Bu prospektif çalışmada, santral ve periferik yerleşimli bronş kanserlerinde hücre tipi, lokalizasyon ve fleksibl fiberoptik bronkoskopinin (FOB) iki önemli prosedürü olan forseps biopsi ve bronşial fırçalamanın tanı değerleri araştırıldı.
Çalışmamızda epidermoid karsinom en sık rastlanan kanser türü olma özelliğini korurken daha çok santral yerleşimli olarak yerleştiği tespit edildi. Küçük hücreli karsinomların büyük çoğunluğu santral yerleşimli iken, adenokarsinomların büyük çoğunluğu periferik yerleşimli idi (Tablo 1 ve 2).
Lezyonların 54 tanesi sağ akciğer lokalizasyonlu (%61.4), 34 tanesi sol akciğer lokalizasyonlu (%38.6) idi.
Tablo 3 de bronkoskopik işlemlerle elde edilen pozitif tanı oranları özetlenmiştir. 88 hastanın 57sinde (%64.8) bronkoskopik biopsi pozitif sonuç verirken, 59unda (%67) bronşial fırça pozitif sonuç verdi. Bronkoskopik biopsi ve bronşial fırça yöntemleri kombine edildiğinde pozitif tanı oranı % 89.7 bulundu. 9 hastaya bronkoskopik yöntemlerle tanı konulamadı, ancak bu hastalara uygulanan TTİAB sonucunda tanı kondu.
Bronşial fırça yöntemi santral tümörlerin % 67.8inde, periferik tümörlerin %65.6sında pozitif sonuç verdi. Bronkoskopik biopsi ise santral tümörlerin % 78.5inde, periferik tümörlerin %40ında pozitif sonuç verdi. Bu yöntemler kombine edildiğinde tanı oranları, santral yerleşimli tümörlerde %98.2ye, periferik tümörlerde % 75e yükseldi.
Santral ve periferik lezyonlarda biopsi ve fırça yöntemlerinin tanı üstünlüklerini karşılaştırmak için ki-kare testi uygulandı. Santral lezyonlarda X2 =1.13, p=0.28 (OR=1.73, %95 CI= 0.74 - 4.06); periferik lezyonlarda X2 =3.07, p=0.08 (OR=0.35, %95 CI= 0.13 0.98); genel toplamda X2 = 0.025, p=0.87 (OR=0.90, %95 CI= 0.48 1.68) bulundu.
İstatistiksel olarak, santral ve periferik lezyonlarda biopsi ve fırçanın bronş kanseri tanısı koymada birbirine üstünlüğü bulunmadı.
Bronşial fırçalamanın santral lezyonlarda duyarlılığı %68, özgüllüğü %100, periferik lezyonlarda duyarlılığı %65, özgüllüğü %100, tüm vakalar göz önüne alındığında duyarlılığı %65, özgüllüğü %100 bulundu. Bronkoskopik forseps biopsinin ise santral lezyonlarda duyarlılığı %78, özgüllüğü %100, periferik lezyonlarda duyarlılığı %41, özgüllüğü %100, tüm vakalar göz önüne alındığında duyarlılığı %65, özgüllüğü %100 olarak bulundu (Tablo 4).
Bronkoskopik biopsi ve fırçalama yöntemlerinin duyarlılık, özgüllük, pozitif ve negatif prediktif değerleri (%) |
Kanser dışı nedenlerle bronkoskopi yapılan hastaların hiçbirinde gerek biopsi gerek fırçalama ile maligniteyi düşündürecek herhangi bir bulguya rastlanmadı.
Matsuda ve arkadaşlarının 443 hastada yaptıkları bir çalışmada fırçalama ile biopsiye göre daha yüksek verimlilik elde edilmiş, hastaların %89unda fırçalama ile %64.8inde ise biopsi ile pozitif sonuç elde edilmiş, bu iki tekniğin kombinasyonunda ise pozitif tanı oranı %93.7ye ulaşmıştır [8]. Popp W ve ark. ise forseps biopsi ile fırçalamaya daha yüksek pozitiflik elde ettiklerini bildirmişlerdir [10]. Kıyan ve arkadaşları, yaptıkları retrospektif bir çalışmada forseps biopsi ile kesin histopatolojik tanı alan hastaların %75inde bronşial fırçalama ile pozitif tanı elde edildiğini bildirmişlerdir [6]. Chopra ve ark., her ne kadar floroskopik yöntemle periferik lezyonlarda bronşial fırça ile daha yüksek pozitif sonuç elde etselerde, tüm bronkoskopik tanı yöntemleri içinde bronşial fırçalama ve biopsi kombinasyonunda en yüksek tanı oranı elde ettiklerini (%67) yayınlamışlardır [9].
Çalışmamızda forseps biopsi ve fırçalama ile pozitif sonuç elde etme oranları birbirine yakın olmakla birlikte fırçada biraz daha yüksek bulundu. Bunun yanında bronkoskopik biopsi ve bronşial fırça yöntemleri kombine edildiğinde pozitiflik oranı belirgin olarak arttı. Akiğer tümörlerinde lezyonun anatomik yerleşimi ile bronkoskopik tanı yöntemlerinin diagnostik değeri arasında ilişki olduğunu gösteren sonuçlar bildirilmektedir [1,5,9,10,13-15].
Buccheri, forseps biopsiyi santral yerleşen tümörlerde daha diagnostik bulmuştur. Buna karşın fırça biopsisi ve bronşial yıkamanın periferik lezyonlarda daha tanısal olduğunu yayınlamıştır [13]. Solomon çalışmasında fırça biopsisinin periferik lezyonlarda daha tanısal olduğunu bulmuştur [14]. Popp W, santral lezyonlarda biopsi ile %92.2, fırça ile %78.8, periferik lezyonlarda ise biopsi ile %80.5, fırça ile %82.8 oranında pozitif sonuç bulmuştur [10]. Yılmaz A ve arkadaşları, 407 akciğer kanseri olgusunu retrospektif olarak incelemişler ve forseps biopsiyi santral lezyonlarda, fırça biopsisini ise periferik lezyonlarda daha diagnostik bulduklarını bildirmişlerdir [15]. Popovich, 46 hastada yaptıkları bir çalışmada, forseps biopsiler ve fırçalamanın birlikte kullanımında santral tümörlerde %96, periferik tümörlerde %75 oranında pozitif tanı elde ettiklerini yayınlamıştır [1].
Çalışmamızda bronşial fırçalama yöntemi santral tümörlerin %67.8inde, periferik tümörlerin %65.6sında pozitif sonuç verirken bronkoskopik biopsi santral tümörlerin %78.5inde, periferik tümörlerin %40ında pozitif sonuç verdi. Biz de literatürdeki çalışmaların pek çoğu ile uyumlu olarak forseps biopsi tanı yüzdesini periferik akciğer tümörlerinde daha düşük bulduk. Bunun yanında iki yöntemin kombinasyonunda pozitif tanı oranımız, santral yerleşimli tümörlerde %98.2ye, periferik tümörlerde %75e çıktı.
Popp W, tekrarlanan fırçalama yönteminin sensitivitesinin %89.6lara çıktığını, ancak bronkoskopi ile görülmeyen periferik lezyonlarda fırça biopsisinin sensitivitesinin biraz daha düşük olduğunu bildirmiştir [16]. Truong ve arkadaşları yaptıkları çalışmada, bronşial fırçalamanın sensitivitesini tüm akciğer kanserleri için %77, periferik lezyonlarda ise %80 olarak bulmuşlardır [17]. Saita, bronşial fırçalamanın biopsiye göre daha yüksek sensitivitesi olduğunu bildirmiştir [11].
Çalışmamızda tüm vakalar göz önüne alındığında forseps biopsi ve bronşial fırçalama yöntemlerinin duyarlılık ve özgüllüğü birbirine yakın bulunurken, periferik tümörlerde bronşial fırçalamanın duyarlılığı, santral tümörlerde de forseps biopsinin duyarlılığı daha yüksek bulundu.
Çalışmamızda ayrıca lezyonun yerleşimi ile histolojik tip arasındaki ilişkiyi değerlendirdiğimizde, literatürle uyumlu olarak epidermoid karsinomun en sık rastlanan kanser türü olma özelliğini koruduğunu ve daha çok santral yerleşimli olarak yerleştiğini tespit ettik. Bunun yanında küçük hücreli karsinomların büyük çoğunluğu santral yerleşimli iken, adenokarsinomların büyük çoğunluğu periferik yerleşimli idi. Literatürde de epidermoid karsinomun en sık rastlanan histolojik tip olduğu ve sıklıkla santral lokalizasyonda yerleştiği, buna karşın adenokarsinomun sıklıkla periferik yerleştiği bilinmektedir [13,15,18,19].
Sonuç olarak, lezyon ister santral ister periferik yerleşimli olsun, bronş kanserlerinde daha yüksek tanı oranları elde etmek için mümkün olan her vakada bronkoskopi sırasında bronkoskopik biopsi ve bronşial fırçalama yöntemlerinin birlikte kullanılması gerektiğini düşündük.
1) Popovich J Jr, Kvale PA, Eichenhorn MS, et al: Diagnostic accuracy of multipl biopsies from flexible fiberoptic bronchoscopy. A comparison of central versus peripheral carcinoma. Am Rev Respir Dis 1982;125:521-3.
2) Tetikkurt C: Bronkoskopik Tanı Yöntemleri. Bölüm 5. Fiberoptik bronkoskopi. 1996;51-8.
3) Mark WHF, Johnston IDHA, Hetzel MR: Value of washing and brushing at fiberoptic bronchoscopy in the diagnosis of lung cancer. Thorax 1990; 45:373-6.
4) Şimşek C, Numanoğlu N: Akciğer Kanserlerinde Bronkoskopi: Türkiye Klinikleri Tıp Bilimleri Dergisi, Akciğer Kanseri Özel Sayısı, 1995;15:403-6.
5) Gasparani S: Bronchoscopic biopsy techniques in the diagnosis and staging of lung cancer. Monaldi Arch Chest Dis 1997; 52:392-8.
6) Kıyan E, Arseven O, Ece T, et al: Bronkoskopik İşlemlerin Santral Bronş Kanserinin Tanısındaki Katkılarının Karşılaştırılması. 20.Yıl Akciğer Günleri Kongre Kitabı, 1995; 130-3.
7) Wang K, Britt JE: Needle brush in the diagnosis of lung mass or nodule. Through flexible bronchoscopy. Chest 1991; 100:1148-50.
8) Matsuda M, Horai T, Nakamura S, et al: Bronchial brushing and bronchial biopsy: comparison of diagnostic accuracy and cell typing reliabilityin lung cancer. Thorax1986; 41:475-8.
9) Chopra SK, Genovesi MG, Simmons DH, et al: Fiberoptic bronchoscopy in the diagnosis of lung cancer comparison of pre-and post-bronchoscopy sputa, washings, brushings and biopsies. Acta Cytol 1977; 21:524-7.
10) Popp W, Rauscher H, Ristschka L, et al: Diagnostic sensitivity of different techniques in the diagnosis of lung tumors with fiberoptic fexible bronchoscopy. Cancer 1991;67:72-5.
11) Saita S, Tanzillo A, Riscica C, et al: Bronchial brushing and biopsy: a comparative evaluation in diagnosing visible brochial lesions. Eur J Cardiothorac Surg 1990;4:270-2.
12) Wong PC, Lee J, Lam FM, et al: Fiberoptic bronchoscopy in the diagnosis of lung cancer. Monaldi Arch Chest Dis 1999;54:394-8.
13) Buccheri G, Barberis P, Delfino MS: Diagnostic, morphologic and histologic correlates in bronchologic carcinoma. Chest 1991;99:809-14.
14) Solomon DA, Solliday NH, Gracey DR: Cytology in fiberoptic bronchoscopy: Comparison of bronchial brushing, washing and post-bronchoscopy sputum. Chest 1974; 65: 616-9.
15) Yılmaz A, Karagöz T, Baran R et al: Fiberoptik Bronkoskopi ile Tanı Konulan Akciğer Kanseri Olgularında Morfolojik, Anatomik ve Histopatolojik Korelasyon. 20.Yıl Akciğer Günleri Kongre Kitabı, 1995;123-9.
16) Popp W, Merkle M, Schreiber B, et al: How much brushing is enough for the diagnosis of lung tumors?. Cancer 1992;70:2278-80.
17) Truong LD, Underwood RD, Greenberg SD, et al: Diagnosis and typing of lung carcinomas by cytopathologic methods. A review of 108 cases. Acta Cytol 1985; 29:379-84.