ISSN : 1301-5680
e-ISSN : 2149-8156
Turkish Journal of Thoracic and Cardiovascular Surgery     
Akciğerin Alveoler Adenomu
Aydın Nadir, Melih Kaptanoğlu, Ekber Şahin, *Sahande Elagöz, Yücel Akkaş
Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı, Sivas
*Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Ana Bilim Dalı, Sivas

Abstract

Alveolar adenoma is one of the benign solitary lung tumors. A patient, who had undergone an exploratory thoracotomy for solitary pulmonary nodule and multiple pleural plaques, is presented. During pathologic examination “Alveolar adenoma” was described. The case is discussed with literature knowledge.

Akciğerin alveoler adenomu ilk olarak 1986 yılında Yousen ve Hochholzer tarafından tarif edilmiştir. Uluslararası Akciğer Kanseri Çalışma Kurulu (IASLC) sınıflamasına giren, pulmoner adenom tiplerinden biridir [1,2]. Diğer pulmoner adenomlar; papiller adenom, müsinöz kist adenom, pleomorfik adenom ve müköz gland adenomu gibi tükrük bezi adenomlarıdır [1,3]. Bu çalışmada alveoler adenomun patolojik özelliklerini gözden geçirmeyi ve pulmoner nodüllerin ayırıcı tanısında alveoler adenomun da akılda tutulması gerektiğini vurgulamayı amaçladık.

Case Presentation

Özgeçmişinde yedi yıldır KOAH tanısı olan 69 yaşında erkek hastanın çekilen toraks bilgisayarlı tomografisinde (BT) sağ akciğerde lezyon saptanması üzerine servisimize yatırıldı. On beş yıl bir paket/gün sigara içen hasta son 7 yıldır içmiyormuş. Fizik muayenesinde dinlemekle bilateral üst loblarda ronküsleri mevcuttu. Akciğer grafisinde (PA) sağda yaygın plevral kalınlaşmalar izlendi. Toraks BT'de sağda belirgin olmak üzere her iki plevrada çok sayıda plevral plaklar ve sağ akciğer orta lob lateral segmentte 2x2x2 cm boyutlarında düzgün kenarlı bir adet solid kitle lezyonu saptandı (Şekil 1 ve 2). Ayrıca sol üst lob apikoposterior segmentte subplevral yerleşimli 0.5 cm den küçük 2 adet nodül görüldü. Malignite ihtimali nedeniyle olgumuza kranium BT ve abdominal BT ile sistemik tarama yapıldı. Hastaya bu bulgularla eksploratif torakotomi yapılmasına karar verildi. Sağ lateral mini torakotomi ile girişim yapıldığında plevranın yer yer plaklar şeklinde 0.5-1 cm'ye kadar kalınlaştığı görüldü. Ayrıca orta lob lateral segmentte 3x2x2 cm boyutlarında kitle saptandı. Kitle pnömotomi yapılarak çıkarıldı ve plevral plaklardan biyopsiler alındı. Hem kitleden hem de plevradan alınan biyopsilerin frozen sonucu şüpheli malignite olarak rapor edildi. Bunun üzerine daha agresif bir cerrahi yapılmasından vazgeçilerek işleme son verildi. Operasyon sonrası sorunu olmayan hasta 7. gün taburcu edildi. Ancak patolojik preparatların uzun takip incelemesinde plevradan alınan biopsilerin hyalinize plevral plak ve akciğerdeki kitlenin de alveolar adenom ile uyumlu olduğu bildirildi (Şekil 3, 4). Karşı akciğerde mevcut olan 0.5 cm'den küçük 2 adet nodüler lezyon kliniğimizce radyolojik ve klinik takip programına alındı.

Şekil 1: Bilgisayarlı toraks tomografisinde bilateral plevral plaklar (Ok işaretleri) izlenmektedir.

Şekil 2: Bilgisayarlı toraks tomografisinde sağ orta lobda 2x2cm çaplı, soliter pulmoner nodüle (Ok işareti) ait görünüm.

Şekil 3: Tip II pnömositlerle döşeli, yer yer papiller yapıların izlendiği kistik alanlar görülmektedir (HE;X25).

Şekil 4: Nükleer atipi ve inklüzyonların izlendiği tip II pnömositler ile döşeli boşluklar izlenmektedir (HE;X100).

Discussion

Alveoler adenom, farklı makroskobik ve mikroskobik bulgulara sahip, nadir bir benign akciğer tümörüdür. Bugüne kadar saptayabildiğimiz 18 olgu bildirilmiştir. Sıklıkla orta yaş kadınlarda ve çoğunlukla asemptomatik olgularda tesadüfen çekilen grafilerde görülür. Semptomatik olan iki olgudan birinde göğüs ağrısı, diğerinde öksürük şikayetlerinin mevcut olduğu bildirilmiştir [2-4]. Radyolojik incelemelerde soliter pulmoner nodül olarak karşımıza çıkarlar. Başlangıçta nodül saptanan olgularda radyolojik takip önerilse de, malignite şüphesi varsa biyopsi yapılması gerekmektedir [5,6]. Bu olguların 2'sine lobektomi, 9'una wedge rezeksiyon veya kitle eksizyonu yapıldığı anlaşılmaktadır [3]. Olgumuzda hem plevral, hem de pulmoner malignite ihtimali vardı. Tanının kısa sürede ve kesin olarak konulabilmesi için açık tekniği tercih ettik. Ayrıca plevral yapışıklıkların olmasından dolayı da VATS tercih edilmemiştir.

Alveolar adenomun histolojik özellikleri tam olarak aydınlatılamamış olmasına rağmen epitelyal ve mezanşimal elementler içerdiği bilinmektedir. Tümör düzgün sınırlı ve yuvarlak olmasına karşın kapsülle çevrelenmemiştir. İçinde duvarını hiperplastik tip II pnömositlerin oluşturduğu çok sayıda kist vardır [2,3]. Yumuşak, elastik, jelatinöz yapıdaki tümöre komşu bölgelerde hemorajik ve nekrotik alanlar da tanımlanmıştır. İmmunohistokimyasal incelemelerde epitelyal ve interstisiyel hücrelerde TTF1 ve sitokeratin fokal pozitifliği dikkati çekmektedir [7]. Olgumuza ait hematoksilen eozin (HE) preparatlarının histopatolojik incelemesinde santrallerinde granüler eozinofilik sekret içeren, bazılarında nükleer inklüzyonun izlendiği hiperplastik tip II pnömositlerle döşeli kistik yapılar görülmektedir (Resim 3,4). İmmunohistokimyasal boyamalarında Faktör 8 (-), TTF1 (-) olmasına karşın, sürfaktan ve pansitokeratin fokal (+) olarak tespit edilmiştir. Preparatlar atipik adenomatöz hiperplazi yönünden de incelenmiş ve Ki67 ile negatif boyanma göstermesi üzerine alveolar adenom tanısı konulmuştur.

Sonuç olarak alveoler adenom soliter pulmoner nodüllerin ayırıcı tanısında akılda bulundurulmalıdır. Ayrıca intraoperatif frozen incelemesi çoğu zaman bizlere yol gösterse de, klinik ve intraoperatif bulgular frozen ile uyumlu olmadığı durumlarda daha konservatif bir işlem yapılıp, kesin sonuç çıkınca tamamlama rezeksiyonlarına gidilebilir.

Keywords : Alveoler adenom, eksploratif torakotomi, soliter pulmoner nodül
Viewed : 23172
Downloaded : 2336