ISSN : 1301-5680
e-ISSN : 2149-8156
Turkish Journal of Thoracic and Cardiovascular Surgery     
The comparison of the mid term results of Kay mitral annuloplasty in patients with mitral regurgitation due to Coronary ischemia versus Rheumatic valvular disease
*-**Rahmi ZEYBEK, *İhsan İŞKESEN, *Egemen TÜZÜN, **Mert Kestelli, **Tayfun ADANIR
* Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı, Manisa
**Atatürk Devlet Hastanesi Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Kliniği, İzmir

Abstract

The main purpose of this study was to determine whether the etiologic causes of mitral regurgitation affect the results of mitral repairing.

34 patients undergoing mitral valve reconstruction with Kay annuloplasty technique were studied. Fifteen were ischemic origin (Group A) and 19 rheumatic origin (Group B). All of the patients have third and fourth degree mitral regurgitation. In addition to Kay annuloplasty procedures aortocoronary bypass graft operations were performed in all of the patiens in group A and aortic valve replacement in 5 patients, Kay tricuspid annuloplasty in 7 patients and open mitral commissurotomy in 8 patients in group B.

There was no reoperation in group A but mitral replacement was required in 3 patients in group B. Some degenerative changes were found clearly much more common in group B than group A.

We concluded that in annuloplasty cases mitral regurgitation and reoperation requirement are more common in rheumatic valve disease than ischemic mitral regurgitation because of continuing degeneration process of the primary disease.

Mitral kapakta annuloplasti teknikleri birçok cerrah tarafından çok fazla sayıda hastada başarıyla uygulanmaktadır [1,2]. Mekanik ve bioprotez kapakların tromboemboli [3] ve antikoagulan kullanımına bağlı kanama gibi bazı sakıncalarının olduğu bilinmekle birlikte bioprotez kapaklarda yıllar içinde bazı degenerasyonların [2,4] olması da görülebilen komplikasyonlardandır. Ayrıca kapak replasmanlarında yabancı cisim endokarditi karşılaşılabilen önemli bir problem olduğundan kapak onarım yöntemleri mitral yetmezlikli vakalarda ilk olarak tercih edilmesi gereken uygulamalardır. Operasyon süresinin uzaması ve teknik zorluklar gibi ileri sürülebilen sakıncalara rağmen kapak onarım yöntemleri halen birçok merkezde başarıyla uygulanmaktadır.

Kapak onarımından sonra iyi sonuçlar alınması kapaktaki problemin etyolojisine bağlı [5] olup sonuçları değerlendirmek için onarımdan önce ve sonra ekokardiografik inceleme yapıldı.

Methods

Hastalar
Ocak 1992 – Mart 1997 arasında İzmir Atatürk Devlet Hastanesinde Kay annuloplasti tekniği ile mitral kapak onarımı yapılan 34 hasta incelemeye alındı. Bunlardan 15 hastada etyoloji iskemik sebepli (grup A) (yaş 45-67; ortalama 54.9±6.9 yaş); kalan 19 hastada da (grup B) yaş 18-65 ortalama 36.05±15.6) yetmezlik romatizmal kaynaklı idi. Kadın hastalar iskemik gruptakilerin %26’sı (4 hasta) olup romatizmal gruptaki hastaların %73’ü (14 hasta) kadın idi (Tablo 1).

Tüm hastalarda preoperatif ekokardiografik inceleme ile mitral yetmezliği üçüncü ve dördüncü derece olarak değerlendirildi. Grup A’da mitral kapak onarımına ek olarak koroner bypass operasyonu da yapılmıştır. Grup B’de mitral onarımına ek olarak 5 hastada aort kapak replasmanı, 7 hastada triküspid kapak onarımı ve 8 hastada da ayrıca mitral açık komissurotomi yapılmıştır. Tüm hastalar postoperatif dönemde klinik ve ekokardiografik olarak izlenmiştir.

İskemik gruptaki 15 hastada saf mitral yetmezliği (MY) mevcut iken romatizmal gruptaki 6 hastada saf yetmezlik ve 8 hastada ilave olarak mitral darlığı (MD) da bulunmuştur (p<0.01). Ayrıca romatizmal grupta 7 hastada triküspid yetmezliği (TY) ve 5 hastada da aort yetmezliği (AY) vardı (Tablo 2).

Mitral lezyonların sınıflaması leaflet hareketinin amplitüdüne göre yapılmıştır (Tablo 3). Tüm hastaların %44’ü aynı zamanda koroner arter hastası olup (15 hasta) aortokoroner bypass operasyonu da uygulanmış ve bunlar grup A olarak diğer 19 hasta da grup B olarak sınıflandırılmıştır.

Cerrahi uygulama
Tüm hastalar aynı cerrah tarafından median sternotomi ile ameliyat edilmiş, hepsinde extrakorporeal dolaşım için membran veya bubble oksijenatör önceden seçilmeden kullanılmıştır. Tüm operasyonlar moderate hipotermi ile (28°C) ve 4°C soğuk serum ile topikal hipotermi uygulanarak yapılmıştır. Hastaların hepsinde aortik root yoluyla hiperkalemik kardiopleji verilmiş ve bu uygulama her 20 dakikada bir tekrarlanmıştır. Ortalama aortik kross klemp süresi A grubunda 90.4±32.6 dakika, B grubunda ise 32±17.6 dakika idi. A grubunda 7 hastada, B grubunda ise 9 hastada spontan defibrilasyon sağlanmıştır. Tüm hastalarda Kay annuloplasti uygulaması posteromedial komissurde 2/0 braided polyester dikişler ile yapılmıştır. İskemik saf mitral yetmezlikli hastalarda ortalama 3.6±0.7 koroner arter bypass uygulaması yapılmıştır (Tablo 4).

Romatizmal grupta Kay annuloplastiye ek olarak 5 hastada St Jude mekanik protez ile aort kapak replasmanı, mitral stenozlu 8 hastada ayrıca bisturi ile her iki komissurde açık mitral komissurotomi; trikuspid yetmezliği bulunan 7 hastada da ilave olarak Kay trikuspid annuloplasti uygulaması da yapılmıştır.

Hasta izleme
Tüm hastalar izlenmeye alınmış ve hiç mortalite görülmemiştir. Hastaların izlenmesi sırasında tüm hastalar üçüncü, altıncı ay, birinci yıl ve daha sonra yılda bir olmak üzere kapak ve myokardial fonksiyon değerlendirilmesi için periodik olarak ekokardiografik incelemeye çağrılmışlardır. Ortalama izlem süresi A grubunda 38±2.8 ay (5-55 ay) ve B grubunda 29.4±4.6 aydır (3-63 ay).

Aort replasmanlı vakalar ile büyük sol atriumlu vakalarda protrombin zamanı kontrolü ile coumadin verilerek antikoagulasyon sağlanmıştır.

İstatistik İstatistik analizler SPSS 6.1 Windows programı ile yapılmış, tüm değerler ortalama ± standart sapma ile verilmiş; preoperatif ve postoperatif farkların önemi için (2 analizi ve Fisher exact test kullanılmıştır.

Results

Çalışmamızda amaç kapak onarım uygulamalarının sonuçlarında etyolojinin rolü olup olmadığını görmekti. Hastalarımızın 15’inde mitral yetmezliği iskemik etyolojiye bağlı ve kalan 19’unda ise romatizmal kaynaklı idi. Postoperatif dönemde kaybedilen hasta olmadı, düşük debi sendromu görülmedi, koroner arter bypass operasyonu da yapılmış olan grupta reoperasyon gerekmedi. İzleme süremiz içinde onarım yapılmış olan romatizmal gruptaki hastalarda 3’ünde kapakta degenerasyonun ilerlemesi ve subannuler fibrosis ile kapak replasmanı gerekti ve hepsinde 29 no St jude mekanik kapak ile replasman yapıldı (p=0.16).

Dört hasta hariç tüm hastalarımızın NYHA fonksiyonel kapasitelerinde iyileşme görüldü (koroner bypasslı grupta p<0.01; romatizmal grupta p<0.01) (Tablo 5).

İzleme süresi içinde hiçbir hastada tromboemboli veya antikoagulan ilaca bağlı kanama görülmedi.

Koroner bypass yapılmış olan gruptaki hastaların ekokardiografik kontrollerinde; 3 hastada birinci derece, bir hastada da ikinci derece mitral yetmezliği saptandı. Diğer gruptaki hastaların postoperatif incelemelerinde ise 5 hastada birinci derece, 3 hastada ikinci derece ve bir hastada da korda rüptürüne bağlı olarak dördüncü derece mitral yetmezliği ortaya çıkmıştır (Grup A-grup B p=0.21).

Postoperatif ekokardiografik incelemelerde kapak ve altı yapılarda bazı degenerasyonlar da göze çarpmıştır. İskemik kökenli olan Grup A’da degeneratif değişiklikler görülmemiş fakat B grubundaki hastalarda 3 vakada leaflet kalınlaşması, 2 vakada kapak hareketi amplitüdünde azalma ve subvalvar aparatta fibrosis, 2 vakada da kalsifik alanlarda artma görülmüştür (romatizmal grup – iskemik grup p<0.01).

Discussion

Kapak problemlerinde kapak onarımları ilk seçenek olmalı, eğer kapak replasmanı gerekli oluyorsa da posterior leafletin korunmasına çalışılmalıdır.

Genel inanışın aksine kapak onarımlarında operasyon süresi replasmanlara göre uzamamaktadır. Kapak bozukluklarında iyi bir onarım içim tam bir değerlendirme ve doğru karar verme gereklidir. Valvuler lezyonlarda ekokardiografi gerekli ve yeterli olmaktadır [6]. İlave koroner lezyonlar olduğunda ise angiografi istenmektedir. Yine de tam ve doğru bir değerlendirme ve uygun onarım yönteminin seçilmesine karar verilmesi operasyon sırasında inceleme ile yapılabilmektedir. Subvalvar alanda aşırı fibroz ve kalsifikasyon onarım için kontrendikasyon oluşturmakta ve bu vakalarda replasmanın seçilmesi gerekli olmaktadır [1]. Geç dönemde yapılan reoperasyonlar mortaliteyi artırdığı için dikkatli bir inceleme ve onarım tekniğinde aşırı hassasiyet gösterilmelidir. Yine de tüm özenin gösterilmesine rağmen bazen onarılan kapakta bozulmalar olabilmekte ve replasman kaçınılmaz olmaktadır [7].

Onarım yöntemlerinin replasmana tercih edilmesine etken olan faktörler; protez kapağa oranla orifis alanının daha fazla olması, valvular aparatusun korunması [8]; daha iyi postoperatif ventrikul fonksiyonu sağlanması [9,10,11,12]; protez kapağa göre daha düşük mortalite oranları elde edilmesi [13,14] ve antikoagulan ilaç kullanılmasının gerekmemesidir [15,16].

Sol ventrikul fonksiyonunun korunması için Wooler, Kay, Reed komissurlere dikiş koyarak annuloplastiler yapmışlardır. Vakalarımızda mitral posteromedial komissurde 2/0 dikiş ile büzme yapılarak annulusun küçültülmesi yöntemi tercih edilmiştir. Üç hastamızda (%15) onarım daha sonra yeterli olmadığı için postoperatif dönemde reoperasyon gerekti ve kapak replasmanı yapıldı. Reoperasyon endikasyonu etyolojideki patoloji dolayısıyla ortaya çıkan kapak disfonksiyonuna bağlı olarak değişmektedir. Reoperasyon için hastane mortalitemiz %0’dır. Replasman sonrası survi de kapak onarımı gerektiren etyolojiye göre değişmektedir [17].

Çalışmamız orta dönem sonuçları içerdiği için kapaktaki kalsifik degenerasyonlar için herhangi bir yorumda bulunmak imkanı yoktur. Mitral kapak onarımından sonra erken ve orta dönemdeki sonuçlar koroner iskemili hastalarda romatizmal kökenli hastalara göre daha iyi olmaktadır. Postoperatif orta veya ciddi mitral yetmezliği romatizmal etyolojili hastalarda iskemik etyolojili hastalara göre daha çok oranda ortaya çıkmıştır. Reoperasyonu artıran sebepler olarak protez ringin kullanılmamış olması ve romatizmal prosesin ilerliyor olması gösterebilir.

Conclusion

Koroner problemleri olan mitral yetmezlikli vakalarda mitral onarım sonrasında erken ve orta dönem sonuçların romatizmal kökenli vakalara göre daha iyi olduğunu söyleyebiliriz. Orta dönem izlem sonuçlarına göre romatizmal hastalıklı grupta onarımın daha fazla bozulması ve yetersiz hale gelmesi diğer gruba göre daha sık rastlanmakta ve bunun sebebi olarak da romatizmal olayın ilerlemekte olması düşünülmektedir.

References

1) Lessana A., Carbone C., Romans M. Mitral valve repair results and the decision making process in reconstruction. J Thorac Cardiovasc Surg 1990; 99: 622-30.

2) Reul R.M., Cohn L.H. mitral valve reconstruction for mitral insufficiency. Prog Cardiovasc Dis. 1997; 39 (6): 567-99.

3) Soyer R., Bouchart F., Bessou J.P. Mitral valve reconstruciton: Long term results of 120 cases. Cardiovasc Surg. 1996 4 (6): 813-9.

4) Sand M., Naftel D.C., Blackstone E.H. A comparison o repair and replacement for mitral valve incompetence. J Thorac Cardiovasc Surg 1987; 94: 208-19.

5) Fucci C., Ferrai M., LaCanna G. Repair in rehumatic mitral valve insufficiency. G Ital Cardiol. 1997; 27 (6): 544-8.

6) Lee E.M., Shapiro L.M., Wells F.C. Echocardiography in mitral valve repair for mitral regurgitation. J Heart Valve Dis. 1997; 6(3): 228-33.

7) Gometza B., Halees Z., Shahid M. Surgery for rheumatic mitral regurgitation in patients below twenty years of age. J Heart Valve Dis. 1996; 5 (3): 294-301.

8) Goor D.A., Mohr R., Lavee J. Et al. Preservation of the posterior leaflet during mechanical valve replacement for ischemic mitral regurgitation and complete myocardial revascularisation. J. Thorac. Cardiovasc. Surg. 1988; 96: 253-60.

9) Hansen D.E., Sarris G.E., Niczyporuk M.A. et al. Physiologic role of the mitral apparatus in left ventricular mechanics, contraction synergy and global systolic performance. J. Thorac. Cardiovasc. Surg. 1989; 97: 521-33.

10) VanRijk-Zwikker G.L., Schipperheyn J.J., Huymans H.A. Influence of mitral valve prosthesis or rigid mitral ring on left ventricular pump function. Circulation 1989; 80 (suppl I); 1-7.

11) Saatvedt K., Haarverstad R., Karevold A. Mitral valve plasty. Tidsskr Nor Lageforen (Norwegian) 1996; 116 (16): 1874-6.

12) Nakano M., kurosawa H. Okuyama H. Mitral valve remodeling using valvuloplasty, chordoplasty and ring annuloplasty. J Cardiol. 1997; 29 Suppl 2: 51-6.

13) El Issa-A. Mitral valve replacement. Short term results. Ann Cardiol Angeiol Paris. 1996; 45(7): 377-82.

14) Grossy E.A., Galloway A.C., Miller J.S. Valve repair versus replacement for mitral insufficiency. J. Thorac. Cardiovasc. Surg. 1998; 115(2): 389-94.

15) Alvarez J.M., Deal C.W., Loveridge K. Repairing the degenerative mitral valve. J. Thorac. Cardiovasc. Surg. 1996; 112(2): 238-47.

16) Sousa-Uva M., Raffoul R., Belli E. Initial results of mitral valvuloplasty. Arch Mal Coeur Vaiss. 1997;90 (6). 789-95.

17) Jones EL. Mitral valve replacement. J Card Surg 1994; 9: 218-21.