Methods: Percutaneous transluminal angioplasty was performed on six patients with severe left subclavian artery stenosis proximal to the origin of the vertebral artey for upper extremity claudication.
Results: In our cases , reversal of blood flow was caused through the left vertebral artery due to the lesion . In all six patients , selective left subclavian angiography showed stenosis proximal to the origin of the vertebral artey.
Conclusions: Percutaneous transluminal angioplasty of the subclavian artery is a safe and effective method in the treatment of subclavian steal syndromes and should be considered as the treatment of choice.
Perkütan translüminal anjiyoplastideki (PTA) gelişmeler ve balon kateterlerin üretilmesi çeşitli damarlardaki uygulamayı da beraberinde getirmiş ve özelikle tıkayıcı damar hastalıklarının tedavisinde PTA bir seçenek haline gelmiştir.
Bu yazıda, sol subklavyan arter proksimalinde belirgin stenozu olan ve SÇS tanısı alan altı hastada PTA ile tedavi yönteminin etkinliği sunuldu.
Anjiyoplasti işlemi sonrası semptomlar tekrarlamadığı sürece hastalara her 6 ayda bir Renkli Doppler ultrasonografik, 12. ayda anjiyografik kontrol incelenme planlandı.
Şekil 1: RDUS incelemede sol vertebral arter ve vende aynı yönde akım
Şekil 2a: DSA görünümü: a- Sol vertebral arter proksimalinde belirgin stenoz, adlandırılanlarda.
Şekil 2b: Sol vertebral arter tarafından sol subklavyan arter distalinin retrograd doluşu.
Şekil 3a: PTA işlemine ait görünüm.
Şekil 3b: PTA sonrası kontrol anjiyografide < %30'da rezidüel stenoza ait görünüm.
Subklavyan arter stenozu, sıklıkla bu arterin aortik orijininden itibaren yaklaşık 2 cm'lik segmentinde görülmektedir. Subklavyan arter stenozlarında en sık neden erişkinlerde ateroskleroz, çocuklarda fibro-elastik bantlardır. Ayrıca Takayasu hastalığı, fibromuskuler displazi ve radyasyon tedavisi sonrası ortaya çıkan fibrotik stenozlar da etiyolojide rol oynamaktadır [1]. Tüm olgularımızda etiyolojide olası neden olarak yaşları dikkate alındığında ve eşlik eden başka bir patoloji saptanmaması nedeniyle ateroskleroz düşünüldü. Subklavyan arterde vertebral arter ayrışım yeri proksimalindeki stenoz veya oklüzyonların neden olduğu SÇS, posterior fossa ve üst ekstremite iskemisine bağlı semptomlar ortaya çıkmaktadır. Üst ekstremite güçsüzlüğü ve görme bozukluğu, inme atakları, baş dönmesi, senkop, vertigo gibi serebral semptomlar PTA endikasyonunu oluşturmaktadır [4]. Hastalarımızın tümünde stenotik segment aortik orijinden hemen sonra olup özellikle sol üst ekstremitede kuvvet kaybı, istirahat veya efor ağrısı, baş dönmesi ve vertigo yakınmaları mevcuttu.
Çalma sendromlarında Renkli Doppler ultrasonografik ve anjiyografik tanı stenoz veya oklüzyonlarla direkt ilişkisi olmayan semptomların açıklanmasında büyük yarar sağlamaktadır. Renkli Doppler ultrasonografi ile tersine dönmüş akımın saptanabilmesi sayesinde tanı oldukça kolay ve invaziv olmayan şekilde yapılabilmektedir [2]. Olgularımızda vertebral arterlere yönelik yapılan Renkli Doppler ultrasonografik incelemede sol vertebral arterde retrograd akım mevcuttu.
Anjiyografi, stenotik veya oklüze segmentlerin anatomisinin ortaya konmasında ve endovasküler tedavinin planlanmasında yararlı olmaktadır. Endovasküler yöntemlerle olguların büyük çoğunluğunda stenoz ve çalma sendromunun yolaçtığı iskemik semptomların tedavisi mümkün olmaktadır [2].
Subklavyan arter stenozlarında PTA uygulaması ilk kez 1980'de gerçekleştirilmiştir [5-7]. Karotis ve vertebral arterlerdeki PTA uygulamalarınında aynı dönemde başlaması supra-aortik PTA kavramını ortaya çıkarmıştır . Uzun bir süre aterosklerotik plak içeriğinin serebral dolaşıma embolizasyonu riskinin varlığı nedeniyle supra-aortik PTA korkulan ve kaçınılan bir girişim olmuştur [8]. Theron ve arkadaşlarının [9] subklavyan arterin vertebral arter ayrışım yeri öncesi stenozlarında yaptıkları hemodinamik sınıflamada üç grup bildirilmiştir:
A. Vertebral arterde yavaş antegrad akım vardır, ancak servikal 1-2. vertebra düzeyinde akım kesilmektedir .
B. Vertebral arterde antegrad ve retrograd akım denge durumundadır.
C. Vertebral arterde sadece retrograd akım vardır.
Hastalarımızda anjiyografik bulgular bu sınıflamaya göre C grubuna girmektedir. Theron sınıflamasına göre Grup C lezyonlarda PTA ile dilatasyon sırasında vertebral arterdeki akımın retrograd olması nedeniyle posterior fossaya embolizasyon riski yoktur. Hastalarımızda da sol vertebral arterde retrograd akım olmasından dolayı PTA işlemi güvenle yapılmıştır. Subklavyan arter stenozu veya oklüzyonu nedeniyle subklavyan PTA uygulanan olgularda hemen anjiyoplasti sonrası başarıyı değerlendiren bir seride girişim başarısı %92'dir [8]. Yapılan bir çalışmada olguların %19'unda 1-60 ay arasında değişen kontrollerde rekürrens saptanmıştır [10]. Wilms ve arkadaşları [11], kendi serilerinde 5 yıllık takipte PTA uygulanan altı hastada rekürran subklavyan arter stenozu saptamışlardır. Proksimal subklavyan stenoz ve oklüzyonlarında PTA uygulamasında en geniş seri Mathias ve arkadaşları [12] tarafından rapor edilmiş olup, başarı oranları %83 olarak bildirilmiştir. Ancak son yıllarda kılavuz tel ve kateter teknolojisindeki ilerlemeler bu tip lezyonlarda başarı oranlarını arttırmaktadır. Perkütan translüminal anjiyografide komplikasyon oranı ortalama %5 oranında olup mortalite söz konusu değildir. Perkütan translüminal anjiyografi sonrası rezidüel stenoz oranları %30'dan daha fazla değildir. Çalışmamızda iki olguda PTA sonrası kontrol anjiyografide <% 30'da rezidüel stenoz, diğer dört olguda %100 patensi saptandı. Perkütan translüminal anjiyografi sonrası hastalar her 6 ayda bir Doppler ultrasonografik inceleme ile takip edilmeli ve üst ekstremite kan basıncı farkı 20 mmHg'den fazla olduğunda veya semptomatik hale gelen hastalarda kontrol anjiyografik inceleme tercih edilmelidir [13]. Hastalarımız PTA işlemi sonrası ilk yıl olası restenoz ve rekürrens açısından 6 aylık sürelerle Renkli Doppler ultrasonografik takibine alındı. Renkli Doppler ultrasonografik kontrollerinde sol vertebral arter akımının antegrad yönde ve akım paterninin normal olduğu gözlendi.
Sonuç olarak, SÇS tedavisinde subklavyan artere yönelik yapılan PTA işlemi az rastlanan komplikasyonları, yüksek başarı oranı, hastanede kalış süresini kısaltması, genel anestezi gerektirmemesi ve cerrahi operasyona göre düşük maliyeti ile öncelikle uygulanması gereken yöntem olmalıdır.
1) Jager HJ, Mathias KD, Kemkes U. Bilateral subclavian steal syndrome: Percutaneous treatment angioplasty and stent placement. Cardiovasc Intervent Radiol 1994;17:328-32.
2) Memiş A, Parıldar M, Özbek SS, Oran İ, Argın M. Steal sendromları: Anjiografik ve renkli Doppler ultrasonografik tanı ve endovasküler tedavi. Türk Radyol Derg 1999;34:103-10.
3) Dahnert W, ed. Radiology Review Manual. Baltimore: Williams-Wilkins. 1996:
4) Ilgıt ET, Çizmeli MO, Işık S, Araç M, Altın M, Köker E. Subklavyan steal sendromunda perkütan transluminal anjioplasti. Radyoloji ve Tıbbi Görüntüleme Derg 1992;2:219-23.
5) Novelline RA. Percutaneous transluminal angioplasty. Newer Applications. AJR 1980;135:983-8.
6) Bachman DM, Kim RM. Translumınal dilatation for subclavian steal syndrome. AJR 1980;135:935-6.
7) Marques KM, Ernst SM, Mast EG, Bal ET, Suttorp MJ, Plokker HW. Percutaneous transluminal angioplasty of the left subclavian artery to prevent or terat the coronary-subclavian steal syndrome . Am J Cardiol 1996;78:687-90.
8) Motajerme A, Keifeld JW, Zuska AJ. Percutaneous transluminal angioplasty of the brachiocephalic arteries. AJR 1982;138:457-62.
9) Theron J, Melancon D, Ethier R. Presubclavian steal syndromes and their treatment by angioplasty. Neuroradiology 1985;27:265-70.
10) Becker GJ, Katzen BT, Dake MD. Noncoronary angioplasty. Radiol 1989;170:921-40.
11) Wilms G, Baert A, Deaek D, Wermylen J, Nevelsteen A, Suy R. Percutaneous transluminal angioplasty of the subclavian artery : early and late results. Cardiovas Intervent Radiol 1987;10:123-8.
12) Mathias KD, Lith I, Haarmann P. Percutaneous transluminal angioplasty of proximal subclavian artery occlusions. Cardiovas Intervent Radiol 1993;16:214-8.
13) Pollard H, Rigbey S, Morıtz G, Lau C. Subclavian steal sydrome. ACO 1998;7:1-28.