Şekil 1: Göğsün sol ön duvarında kitlenin görünümü.
Olgu 2 Kırk sekiz yaşında erkek hasta, son iki yıldır büyüyen ağrılı kitle yakınması ile başvurdu. Hastanın yapılan muayenesinde sol pektoral bölgede yaklaşık 12x4x7 cm boyutunda multinodüler, ekzofitik üzerinde ülserasyonlar ve kurutlar olan sert fikse kitle görüldü (Şekil 2). Kitlenin çevre dokulara invazyon derecesini belirlemek için toraks BT istendi. Toraks BTde düzgün sınırlı, ekzofitik, çevre kas ve kemik dokuya invazyon göstermeyen kitle tespit edildi. İncelemelerinin ardından hasta ameliyata alındı. Ameliyat sırasında kitlelerin cilt altı dokuyu tuttuğu fakat kas ve kemik dokuya invazyon göstermediğinin görülmesi üzerine, yeterli cerrahi sağlam sınır bırakacak şekilde geniş eksizyon uygulanarak kitle çıkartıldı. Ameliyat sonrası oluşan cilt defekti kısmi deri grefti ile kapatıldı. Ameliyat sonrası patoloji sonucu fibröz histiyositom, DFSPnin alt tipi olarak bildirildi. Cerrahi sınırlar negatif olduğu için adjuvan tedavi verilmedi. Dört yıldır takip edilen hastada nüks ya da metastaz görülmedi.
Şekil 2: Göğsün sol ön duvarında yer yer ülsere multinodüler kitle.
Sonuç olarak, tam kür için güvenli sınırlarla birlikte DFSP için agresif cerrahi yaklaşım şarttır. Rekonstrüktif işlemler genellikle tümörlerin büyük olması nedeni ile gereklidir, bu gereklilik en sık baş ve boyun sarkomlarında olmaktadır. Metastatik hastalık nadirdir. Sınırlı hastalık grubunda tedavi için moleküler genetik çalışmalar devam etmektedir. Tümörün güvenli cerrahi sınırlarla çıkarılması yeterlidir, kemoterapiye ya da radyoterapiye sadece metastatik hastalık varlığında gerek duyulmalıdır. Hastalar ilk beş yıl en az altı ayda bir, sonraki beş yıl süresince yılda bir kez rekürrens ve metastaz açısından yakından izlenmelidir.