cisimlerden de akciğer grafisinde oluşan sekonder belirtilerle şüphe edilir. En sık görülen sekonder belirtiler mediastinal şift, obstrüktif amfizem ve atelektazidir [1,3,4,8]. Servisimizde en sık gözlenen radyolojik bulgu %39.3 oranı ile radyoopak yabancı cisim görüntüsüdür. Bu oranın yüksek olmasının nedeni, yabancı cisim olgularımızın içinde azımsanmayacak sayıda iğne aspirasyonlarının olmasıdır. Bunu sırası ile normal radyografiler ve unilateral hiperaerasyon gibi sekonder belirtiler takip etmektedir. Negatif bronkoskopi oranımızı %15.8 olarak saptadık. Puhakka ve arkadaşlarının çalışmasında [9] çocukların %17sinde normal bulgular görülmüş, hastaların %10.6sında bronkoskopilerin tamamen normal olduğu saptanmıştır. Yabancı cisim aspirasyonu şüphesi olan her hastaya olası komplikasyonları önlemek amacıyla bronkoskopi yapılması bu oranın yüksek çıkmasına neden olmaktadır. Literatürde yabancı cisim şüphesi olan her olguya bronkoskopi yapılması gerektiği konusunda çeşitli yayınlar vardır. Hatta, Mantor ve arkadaşları [10], gözden kaçırılan yabancı cisim aspirasyonlarından doğacak morbiditeyi önlemek amacıyla bazı negatif bronkoskopilerin kaçınılmaz olduğunu söylemektedirler. Carluccio ve arkadaşları [4] klinik belirtiler olmasa ve hatta radyografik bulgular negatif olsa bile yabancı cisim olma ihtimali göz önünde bulundurularak özellikle 3 yaşın altındaki yüksek şüpheli klinik hikayesi olan hastalara bronkoskopi yapılması gerektiği konusunda diğer yazarlarla hemfikir olduklarını belirtmektedirler. Yabancı cisim aspirasyon zamanı ile müdahale arasında geçen süre çeşitli çalışmalarda değişmektedir. Carluccio ve arkadaşları [4], ilk 24 saat içinde yabancı cisim aspirasyonunun çıkarılma oranını %20.5, bir hafta içinde çıkarılma oranını %66.4 olarak bildirmişlerdir. Mu ve arkadaşları [3] ise, ilk 24 saatte müdahale oranını %28, ilk bir hafta içinde müdahale oranını %71 olarak bildirmişlerdir. Bu çalışmamızda biz, ilk 24 saat içinde müdahale oranını %38.4, ilk bir hafta içinde müdahale oranını %57.6 ve bir haftayı geçen müdahale oranını %3.9 olarak saptadık. İlk 24 saat içinde müdahale oranımızın yüksek olmasını, olgularımızın 170inin iğne aspirasyonlarının oluşturması ve bunu aspire eden olguların yeterli anamnez verecek yaşta olmalarından dolayı hemen kliniğimize baş vurmalarından ileri geldiğini düşünmekteyiz.
Yabancı cisim aspirasyonu şüphesi ile kliniğimize başvuran 484 olgumuzun tümüne rijit bronkoskopi uygulanmıştır. Bunların 73ünde yabancı cisme rastlanmamıştır. Yabancı cisimlerin %97.1i (406 olgu) bronkoskopi ile [ Yabancı cisim aspirasyonlarında erken dönemde pnömomediastinum, torakotomiyi gerektiren yabancı cismin çıkarılmasındaki başarısızlık, larinks ödemi, bronkospazm, endobronşiyal kanama, pnömotoraks, trakeostomi, kardiyak arrest gibi komplikasyonlar görülebilmektedir [1,4,7]. Geç dönemlerde ise bronş striktürü, atelektazi, pnömoni, granüloma gibi komplikasyonlarla karşılaşılabilir [1]. Bizim retrospektif çalışmamızda da 5 olguda trakeostomiyi gerktiren ARDS ve laringospazm, 3 olguda pnömotoraks, 7 olguda kardiyak arrest ve 4 olguda eksitus gelişmiştir. Kliniğimizde bronkoskopik işleme bağlı gelişebilecek laringeal ödem ve bronkospazmı engellemek için önlem olarak endoskopi odasında her hastaya 1 mg/kg metil prednizon paranteral olarak verilmektedir. Otörler acil trakeostomiyi gerektirebilecek postoperatif subglottik ödem insidansını azaltmak için bronkoskopi öncesi ve sonrası kortikosteroid kullanımını önermektedirler [1,4]. Ayrıca çalışmamız bize organik cisimlerin mümkün olduğunca çabuk çıkarılması, organik cisimlerin zarlarının özellikle çıkarılması gerektiğini göstermiştir. Yine trakeobronşiyal yabancı cisim tanısında şüphe nin tanıya giden en önemli yol olduğu akıldan çıkartılmamalıdır. Bronkoskopik yabancı cisim çıkarma işleminin iyi eğitilmiş, tecrübeli anesteziyolojist, hemşire, endoskopi ekibi ve uygun aletlerle yapılmasının şart olduğu konusunda tüm yazarlar görüş birliğindedir [1,11].
Trakeobronşiyal yabancı cisimler özellikle 0-3 yaş grubunda hayati tehlike arz eden ve erken ve geç komplikasyonlar yapan bir sorundur. Ayrıca son yıllarda 10 yaş üstü genç kızlarımızın iğne aspirasyonları da önemli bir sorun haline gelmiştir. Eğitimle bu sorunların sıklığının azaltılacağı ümidindeyiz.
1) Ludemann JP, Hughes CA, Holinger LD. Management of
foreign bodies of the airway. In: Shields TW, LoCicero J,
Ponn RB, eds. General Thoracic Surgery. Philadelphia:
WB Saunders, 2000;73:853-62.
2) Darrow DH, Holinger LD. Foreign bodies of the larynx,
trachea, and bronchi. In: Bluestone CD, Stool S, Kenna MA,
eds. Pediatric Otolaryngology. Philadelphia: WB Saunders,
1995.
3) Mu L, He P, Sun D. Inhalation of foreign bodies in Chinese
children: A review of 400 cases. Laryngoscope
1991;101:657-60.
4) Carluccio F, Romeo R. Inhalation of foreign bodies:
Epideniological data and clinical considerations in the light
of a statistical review of 92 cases. Acta Otorhinolaryngol
Ital 1997;17:45-51.
5) Puhakka H, Kero P, Iisalo E, Erkinjuntti M. Pediatric
broncoscopy. A report of methodology and results. Clin
Pediatr Phila 1989;28:253-7.
6) Mantel K, Butenandt I. Tracheobronchial foreign body
aspiration in childhood. A report on 224 cases. Eur JPediatr
1986;145:211-6.
7) Bhatia PL. Problems in the management of aspirated
foreign bodies. West Afr J Med 1991;10:158-67.
8) Mu LC, Sun DQ, He P. Radiological diagnosis of aspirated
foreign bodies in children: Review of 343 cases. J Laryngol
Otol 1990;104:778-82.
9) Puhakka H, Kero P, Erkinjuntti M. Pediatric broncoscopy
during a 17-year period. Int J Pediatr Otorhinolaryngol
1987;13:171-80.