Superior Mini-Sternotomi:
Aort ve mitral kapak hastalarında tercih ettiğimiz yaklaşım olup Gundry tarafından popülarize edilmiştir [8].
Mini-Sternotomi yöntemi ile opere edilen hastaların ekstübasyon, yoğun bakım ünitesi ve hastane kalış süreleri. |
Bu yaklaşımda 5-7 cm. arasında değişen ve sternum üst ucunun 3-4 cm. altından başlayan cilt insizyonu sonrası, üst sternal çentikten başlayıp 4. interkostal aralıktan sağa dönen "J" sternotomi yapıldı, bu şekilde sternum sol yarısının bütünlüğü korundu (Resim-1).
Aort kapak operasyonlarında superior J mini-sternotomi sonrası, assendan aorta ve sağ atriyum kanüle edilerek KPBa geçildi, sağ üst pulmoner vene vent konulduktan sonra koroner ostiumlarına direkt kan kardiyoplejisi verildi ve 4(+) aort yetmezliği olan hastada standart yöntemle 29 mm St. Jude protez ile aort kapak replasmanı yapıldı.Mitral kapak operasyonu uygulanan 4 hastanın üçünde mitral darlığı, birinde ise mitral darlığı ve önemli mitral yetmezliği vardı. Üst mini-sternotomiyi takiben asendan aorta kanüle edildi. Önce superior vena cava kanülasyonu ile KPB başlatıldı. Bu şekilde dekomprese edilen kalpte vena cava inferiore ulaşıldı ve kanüle edilerek total KPBa geçildi. (Resim 2) Mitral kapağa ulaşım için Giraudon tarafından tarif edilen vertikal transatrial septal yaklaşım kullanıldı [9]. Bu yaklaşımda sağ atrial apendiksin medialinden başlayıp sinüs nod arterine dikkat edilerek ve buna uzak ve paralel bir şekilde sol atrium tavanına doğru bir insizyon yapılmakta, sonra aorta sola doğru ekarte edilerek insizyon aortanın arkasına doğru uzatılmaktadır.
Sonra interatrial septumun sol atrium kubbesi ile birleştiği yerden foramen ovaleye kadar yapılan ikinci bir insizyonla da mitral kapağa ulaşılmaktadır. Bu yöntemle iki hastada 27 No, iki hastada ise 29 No St.Jude protez ile mitral kapak replasmanı uygulandı. Aort ve mitral darlığının beraber görüldüğü bir hastada ise yukarıda açıkladığımız tekniklerle 23 No St.Jude protez aort kapak ve 27 No St.Jude protez mitral kapak kullanılarak çift kapak replasmanı yapıldı. Bunlara ek olarak Aortopulmoner pencere ve PDA tanısı ile opere edilen 2 yaşındaki hastada aorta ve sağ atriyum kanülasyonu ile KPBa geçildikten sonra patent duktus arteriosusun çift ligasyonu yapıldı.
Aortopulmoner pencere vertikal aortotomi insizyonu ile aort içerisinden gluteraldehitle işlem görmüş perikard yama kullanılarak onarıldı.
İnferior Mini-Sternotomi :
Genel olarak çalışan kalpte koroner by-pass operasyonu geçirecek hastalar ve uygun konjenital kardiyak patolojilerin düzeltilmesi için tercih ettiğimiz bu yöntemde ksifoid alt ucundan itibaren 5-7 cm lik bir cilt insizyonunu takiben sternum ksifoid alt ucundan başlayıp koroner bypass için sol, diğer patolojilerde sağ 3. interkostal aralığa kadar açılmaktadır (Resim 3).
Superior mini-sternotomi yaklaşımı ile opere edilen mitral kapak replasmanı olgusunda kanüller yerleştirilip KPB'a geçildikten sonra operasyon sahasının görünümü. |
Stable anjina pektoris ve sadece sol ön inen koroner arterde (LAD) darlığı bulunan ve operasyon kararı alınan 4 hastada inferior mini-sternotomiyi takiben sol toraks Favaloro ekartörü ile kaldırılarak internal torasik arter proksimal kısmına kadar prepare edildi. LADde anastomoz yapılacak kısım arterin her iki yanına konan askı dikişleri ile stabilize edildi ve LAD proksimali 4-0 prolen dikiş ile dönüldükten sonra çalışan kalpte sol internal torasik arter LADye anastomoz edildi.
Bunlara ek olarak inferior mini-sternotomi yolu ile aortobikaval kanülasyonu takiben 3 hastada sekundum tip ASD perikard yama ile kapatılırken, sekundum tip ASDye parsiyel pulmoner venöz dönüş anomalisinin eşlik ettiği iki hastada ASD genişletildikten sonra perikard yama ile sağ pulmoner venleri sol atriumda bırakacak şekilde kapatıldı.Bu hastaların birinde interatrial septuma konan yamanın vena cava superior girişini daraltmaması için vena cava superior da perikard yama ile genişletildi. Yine inferior mini sternotomi yoluyla bir hastada intermediate tip atrioventriküler kanal defekti perikard yama ile onarılırken, bir diğer hastada ise sağ atrium insizyonu ve transseptal yaklaşımla mitral kapak replasmanı ve triküspid kapağa De Waga annüloplasti uygulandı.Tüm hastalara KPBtan çıkılmadan önce geçici pace-maker telleri yerleştirildi. Bu hastalarda inferior kavaya yerleştirilen venöz kanül daha sonra drenaj tüpünün konulacağı cilt kesisinden sokularak ameliyat sahası dışında bırakıldı.
Özellikle kapak operasyonları için tarif edilen femoral arter ve femoral ven yolu ile KPB a girerek sağ torakotomi [15] veya sağ parasternal insizyonlar [16] postoperatif dönemde ağrı problemlerini arttırdığı ve dolayısı ile morbiditede bir artışa neden olduğu için pek rağbet görmemiş ve sternumun tamamının değil de küçük bir kısmının açılması ile yapılan operasyonlar tarif edilmiştir. İlk olarak Cosgrove sternumun 3. interkostal aralıktan horizontal transseksiyonunu tarif etmiş [17], ancak her iki internal torasik arterin de bağlanmasını gerektiren bu yaklaşım eleştirilere neden olmuştur. Gundry tarafından tarif edilen sternumun üst kısmının açılması (superior mini-sternotomi) [18] ve bunun bir modifikasyonu olarak tarif edilen sternumun alt kısmının açılması (inferior mini-sternotomi) insizyonları, bu sayede klasik yöntemlerle (assendan aorta ve sağ atriyum kanülasyonu) KPB a geçilmesi ve birçok operasyonun bu yaklaşımla gerçekleştirilmesi son zamanlarda benimsenmeye başlanmıştır. İnferior ve süperior mini-sternotomi yolu ile opere ettiğimiz olguların tümünün solunum cihazından ortalama10,3 (±6,0) saat içinde ayrılmaları, büyük bir çoğunluğunun cerrahi yoğun bakım ünitesinde 1 gün kalmaları, hatta bir kısmının ilk 10 saat içerisinde yoğun bakım ünitesinden çıkarılmaları ve hastane kalış sürelerinin klasik yöntemle opere edilen hastalara oranla daha kısa olarak gözlenmesi bizi de literatürde belirtildiği gibi bu yöntemin diğer alternatif "less invaziv" yöntemlere oranla postoperatif ağrı şikayetlerinin azaltılması ve iyileşme sürecinin kısaltılması gibi hedeflere en uygun yaklaşım biçimi olduğunu düşündürmektedir. İnsizyondan elde edilen kozmetik sonucun klasik sternotomi insizyonuna oranla çok daha kabul edilebilir olduğu görüşündeyiz. Ayrıca diğer "less-invaziv " veya "minimal-invaziv" yöntemlerdeki torakotomi yaklaşımına oranla mini-sternotominin postoperatif ağrı yönünden çok daha avantajlı olduğu yönündeki görüşleri [7] biz de gözlemledik. Bundaki en önemli faktörün interkostal kasların disseksiyonun yapılmaması ve interkostal sinirlere zarar verilmemesi olduğunu düşünmekteyiz. Bütün bunlara ek olarak femoral kanülasyon dolayısı ile az da olsa aort disseksiyonu ve sıkça rastlanılan femoral insizyonun iyileşmesindeki problemleri ortadan kaldırması ve belki de en önemlisi eğer gerek duyulursa diğer yöntemlerde yapıldığı gibi hastanın pozisyonunu değiştirmeye ve ayrı bir insizyon yapılmasına, dolayısı ile kalp cerrahisinde çok önemli olan gereksiz zaman kaybına yol açmadan, mevcut insizyonun uzatılarak çok kısa bir sürede klasik sternotomiye çevirilebilmesinin mini-sternotominin sağladığı en önemli avantajlar olduğu görüşündeyiz. Mini-sternotomi yaklaşımı ile başlayıp aort kapak replasmanı yaptığımız bir hastaya peroperatif olarak aort kökü ve sağ koroner arter ostiumunda yaygın kalsifikasyon nedeni ile aort kökü replasmanı ve koroner arter bypass kararı verilmesi ve çok kısa sürede insizyonun genişletilerek prosedürün gerçekleştirilmesi bu konuda önemli bir örnek teşkil etmektedir.
Sonuç olarak mini-sternotomi uygulamamızın ilk bölümünde opere edilen çok çeşitli kardiyak patolojilere sahip 18 hastadan alınan başarılı sonuçlar bize kompleks kardiyak patolojiler de dahil olmak üzere bir çok kardiyak operasyonun bu yöntemle yapılabileceğini göstermektedir. Diğer minimal veya less invaziv yöntemler bütün kardiyak yapıları görmekten ziyade yalnızca cerrahın ilgilendiği bölgenin görüşünü sağlarken, mini-sternotomi yaklaşımı daha geniş bir alana hakimiyet ve bir problemle karşılaşıldığında hastanın pozisyonunu değiştirmeden klasik sternotomiye geçiş olanağı sağlar. Postoperatif dönemdeki ağrı şikayetlerinde belirgin azalma ve buna bağlı olarak solunum fonksiyonlarının daha çabuk geri kazanılması, yara iyileşmesinde görülebilecek problemlerin en aza indirgenmesi, kan kullanımını azalması ve tüm bunlara ek olarak hızlı rehabilitasyon , cerrahi yoğun bakım ve hastane kalış sürelerinin kısaltılması gibi ekonomik ve kozmetik görüntü gibi psikolojik faktörler de gözönüne alındığında mini-sternotomi yaklaşımının uygulanabilir tüm kardiyak operasyonlarda düşünülmesi gereken bir yaklaşım olduğu görüşündeyiz.
Mini-sternotomi grubuna dahil edilmesi düşünülen bir aort stenozu olgusunda süperiör mini sternotomi ile aort kapak replasmanını takiben sağ koroner arter ostiumunda ve aort kökünde yaygın kalsifikasyon saptanması üzerine cilt insizyonu biraz genişletilerek (10 cm), parsiyel aort kökü replasmanı ile birlikte safen ven grefti ile sağ koroner artere by-pass yapıldı. Bu nedenle olgu çalışma grubuna dahil edilmedi.
1) Calafiore AM, Teodori G, Di Giammarco G, et al: Minimally invasive coronary artery surgery: The last operation. Seminars In Thoracic and Cardiovascular Surgery 1997;9:305-11.
2) Arom KV, Emery RW, Nicolof DM: Mini-sternotomy for coronary artery bypass grafting. Ann Thoracic Surg 1996;61:1271-2.
3) Ribakove GH, Galloway AC, Grossi EA, et al: Port-access coronary artery bypass grafting. Seminars In Thoracic and Cardiovascular Surgery 1997;9:312- 9.
4) Minale C, Reifschneider HJ, Schimitz E, et al: Single access for minimally invasive aortic valve replacement. Ann Thorac Surg 1997;64:120-3.
5) Kasegawa H, Simokawa T, Matsushita Y, et al: Right-sided partial sternotomy for minimally invasive valve operation: "Open door method". Ann Thorac Surg 1998;65:569-70.
6) Wilson WR, Ilbawi MN, Deleon SY, et al: Partial median sternotomy for repair of heart defects: A cosmatic approach. Ann Thorac Surg 1992;54:892-3.
7) Westaby S, Benetti FJ: Less invasive coronary artery surgery: Consensus from the Oxford meeting Ann Thorac Surg 1996;62:924-31.
8) Gundry SR: Aortic valve replacement by mini-sternotomy. Operative Techniques in Cardiac and Thoracic Surgery 1998;3:47-53.
9) Tam RKW, Ho C, Almeida AA: Minimally invasive mitral valve surgery. J Thorac Cardiovasc Surg 1998;115.246-7.
10) Kolesov VI: Mammary artery-coronary artery anastomosis as method of treatment for angina pectoris. J Thorac Cardiovasc Surg 1967;54:535-44.
11) Benetti BJ, Ballester C: Use of thoracoscopy and a minimal thoracotomy, in mammary-coronary bypass to left anterior descending artery, without extracorporeal circulation. Experience 2 cases. J Cardiovasc Surg 1995;36:159-61.
12) Subramanian V, Stelzer P: Clinical experience with minimally invasive coronary artery bypass grafting (CABG). Eur J Thorac Cardiovasc Surg 1996;10:1058-63.
13) Robinson MC, Gross DR, Zeman W, et al: Minimally invasive coronary artery bypass grafting. A new method using anterior mediastinotomy. J Cardiac Surg 1995;10:529-36.
14) Stevens JH, Burdon TA, Peters WS, et al: Port-access
coronary artery bypass grafting. J Thorac Cardiovasc Surg 1996;111:567-73.
15) Galloway AC, Ribakove GH, Schwartz DS, et al: Limited thoracotomy mitral valve surgery: A preeliminary study of repair and replacement. Circulation 1994;1:533.
16) Navia JL, Cosgrove DM: Minimally invasive mitral valve operations. Ann Thorac Surg 1996;62:1542- 4.