Methods: Between August 2009 and December 2009 40 patients (34 males, 6 females; mean age 49.5±13.8 years; range 18 to 65 years) who were scheduled for elective thoracotomy in our clinic were included in this prospective, randomized, placebocontrolled, single-blind study. The patients were divided into two groups each containing 20 patients. One hour before surgery, group 1 and group 2 received 150 mg oral pregabalin and oral placebo, respectively. Thoracic epidural patient-controlled analgesia (PCA) was administered in all patients for postoperative pain management. Pain scores, epidural opioid consumption and side effects were recorded for postoperative 72 hours. The patients were also assessed with respect to the incidence and severity of chronic postthoracotomy pain, the presence of allodynia-like pain and the limitation of daily life at three and six months.
Results: Pain scores were significantly lower in group 1, compared to group 2 before PCA, at 1, 4, 12, 24, 48 and 72 hours (p<0.05). In group 1, epidural opioid consumption was significantly lower than group 2 between 0 and 24 hours, and between 48 and 72 hours (p<0.05). The incidence and severity of chronic postthoracotomy pain, and the limitation of daily life were statistically significantly lower in group 1 compared to group 2 at three months (p<0.05).
Conclusion: The present study showed that single oral preoperative dose of 150 mg pregabalin, which was used for postthoracotomy pain control, alleviated pain scores and epidural opioid consumption in early period. Pregabalin also reduced the incidence and the severity of chronic postthoracotomy pain at three months.
Torakotomi sonrası ciddi akut ağrı; retraksiyon, rezeksiyon, kaburga kırıkları, kostavertebral eklem çıkığı, interkostal sinir hasarı veya göğüs tüpüne bağlı plevra iritasyonundan kaynaklanabilir. Kronik torakotomi sonrası ağrı; cerrahi sonrası torakotomi insizyonunda iki aydan uzun süren, yineleyen veya devam eden ağrı olarak tanımlanmıştır. Kaburga rezeksiyonu ve ekartörler ile gerilme sırasında veya kaburgalar kapanır iken dikişlerin sinirleri sıkıştırması ile oluşabilmektedir.[3] Kronik torakotomi sonrası ağrı insidansı farklı çalışmalarda %22-67 arasında bildirilmiştir. Ağrı karakteri hem nöropatik hem de miyofasiyal özellikte olabilir.[4]
Torakotomiler santral duyarlılık oluşturacak kadar yoğun noksiyus uyarı üretir. Preemptif analjezi; insizyonel ve enflamatuvar hasarın neden olduğu santral duyarlılığın kalıcı olmasını engellemektedir.[3] Preemptif analjezinin akut ve kronik torakotomi sonrası ağrı üzerine olumlu etkileri gösterilmiştir.[5,6] Ameliyat öncesi pregabalin, son yıllarda ameliyat sonrası ağrı tedavisinde multimodal analjezinin bir parçası olarak kullanılmaktadır. Pregabalin gama amino bütirik asitin yapısal analoğu olup analjezik, antikonvülsan, anksiyolitik ve opioid gereksinimini azaltıcı etki gösterir. Pregabalin, gabapentin türevi olup, benzeri etki göstermesine rağmen daha üstün farmakokinetik aktiviteye sahiptir.[7] Hayvan çalışmalarında gabapentin gibi pregabalinin de nöropatik ağrı, insizyonel ve enflamatuvar zedelenmenin birkaç modelinde etkili olduğu gösterilmiştir.[8] Pregabalinin ameliyat öncesi verilmesinin akut ameliyat sonrası ağrı ve analjezik tüketimini ve kronik nöropatik ağrı insidansını azalttığını gösteren çalışmalar vardır.[9,10]
Akut ameliyat sonrası ağrıyı azaltmada pregabalinin etkinliği genelde daha az ağrılı ameliyatlarda araştırılmış ve intravenöz analjezik tüketimi değerlendirilmiştir.[9] Biz bu çalışmada torakotomi yapılan ve hasta kontrollü torasik epidural analjezi ile ağrı kontrolü sağladığımız hastalarımızda; preemptif olarak uyguladığımız pregabalinin epidural analjezi, akut ve kronik ağrı üzerine etkilerini araştırmayı amaçladık.
Hastalar rastgele 20’şer kişilik iki gruba ayrıldı. Ameliyattan bir saat önce, birinci gruptaki (grup 1) 20 hastaya oral 150 mg pregabalin (Lyrica®) kapsül, ikinci gruptaki (grup 2) 20 hastaya ise oral plasebo kapsül verildi. Tüm hastalara ameliyattan 30 dk önce intramusküler (i.m.) midazolam 0.07 mg/kg ve atropin 0.5 mg uygulandı. Ameliyat odasına alındıktan sonra 8-10 ml/kg/sa ringer laktat solüsyonu verildi. Elektrokardiyografi, periferal oksijen satürasyonu, invaziv olmayan kan basıncı, kalp hızı monitörizasyonu yapıldı. Hastaların bazal hemodinamik değerleri kaydedildi. Tüm hastalara ameliyat odasında oturur pozisyonda asılı damla tekniği ile T6-7 veya T7-8 seviyelerinde torakal epidural kateter yerleştirildi. Epidural kateter sefale doğru 4-5 cm ilerletildi. Kan veya beyin omuriliği sıvısı gelmediği görüldükten sonra test dozu olarak %2 lidokain 3 ml enjekte edildi. Tüm hastalarda anestezi indüksiyonu 2-2.5 mg/kg propofol, 1-1.5 mcg/kg fentanil, 0.1 mg/kg vekuronyum ile sağlandı. Anestezi idamesinde %50 O2 - %50 hava karışımı içinde %2-2.5 sevofluran uygulandı. Gerektiğinde vekuronyum ve fentanil bolusları yapıldı. İndüksiyon sonrası invaziv arter basıncı, santral venöz basınç ve end-tidal CO2 monitörizasyonu sağlandı.
Tüm hastalarda çift lümenli tüp (ÇLT) yerleştirildi, fiberoptik bronkoskopi ile ÇLT yeri doğrulandı ve standart tek akciğer ventilasyon protokolü uygulandı. Ortalama arter basıncında bazal değerin %25’den daha fazla düşme olduğunda i.v. kolloid infüzyonu uygulandı. Buna rağmen beş dakikadan uzun süren düşme olduğunda 5-10 mg efedrin i.v. uygulandı. Kalp hızı 50/atım dk altında ise 0.5 mg atropin ile tedavi edildi. Göğüs kafesi kapatılır iken tüm hastalara epidural kateterden 0.1 ml/kg dozda %0.25 bupivakain verildi. Göğüs kafesi kapatıldıktan sonra fentanil puşeleri uygulanmadı. Ameliyat süresi, ameliyat tipi, malignite varlığı kaydedildi. Ameliyat sonrası hasta ekstübe edilerek yoğun bakım ünitesine nakledildi. Yoğun bakım ünitesinde hasta ile kooperasyon sağlandığında hasta kontrollü epidural analjezi yöntemi ile %0.125 bupivakain ve 1 mcg/ml fentanil içeren serum fizyolojik; 5 ml bolus, 10 dk kilitli kalma süresi, 4 saatlik limit 40 ml olacak şekilde uygulandı. İstirahatte normal soluk alma sırasındaki VRS skoru 3’ün üzerinde olan hastaların bolus dozları 5 cc’den 8 cc’ye artırıldı. Buna rağmen ağrısı devam eden hastalara ek analjezik olarak etodalak ampul 1 g i.m. uygulandı. Hasta kontrollü analjezi cihazı ile epidural analjezi sağlanan hastalar 24 saatlik yoğun bakım takibi sonrası, cihaz ile cerrahi servisine çıkarıldı. Serviste HKA cihazı ile epidural analjezi takip ve tedavisi iki gün daha devam ettirildi. Ameliyat sonrası HKA öncesi (HKAö) bazal değerler, 1, 4, 12, 24, 48. ve 72. saatlerde VRSi ve VRSö ile hastaların ağrı düzeyleri değerlendirildi. Hasta kontrollü analjezi cihazı ile kullanılan fentanil miktarı, ek analjezik gereksinimi, sedasyon düzeyleri kaydedildi.
Takipler sırasında ağız kuruluğu, somnolans, bulantı, kusma, kaşıntı, bilinç bulanıklığı, ishal, kabızlık, baş dönmesi, görme bozukluğu gibi yan etkiler kaydedildi. Sedasyon durumu Ramsey sedasyon skoru (RSS) ( 1= anksiyetesi olan ajite hasta, 2= koopere, sakin, 3= uykuya eğilimli, 4= uyuyor, sözlü uyarana yanıt var, 5= uyuyor, sözlü uyarana yanıt yok, 6= cevapsız hasta) ile, motor blok Bromage skalası ile değerlendirildi. Günlük takipler sonunda ameliyat sonrası analjezi açısından hasta memnuniyeti VRS (0= hiç memnun değil - 100= çok memnun) skalası ile değerlendirilerek kaydedildi. Ameliyat sonrası 72. saatte tüm veriler elde edildikten sonra epidural kateter çekildi ve hastalara standart ağrı tedavi protokolü verildi.
Kronik torakotomi sonrası ağrı açısından değerlendirmek üzere hastaların adres ve telefon numaraları alındı. Dren kalış ve hastanede kalma süreleri kaydedildi. Hastalar torakotomi sonrası taburcu olduktan sonra da üçüncü ve altıncı aylarda kronik ağrı açısından telefonla sorgulanarak ağrı durumları standart ağrı formu ile kayıt altına alındı. Bu ağrı değerlendirme formunda kronik torakotomi sonrası ağrı insidansı, şiddeti, şekli, allodini varlığı, hipoestezi ve hiperestezi olup olmadığı, günlük yaşamı kısıtlayıp kısıtlamadığı sorgulandı. Kronik torakotomi sonrası ağrı insidansı; istirahat ya da hareketle ağrısı olup olmadığı sorgulanarak belirlendi. Kronik torakotomi sonrası ağrı şiddeti; hiç yok, hafif, orta ya da ciddi olarak tanımlandı. Yine bu ağrının oturup kalkmak gibi günlük aktivitelerinde kısıtlamaya neden olup olmadığı değerlendirildi. Taktil allodini için nazikçe elle dokunulduğunda ya da giyinir iken giysi sürtündüğünde ağrı olup olmadığı sorgulandı. Hiperestezi ve hipoestezi olup olmadığı kaydedildi. Malignitesi olan hastalar, ameliyat sonrası takipleri süresince hastaneye başvurularında, farklı bir araştırmacı tarafından malignite progresyonuna bağlı ağrı açısından değerlendirildi.
İstatistiksel analiz
Verilerin istatistiksel analizi Windows için 15.0 versiyon
SPSS (SPSS Inc., Chicago, IL, USA) paket programı
kullanılarak yapıldı. Değerlendirmelerde iki grup
arasında normal dağılım gösteren nicel değişkenler için
karşılaştırmalarda bağımsız örneklerde t-testi, normal
dağılmayanlar için Mann-Whitney U testi, kategorik
veriler için karşılaştırmalarda ki-kare ve Fisher kesin
ki-kare testleri, VRSi ve VRSö değerlerinin grup içinde
HKA öncesi değere göre zamana bağlı değişimi incelemek
için Wilcoxon testi kullanıldı. Tanımlayıcı değerler,
normal dağılım gösterenler için aritmetik ortalama
± standart sapma (ort±SS), dağılmayanlar için ortanca
(min.-maks.) değerleri, nitel veriler için ise frekans ve
yüzde ile ifade edildi. İstatistiksel anlamlılık sınırı 0.05
olarak kabul edildi.
Tablo 1: Gruplardaki hastaların demografik ve klinik özellikleri
Tablo 2: Gruplardaki hastaların cinsiyet ve ameliyat tipine göre dağılımları
Gruplar VRSi ve VRSö değerleri açısından karşılaştırıldığında tüm zaman birimlerinde grup 1’in skorları grup 2’ye göre istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük bulundu (p<0.05). Her iki grupta da grup içi karşılaştırmada HKA öncesi değerlere göre tüm zamanlardaki hem istirahat hem de öksürük VRS değerlerindeki azalmalar anlamlı idi (p<0.05) (Tablo 3, Tablo 4). Ameliyat sonrası epidural HKA yolu ile tüketilen fentanil miktarları açısından 0-24. saatte ve 48-72. saatte grup 1’de anlamlı düşüklük saptandı (p<0.05) (Tablo 5).
Tablo 3: İstirahat sırasındaki verbal rating skala değerlerinin karşılaştırılması
Tablo 4: Öksürük sırasındaki verbal rating skala değerlerinin karşılaştırılması
Ek analjezik gereksinimi açısından gruplar arası karşılaştırmada im. etodalak tüketimi grup 1’de ortanca 0 g (min. 0-maks. 2 g), grup 2’de ortanca 1 g (min. 0-maks. 4 g) olarak bulundu.
Kronik torakotomi sonrası ağrı insidansı bakımından üçüncü ayda istatistiksel olarak grup 1’de anlamlı düşüklük saptandı (p<0.05), altıncı ayda gruplar arasında anlamlı farklılık saptanmadı (p>0.05) (Tablo 6).
Tablo 6: Kronik ağrı insidanslarının 3. ve 6. aylarda karşılaştırılması
Allodini-benzer ağrı açısından karşılaştırıldığında gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmadı (p>0.05). Grup 1’de üçüncü ve altıncı ayda hastaların hiçbirinde allodini tip ağrı görülmez iken, grup 2’de üçüncü ayda %15 oranında görülen allodini tipi ağrının altıncı ayın sonunda %5’e düştüğü tespit edildi.
Kronik torakotomi sonrası ağrı şiddeti açısından ağrısı olmayan-hafif ağrısı olan hastalar ile orta-ciddi ağrısı olan hastalar karşılaştırıldığında; üçüncü ayda grup 1’de orta-ciddi şiddette ağrısı olan hasta sayısı grup 2’ye göre anlamlı derecede daha düşük bulundu (p<0.05). Altıncı ayda gruplar arasında ağrı şiddetleri açısından anlamlı farklılık bulunmadı (p>0.05). Günlük yaşamı kısıtlama sorgulandığında, kısıtlama, üçüncü ayda grup 2’de anlamlı derecede yüksek bulunur iken (p<0.05) altıncı ayda gruplar arasında anlamlı farklılık bulunmadı (p>0.05) (Tablo 7).
Tablo 7: Kronik ağrı şiddeti ve günlük yaşamı kısıtlama açısından karşılaştırması
Hipoestezi ve hiperestezi varlığı açısından üçüncü ve altıncı aylarda gruplar arasında anlamlı bir farklılık bulunmadı (p>0.05). Her iki grupta da üçüncü ve altıncı ayda görülen ağrı şekli sıklık sırasına göre batma, karıncalanma ve yanma şeklinde idi. Ağrı şekli açısından gruplar arasında fark bulunmadı (p>0.05).
Hasta memnuniyeti ve ameliyat sonrası yan etkiler açısından gruplar arası karşılaştırmada baş dönmesi (p<0.05) dışında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmadı (p>0.05) (Tablo 8). Ramsey sedasyon skoru açısından gruplar arası karşılaştırmada istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p>0.05).
Tablo 8: Gruplardaki hasta memnuniyeti skoru ve ameliyat sonrası yan etkileri
Pregabalin; doku hasarı ile uyarılan dorsal boynuz nöronlarının aşırı uyarılabilirliğini azaltarak hiperaljezi ve santral duyarlılık gelişimini engeller ve böylece ameliyat sonrası ağrının tedavisinde rol sahibi olabilir.[8,9,11] Preemptif pregabalinin ağrı ve analjezik tüketimi üzerine etkisini araştıran çalışmalarda muhtemelen dozaj, doz rejimi ve cerrahi tipindeki farklılıklara bağlı olarak çelişkili sonuçlar bildirilmiştir. Bu neden ile ileri çalışmalar yapılması gerekmektedir.[9]
Paech ve ark.[12] j inekolojik cerrahi ö ncesi uyguladıkları 100 mg oral pregabalinin akut ağrıyı ve total analjezik tüketimini azaltmadığını bildirir iken; Agarwal ve ark.[13] laparoskopik kolesistektomiden bir saat önce verdikleri 150 mg oral pregabalinin ameliyat sonrası ağrı şiddetini ve fentanil tüketimini azalttığını göstermişlerdir. Yine Akarsu ve ark.[14] laparoskopik kolesistektomiden bir saat önce verilen 300 mg pregabalinin, ağrı ve analjezik tüketimini azalttığını bildirmişlerdir. Cabrera Schulmeyer ve ark.[15] laparoskopik “sleeve” gastrektomi ameliyatından iki saat önce 150 mg pregabalin verilen grupta ameliyat sonrası total analjezik tüketiminde ve bulantı-kusmada anlamlı azalma gözlemişlerdir. Ittichaikulthol ve ark.[16] abdominal histerektomi olgularında ameliyattan bir saat önce verilen 300 mg pregabalin ile ameliyat sonrası HKA-morfin tüketiminde ve istirahat ağrı yoğunluğunda anlamlı azalma bildirmişlerdir. Przesmycki ve ark.[17] jinekolojik cerrahide preemptif 300 mg oral pregabalin ile ameliyat sonrası ağrı yoğunluğu ve morfin tüketiminin azaldığını, 75 ve 100 mg pregabalin ile plasebo grubu arasında fark bulamadıklarını bildirmişlerdir.
Gabapentinin cerrahi sonrası akut ağrı tedavisinde etkin bir adjuvan olduğu bilinmektedir. Pregabalin, gabapentin ile kıyaslandığında daha iyi farmakokinetik profile sahip, yeni bir sentetik moleküldür. Esas etkisini, periferal ve santral sinir sistemi boyunca geniş alanda dağılan presinaptik voltaj bağımlı kalsiyum kanallarının alfa-2-delta alt ünitelerine bağlanarak göstermektedir. Antinosiseptif etkisi, bu kanallar aracılığı ile kalsiyum girişinin ve takibinde primer afferent sinir liflerinden uyarıcı nörotransmitterlerin salınımının inhibisyonu ile oluşabilir.[13,14] Bu süreç, periferde ağrı olarak algılanan santral duyarlılığı azaltır. Bu alt ünitelere bağlanma afinitesi ve etki gücü gabapentinden altı kez daha fazladır. Bu neden ile daha etkin bir ilaçtır.[8,9,11,18]
Gabapentinoidlerin epidural analjezi üzerine etkilerini gösteren sınırlı sayıda çalışma vardır. Turan ve ark.[6] alt ekstremite cerrahisinde, cerrahi öncesi ve sonrası iki gün boyunca gabapentin uygulamışlar, ameliyat sonrası ağrı skorlarında ve epidural analjezik tüketiminde azalma olduğunu bildirmişlerdir. Buvanendran ve ark.[10] total diz protezi uyguladıkları hastalara, cerrahi öncesi 300 mg ve sonrasında 14 gün boyunca (150-50 mg günde iki kez) pregabalin uygulamışlar ve ameliyat sonrası akut dönemde epidural opioid tüketiminde azalma saptamışlardır.
Bir meta-analizde; preemptif pregabalin kullanımının, ilk 24 saatte ağrı yoğunluğunu azaltmadığı, ancak opioid tüketimini ve opioid ilişkili yan etkileri azalttığı belirtilmiştir. Ancak pregabalin daha etkin olduğu halde gabapentinle ilgili metanalizlerden farklı olan bu sonucun, incelenen çalışmaların çoğunun minimal invaziv cerrahiler olmasından kaynaklanabileceği vurgulanmıştır. Çalışmada ayrıca, pregabalinin analjezik ve kronik ağrı insidansını azaltmadaki etkisinin ciddi ağrılı cerrahilerde araştırılması gerektiği üzerinde durulmuştur.[9]
Torakotomi sonrası ağrı tedavisinde epidural analjezi altın standart olmasına rağmen maalesef öksürük ve hareketle ciddi ağrı halen yaygın olarak görülebilmektedir.[19] Bu da torakotomilerde multimodal a naljezi uygulanımını gerekli kılmaktadır.[20] Çalışmamız, multimodal analjezinin bir parçası olarak oral preemptif pregabalinin, torakotomi gibi ağrılı ameliyatlarda ağrı ve analjezi tüketimini azaltmada etkin olduğunu gösterdi. Her iki grupta da ağrı skorlarında HKA öncesine göre anlamlı azalma görülmesi, torakotomi sonrası ağrı tedavisinde epidural analjezinin etkinliğini desteklemiştir.
Kronik torakotomi sonrası ağrı karakteristiklerinin ağırlıklı olarak nöropatik vasıfta olduğu gösterilmiştir.[3] Kronik torakotomi ağrısında genel olarak yanıcı ve batıcı ağrıya disestezi eşlik eder. Allodini de sık görülen bir nöropatik ağrı tipi olup, normal olarak ağrılı olmayan uyarana ağrı hissi ile yanıttır. Bu semptomlar özellikle interkostal sinirlerin dağılım alanları boyunca oluşur.[1] Toraks cerrahisi sonrası etkin akut ağrı tedavisi, kronik torakotomi sonrası ağrı insidansını azaltmaktadır.[3] Juve ark.[4] ameliyat öncesi dönemden başlayarak epidural analjezi uyguladıkları torakotomi hastalarında allodini benzeri ağrıyı altıncı ay sonunda %10’dan az bulduklarını, bir yılın sonunda bunun sıfıra yaklaştığını bildirmişlerdir. Çalışmamızda preemptif olarak pregabalin uygulanan grupta allodini benzeri ağrının hiç olmaması klinik olarak anlamlı bulundu.
Allodini ve hiperaljezi nöropatik ağrının başlıca işaret ve semptomlarıdır. Dorsal boynuz nöronlarındaki duyarlılık; nöropatik ağrıda bir mekanizmadır ve ameliyat sonrası akut ağrı modellerinde gösterilmiştir.[18] İlave olarak önemli bir sorun da cerrahi sırasında ve sonrasında oluşan santral duyarlılığın kalıcı olması halinde kronik nöropatik ağrıya yol açabilmesidir.[17,18] Dolayısı ile pregabalin ve gabapentin gibi antihiperaljezik ilaçlar ile cerrahi öncesinde santral duyarlılıkta sağlanan azalma, akut ve kronik ameliyat sonrası ağrıyı azaltabilir.[13,14,17,18]
Preemptif analjezi, cerrahi travma sonrası ağrıya aşırı duyarlılığı azaltmak için, cerrahi öncesi uygulanır. Pregabalin hızlı etkilidir ve oral alımdan yaklaşık bir saat sonra maksimum plazma konsantrasyonuna ulaşır. Pregabalinin preemptif kullanımı ile akut nosiseptif cerrahi ağrının nöropatik komponentini daha güçlü engellemesi, dolayısı ile kronik nöropatik ağrıyı azaltması, opioid gereksinimini azaltması ve ameliyat öncesi ve sonrasındaki anksiyeteyi gidermesi hedeflenmektedir.[13,17,18]
Preemptif analjezi konusundaki son makalelerde, kronik ağrı ile ilişkisi hakkında çok az çalışma sunulmuştur. Preemptif analjezinin kronik torakotomi sonrası ağrı üzerine etkisini değerlendiren randomize kontrollü çalışmalarda çelişkili sonuçlar bildirilmiştir, bu konuda daha geniş katılımlı yeni çalışmalara gereksinim duyulmaktadır.[1,5,21]
Hayvan çalışmalarında pregabalinin kronik nöropatik ağrı tedavisinde gabapentinden 2-4 kez daha etkin olduğu gösterilmiştir.[22] Gabapentinin oral tek doz preemptif uygulanması ile cerrahi sonrası altıncı ayda nöropatik ağrıyı azalttığı prospektif çalışmalarda ortaya konmuştur.[23-25] Buvanendran ve ark.[10] pregabalinin, cerrahi sonrası kronik nöropatik ağrı üzerine etkisini araştıran çalışmalarında pregabalin grubunda üçüncü ve altıncı aylarda daha az nöropatik ağrı, allodini ve hiperaljezi insidansı bildirmişlerdir. Bu çalışmada daha uzun dönemde yanıt alınması, pregabalinin daha yüksek dozda kullanılmış olması ve ameliyat sonrası dönemde de tedaviye devam edilmiş olmasından kaynaklanabilir.
Pregabalin oral alımda genelde iyi tolere edilen bir ilaçtır. En sık yan etkileri baş dönmesi, ağız kuruluğu, somnolans, görme bozukluğu ve konfüzyondur.[8,9] Çalışmamızda da benzer yan etkiler görüldü. Önceki çalışmalarda doza bağlı yan etkilerde artış bildirilmiştir.[8,9] Bizim çalışmamız göğüs cerrahisinde 150 mg preemptif pregabalin dozunun yan etkiler açısından güvenli olduğunu göstermiştir.
Sonuç olarak, çalışmamız torakotomi sonrası ağrı kontrolünde ameliyat öncesi uyguladığımız 150 mg tek doz oral pregabalinin; erken dönemde ağrı skorları ve epidural opioid tüketimini azalttığını; üçüncü ayda kronik torakotomi sonrası ağrı insidansı ve şiddetini düşürdüğünü, günlük aktiviteyi artırdığını göstermiştir. Ayrıca daha fazla sayıda hasta ile ameliyat sonrası dönemi de içine alan pregabalin kullanımının, uzun dönem kronik torakotomi sonrası ağrıları üzerinde daha efektif sonuçlar sağlayabileceği kanaatine varılmıştır.
Çıkar çakışması beyanı
Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması
aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını
beyan etmişlerdir.
Finansman
Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde
herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.
1) Ochroch EA, Gottschalk A, Augostides J, Carson KA, Kent
L, Malayaman N, et al. Long-term pain and activity during
recovery from major thoracotomy using thoracic epidural
analgesia. Anesthesiology 2002;97:1234-44.
2) De Cosmo G, Aceto P, Gualtieri E, Congedo E. Analgesia in
thoracic surgery: review. Minerva Anestesiol 2009;75:393-
400)
3) Gerner P. Postthoracotomy pain management problems.
Anesthesiol Clin 2008;26:355-67.
4) Ju H, Feng Y, Yang BX, Wang J. Comparison of epidural
analgesia and intercostal nerve cryoanalgesia for postthoracotomy
pain control. Eur J Pain 2008;12:378-84.
5) Sentürk M, Ozcan PE, Talu GK, Kiyan E, Camci E,
Ozyalçin S, et al. The effects of three different analgesia
techniques on long-term postthoracotomy pain. Anesth
Analg 2002;94:11-5.
6) Turan A, Kaya G, Karamanlioglu B, Pamukçu Z, Apfel CC.
Effect of oral gabapentin on postoperative epidural analgesia.
Br J Anaesth 2006;96:242-6.
7) Ben-Menachem E. Pregabalin pharmacology and its relevance
to clinical practice. Epilepsia 2004;45 Suppl 6:13-8.
8) Gajraj NM. Pregabalin: its pharmacology and use in pain
management. Anesth Analg 2007;105:1805-15.
9) Zhang J, Ho KY, Wang Y. Efficacy of pregabalin in acute postoperative pain: a meta-analysis. Br J Anaesth
2011;106:454-62.
10) Buvanendran A, Kroin JS, Della Valle CJ, Kari M, Moric
M, Tuman KJ. Perioperative oral pregabalin reduces chronic
pain after total knee arthroplasty: a prospective, randomized,
controlled trial. Anesth Analg 2010;110:199-207.
11) Vadivelu N, Mitra S, Narayan D. Recent advances
in postoperative pain management. Yale J Biol Med
2010;83:11-25.
12) Paech MJ, Goy R, Chua S, Scott K, Christmas T, Doherty
DA. A randomized, placebo-controlled trial of preoperative
oral pregabalin for postoperative pain relief after minor
gynecological surgery. Anesth Analg 2007;105:1449-53.
13) Agarwal A, Gautam S, Gupta D, Agarwal S, Singh PK, Singh
U. Evaluation of a single preoperative dose of pregabalin
for attenuation of postoperative pain after laparoscopic
cholecystectomy. Br J Anaesth 2008;101:700-4.
14) Akarsu T, Tür H, Bolat C, Özkaynak İ. Comparison of preemptive
pregabalin with placebo and diclofenac combination
for postoperative analgesia and cognitive functions after
laparoscopic cholecystectomy. Turkiye Klinikleri J Med Sci
2012;32:963-70.
15) Cabrera Schulmeyer MC, de la Maza J, Ovalle C, Farias C,
Vives I. Analgesic effects of a single preoperative dose of
pregabalin after laparoscopic sleeve gastrectomy. Obes Surg
2010;20:1678-81.
16) Ittichaikulthol W, Virankabutra T, Kunopart M, Khamhom
W, Putarawuthichai P, Rungphet S. Effects of pregabalin
on post operative morphine consumption and pain after
abdominal hysterectomy with/without salphingooophorectomy:
a randomized, double-blind trial. J Med
Assoc Thai 2009;92:1318-23.
17) Przesmycki K, Wiater-Kozioł E, Kotarski J, Czuczwar
M, Jaskowiak R, Zabek M, et al. Effect of pre-emptive
pregabalin on pain intensity and morphine requirement after
hysterectomy. Anestezjol Intens Ter 2011;43:14-7.
18) Saraswat V, Arora V. Preemptive gabapentin vs pregabalin
for acute postoperative pain after surgery under spinal
anaesthesia. Indian journal of anaesthesia 2008;52:829-34.
19) Della Rocca G, Coccia C, Pompei L, Costa MG, Pierconti
F, Di Marco P, et al. Post-thoracotomy analgesia: epidural
vs intravenous morphine continuous infusion. Minerva
Anestesiol 2002;68:681-93.
20) Yeğin A, Erdoğan A, Hadimioğlu N. Postoperative
analgesi for thoracic surgery. Turk Gogus Kalp Dama
2005;13:418-25.
21) Wildgaard K, Ravn J, Kehlet H. Chronic post-thoracotomy
pain: a critical review of pathogenic mechanisms and
strategies for prevention. Eur J Cardiothorac Surg
2009;36:170-80.
22) Lauria-Horner BA, Pohl RB. Pregabalin: a new anxiolytic.
Expert Opin Investig Drugs 2003;12:663-72.
23) Sen H, Sizlan A, Yanarateş O, Senol MG, Inangil G,
Sücüllü I, et al. The effects of gabapentin on acute and
chronic pain after inguinal herniorrhaphy. Eur J Anaesthesiol
2009;26:772-6.