Sol VDC takılacak hastanın sağ ventrikül fonksiyonlarının iyi olması son derece önemlidir. Sol VDC implantasyonu sonrasında görülen majör komplikasyonlardan biri sağ ventrikül disfonksiyonudur ve yoğun inotropik ajan, pulmoner vazodilatör, nitrik oksit, prostasiklin ve mekanik destek (İABP veya sağ VDC) gerektirir. Bu durum izole sol VDC takılan hastaların %20-50sinde görülmektedir [3-5]. Sağ ventrikül disfonksiyonu morbidite ve mortaliteyi önemli oranda etkilediği için, hangi hastalarda gelişeceğinin bilinmesi klinik açıdan yararlı olacaktır.
Tablo 1. Preoperatif hemodinamik veriler.
Cihaz
Bu çalışmada sunulan hastaya MicroMed DeBakey VDC (MicroMed Inc, USA) kullanılmıştır. Bir aksiyal-flow pompası olan bu cihaz titanyumdan yapılmıştır, 2.5x7.5 cm boyutlarında ve 95 g ağırlığındadır. Bu cihazda odacıklar ve protez kapaklar yoktur. İnflow kanülü, motor ünitesi ve outflow greftinden oluşmaktadır. Outflow grefti etrafına yerleştirilmiş olan bir akım ölçer greftten geçen kan akım hızını anlık olarak ölçmektedir. Akım ölçer ve motor ünitesinden gelen kablolar tek bir kablo halinde ciltten dışarı çıkmaktadır.
Operasyon Prosedürü
Medyan sternotomiyi takiben sol rektus kası altında, ekstraperikardiyal subdiyaframatik küçük bir cep hazırlandı. Perikardiyotomi yapıldı. Aorta-kaval kanülasyon ile kardiyopulmoner bypassa girildi. Çalışan kalpte, sol ventrikül apeksine apikal fiksasyon halkası sütüre edildi. İnflow kanülü bu halka içinden sol ventriküle yerleştirildi. Pompa kablosu anterior abdominal duvardan sağ iliyak krista üzerinden dışarıya çıkartıldı. Pompa hazırlanan cebe yerleştirildi. Outflow grefti asandan aortaya anastomoz edildi.
Sol ventrikül yetmezliği yanında ileri derecede sağ ventrikül yetmezliği de olduğu için başlangıçta sol VDC implantasyonu düşünülmemişti. Ancak 70 gün inotropik ajan ve vazodilatör tedavisi ile 52 gün İABP desteği sonrasında sağ ventrikül fonksiyonlarında düzelme olması nedeniyle sol VDC implantasyonu gerçekleştirildi (Tablo 2). İmplantasyondan önce sağ ventrikül disfonksiyonu olması nedeni ile inotropik ajan tedavisi postoperatif 12. güne kadar günlük azaltmalarla devam etti. İmplantasyondan önce total oksijen tüketimi testini tolere edememişken, implantasyondan bir ay sonra tekrarlanan testi tamamlayabildi ve oksijen tüketimi 18 mL/kg/dak olarak hesaplandı. Pulmoner arter basıncı 44 mmHgdan 30 mmHgya, santral venöz basıncı 24 mmHgdan 8 mmHgya düştü, sağ ventrikül ejeksiyon fraksiyonu %15ten %35e yükseldi. İmplantasyondan önce karaciğeri 12 cm palpe edilirken, implantasyon sonrasında non-palpabl oldu. Bu hastaya sol VDC ile 161 gün dolaşım desteği sağlandı ve bu sürenin sonunda kalp transplantasyonu yapıldı. Hasta transplantasyondan sonraki dönemi oldukça rahat geçirdi ve sorunsuz olarak taburcu edildi.
Tablo 2. Sağ ventrikül fonksiyonlarındaki değişim.
Kavanara ve arkadaşları [4], sağ ventrikül disfonksiyonunun en önemli göstergesinin sağ ventrikül stroke work indeksi düşüklüğü olduğunu belirtmektedirler. Sağ ventrikül stroke work indeksi 4 gxm2/atımın altında olan hastalarda sol VDC implantasyonu sonrasında sağ ventrikül yetmezliği geliştiğini bildirmişlerdir.
Fukamachi ve arkadaşları [6] pulmoner arter basıncı ve sağ ventrikül stroke work indeksi düşüklüğünün sağ ventrikül disfonksiyonu için önemli göstergeler olduğunu, bunun yanında kadın cinsiyetin, genç yaşın, geçirilmiş myokarditin, aspartat aminotransferaz yüksekliğinin ve düşük kardiyak debinin de diğer risk faktörleri olduğunu belirtmektedirler. Sağ ventrikül önündeki basıncın intrinsik sağ ventrikül kontraktilitesinden daha önemsiz olduğu belirtilmiştir.
Sağ ventrikül disfonksiyonu gelişen hastalara sağ ventrikül destek cihazı takılması gerekir, ancak erken dönemde farkedilir ve inotrop ajanlar, pulmoner vazodilatörler ve fosfodiesteraz inhibitörleri başlanırsa sağ ventrikül destek cihazlarına gerek kalmayabilir. Bu nedenle bu hastaların önceden belirlenmesi klinik açıdan son derece önemlidir. Hastamızda gerek klinik, gerekse hemodinamik açıdan ciddi sağ ventrikül yetmezliği bulguları vardı. Bu nedenle izole sol VDC implantasyonu düşünülmemişti. Yoğun inotropik ajan, vazodilatör, diüretik ve İABP ile desteklenen hastanın sağ ventrikül fonksiyonlarında düzelme görülmesi üzerine sol VDC implantasyonu planlandı. Bu hastaya transplantasyona kadar çok uzun bir süre sol ventrikül desteği sağlandı. Bu süre içinde sağ ventrikül disfonksiyonu gözlenmedi.
Bu hastadaki deneyimimiz, ciddi sağ ventrikül disfonksiyonu olan olgularda yoğun inotrop ajan ve İABP desteği sonrası sağ ventrikül fonksiyonlarında düzelme olursa izole sol VDC implantasyonu uygulanabileceğini göstermiştir. Sonuç olarak, kalp transplantasyonu programında beklerken sol VDC implantasyonu gereken hastalar, sağ ventrikül yetmezliği yönünden çok iyi değerlendirilmelidir. Sağ ventrikül stroke work indeksinin 4 gxm2/atımın altında, sağ ventrikül ejeksiyon fraksiyonunun %25in altında ve santral venöz basıncın 15 mmHgnın üzerinde olması sağ ventrikül yetmezliğinin en önemli göstergeleridir. Bu hastalara izole sol VDC takılması halinde sağ ventrikül yetmezliğinin aşikar hale gelmesi ve sağ VDC gereksiniminin doğması olasılığı çok yüksektir. Bu hastalara ya baştan biventriküler destek cihazı takılmalıdır, ya da eğer izole sol VDC takılması planlanmış ise sağ VDC için yakın izlemde tutulmalıdır.
1) Loebe M, Müller J, Hetzer R. Ventricular assistance for recovery of cardiac failure. Curr Opin Cardiol 1999;14:234-48.
2) Gronda E, Mangiavacchi M, Frigerio M, et al. Determination of candidacy for mechanical circulatory support. Importance of clinical indices. J Heart Lung Transplant 2000;19:83-8.
3) Nakatani S, Thomas JD, Savage RM, et al. Prediction of right ventricular dysfunction after left ventricular assist device implantation. Circulation 1996;94:216-21.
4) Kavanara MN, Melissa SPM, Jacqueline U, et al. Right ventricular dysfunction and organ failure in left ventricular assist device recipients: A continuing problem. Ann Thorac Surg 2002;73:745-50.