ISSN : 1301-5680
e-ISSN : 2149-8156
Turkish Journal of Thoracic and Cardiovascular Surgery     
Girişimsel tedavilerde uygulama pratikleri ve eğitim
Adil Polat1, Kamil Boyacıoğlu1, Vedat Erentuğ2
1Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği, İstanbul, Türkiye
2Erzincan Üniversitesi Tıp Fakültesi Mengücek Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği, Erzincan, Türkiye
DOI : 10.5606/tgkdc.dergisi.2015.11008

Periferik arter hastalığı, geriyatrik nüfusun artmakta olduğu ülkelerde ciddi bir sorundur. Her ne kadar cerrahi girişimler bu alanda altın standart olarak kabul edilmekteyse de eşlik eden morbiditelerin yüksek olduğu bu nüfusta girişimsel tedavilere olan ihtiyaç birçok hekimi bu alana yönlendirmektedir. Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’nde bu konuda tam bir görüş birliği sağlanamamış olmakla birlikte bu girişimler radyologlar, kardiyologlar, anjiyologlar ve damar cerrahları tarafından gerçekleştirilmektedir.[1]

Ülkemizde birçok hekimin, gelişmiş ülkelerdekine paralel bir yaklaşımla girişimsel tedavilere yönelmiş olduğu görülmektedir. Girişimsel radyolojide önemli bir bilgi birikimi olmasına rağmen pratik sorunlar nedeniyle her hastanede bir girişimsel radyolog bulma imkanı yoktur. Kardiyoloji klinikleri periferik işlemleri her geçen gün daha yaygın bir şekilde uygulamaktadır. Kardiyoloji kliniklerinin girişimsel işlem deneyimleri ne kadar yeterli olsa da vasküler tıp ile ilgili yeterli bir eğitimin olmaması ile ilişkili olarak kardiyovasküler cerrahi ve kardiyoloji klinikleri arasında ciddi endikasyon ve işlem tartışmaları yaşanmaktadır.

Girişimsel vasküler işlemler ile ilgili en önemli prensiplerden biri işlemin doğru şekilde planlanmasıdır. Her türlü olasılık gözden geçirilmeli ve yeterli açıklık oranı ve perfüzyon sağlamanın yanı sıra hastanın gelecekte yeni girişimlere ihtiyaç duyabileceği göz önüne alınarak bu işlemleri zorlaştırıcı veya imkansız hale getirici girişimlerde bulunulmamalıdır. Bu nedenle, periferik vasküler hastalıkların girişimsel tedavileri ile ilgilenecek hekimlerin doğru ve yeterli bir eğitimden geçirilerek sertifikalandırılması ve mükemmeliyet merkezleri kurularak sonuçların en başarılı seviyelere çekilmesi sağlanmalıdır. Bu alanda kardiyovasküler cerrahi eğitimine girişimsel işlemler ile ilgili olarak uygun müfredat dahil edilmelidir.[2] Avrupa Damar Cerrahisi Derneği’nin üye 33 ülke temsilcilerinden topladığı verilere göre ülkelerin %78’inde damar cerrahisi eğitiminde endovasküler bir kayıt defteri (logbook) tutulması mecburidir.[3] Avrupa ülkelerinde endovasküler girişimler damar cerrahlarının yanı sıra radyolog ve kardiyologlar tarafından da uygulanmaktadır.[1] Endovasküler eğitim birçok Avrupa Birliği ülkesinde damar cerrahisi eğitimine dahil iken, İspanya, Avusturya ve Almanya’da girişimsel radyoloji rotasyonları ile verilmektedir.[1] Avrupa Birliği ülkelerinin birçoğunda endovasküler aortik rekonstrüksiyonlar damar cerrahları tarafından uygulanırken, diğer periferik tedaviler girişimsel radyologlar tarafından uygulanmaktadır.[1] Periferik işlemlerin büyük kısmının Portekiz, İspanya, Fransa ve Belçika’da damar cerrahları tarafından uygulandığı bildirilirken, Almanya ve İtalya’da bu işlemlerin büyük kısmının kardiyologlar tarafından yapıldığı bildirilmiştir.[1] Genel olarak, bu işlemler ile ilgili multidisipliner bir yaklaşım kabul görmekteyse de Avrupa Birliği ülkeleri için dahi kesin rakamlar verilememektedir. Ülkemizde, endovasküler aort işlemlerinin birçok klinik tarafından yaklaşık 10 yıldır uygulanmakta olduğu ve yüksek riskli işlemlerin başarıyla gerçekleştirildiği birçok yazar tarafından yayınlanmıştır.[4-6]

Ülkemizdeki damar cerrahisi ile ilgilenen hekimlere yeterli ultrason ve simülasyon eğitimlerinin verilmesi, girişimsel uygulamalar ile ilgili teorik bilgilerin öğretilmesi ve pratik becerilerin kazandırılması için yeni düzenlenen tıpta uzmanlık tüzüğünde belirtilen esaslara göre programların düzenlenmesi ve kliniklerin eksikliklerinin giderilmesi esastır. Ülkemizdeki kardiyovasküler cerrahlar, bu konuda yeterli donanıma sahip olmadıkları takdirde, her geçen gün daha yaygın bir şekilde uygulanan endovasküler girişimsel tedavilere sadece seyirci kalacak ve damar cerrahisi alanındaki gündemi yakalamaları mümkün olamayacaktır.

Çıkar çakışması beyanı
Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını beyan etmişlerdir.

Finansman
Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.