Methods: Thirty-two Wistar-albino rats were randomized into four groups with equal number of rats (n=8) as follows: The control group (sham laparotomy), control + Β-glucan, aortic IR, aortic IR + Β-glucan. In the two groups in which aortic IR was used, 120 minutes of ischemia by clamping of the IAA followed by 120 minutes of reperfusion after removal of the clamp were performed. Β-glucan was orally administered at a dose of 50 mg/kg by intragastric gavage twice a day for 10 days. The rats are sacrificed under deep anesthesia and the kidney tissues were removed. The tissue levels of malondialdehyde (MDA), superoxide dismutase (SOD), catalase and myeloperoxidase (MPO) were measured and kidney tissue specimens were examined histopatologically.
Results: Biochemical analysis showed that aortic IR significantly increased (p<0.05 vs control) while Β-glucan significantly decreased (p<0.05 vs aortic IR) the kidney tissue levels of MDA, SOD, catalase and MPO. Histologically, in the aortic IR group, focal glomerular necrosis, dilatation of Bowman's capsule, tubular epithelial degeneration, tubular epithelial necrosis, tubular dilatation, interstitial inflammatory infiltration and congestion were significantly increased when compared to the control group (p<0.05 vs control). However, in aortic IR + Β-glucan group, all of these parameters were significantly decreased when compared to the aortic IR group (p<0.05 vs aortic IR).
Conclusion: The results of this experimental study shows that Β-glucan attenuates the kidney injury induced by infrarenal abdominal IR in rats. We think that Β-glucan may decrease oxidative stres, lipid peroxidation, and leucocyte infiltration.
Beta (Β)-glukanlar; ekmek maya hücre (Saccharomyces cerevisiae) duvarından elde edilen çok dallı glukoz polimerleridir ve temel besin maddesi olan tahılların ana yapısını oluşturur.[4] Günümüzde sıkça karşılaşmaya başladığımız ve bir ucu maya hücrelerine uzanan probiyotik tanımı temelinde Β-glukanlar üzerine yapılan çalışmalar yoğunlaşmıştır. Beta-glukan immün sistem üzerine etkileri bilinen, toksik ve yan etkisi olmayan güçlü immünostimülatör olarak tanımlanmaktadır.[5] Bunun dışında; tümör gelişiminin inhibisyonu,[6] antibakteriyal, antiviral, antifungal ve anti parazitik etki,[7,8] sitokin üretiminin tetiklenmesi, makrofaj aktivasyonu,[9] lipid düşürücü özellik,[10] radyasyona karşı koruyucu etki, yara iyileşmesini hızlandırıcı ve hematopoetik etkileri yapılan çalışmalarda bildirilmiştir.[11,12]
Ayrıca Β-glukanın majör abdominal cerrahide ameliyat sonrası infeksiyon ve mortalite oranlarını anlamlı şekilde azalttığı bildirilmiştir.[13] Bu yararlı etkilerinden dolayı son zamanlarda Β-glukan molekülü üzerine odaklanılmış ve genellikle deneysel sepsis modellerinde uzak organ hasarına etkileri araştırılmıştır. Bu yararlı etkilerinin altında yatan temel mekanizmanın ise antioksidan etki olduğu ileri sürülmektedir.
Ancak Β-glukanın infrarenal abdominal aort (İAA) cerrahisinde aortik İR'ye bağlı uzak organ hasarı üzerine etkileri yeterince açık değildir. Bu deneysel çalışmada, Β-glukanın aortik İR sonrası oluşan böbrek hasarına etkisi araştırıldı. Bu amaçla sıçan böbrek doku örneklerinde malondialdehid (MDA), süperoksit dismutaz (SOD), katalaz ve miyeloperoksidaz (MPO) aktiviteleri ölçüldü ve histopatalojik inceleme yapıldı.
Deney modeli
Sıçanlar, eşit sayıda (n=8) ve rastgele olarak dört
gruba ayrıldı. Kontrol grubunda laparotomi ve İAA
diseksiyonu yapıldı ancak İAA'ya oklüzyon uygulanmadı.
Aortik İR grubunda, İAA atravmatik mikrovasküler
klemp ile klemplenerek 120 dakika iskemi, sonrasında
klemp kaldırılarak 120 dakika reperfüzyon uygulandı.
AİR + Β-glukan ve ilaç + Β-glukan grubundaki
sıçanlara deney öncesi 10 gün boyunca, 50 mg/kg/gün
Β-glukan (Mustafa Nevzat İlaç Sanayii A.Ş. Türkiye)
2 cc serum fizyolojik solüsyonda çözündürülerek iki eşit
dozda oragastrik gavaj ile uygulandı.
Aortik iskemi-reperfüzyon
Deney başlangıcında; intramusküler enjeksiyon ile
50 mg/kg dozda ketamine hydrocholoride (Ketalar®
flakon, Parke-Davis, USA) verilerek anestezi sağlandı.
İşlem, bir ısıtma lambası altında, sıçanlar supin
pozisyonda iken gerçekleştirildi. Ciltleri aseptik olarak
hazırlanan sıçanlara orta hat laparotomi yapıldı.
Bağırsakların ıslak gazlı bez yardımıyla uzaklaştırılmasının
ardından İAA dikkatli bir şekilde explore
edildi. İnfrarenal abdominal aorta, atravmatik
mikrovasküler klemp (vascu-statts II®, midi straight
1001-532; Scanlan Int., St. Paul, MN, USA) konuldu.
Yüz yirmi dakika sonra İAA'daki mikrovasküler
klemp kaldırıldı ve 120 dakika süreyle reperfüzyon
sağlandı. Aortik iskemi klempleme işlemi sırasında
distal aortta pulsasyonun kaybolmasıyla, aortik reperfüzyon
ise klempin kaldırılması sonrası distal aortta
pulsasyonun geri gelmesiyle onaylandı. Böylece
“no-reflow” fenomeni ekarte edildi. Kontrol grubuna
laporotomi ve İAA diseksiyonu eşit sürede (240
dakika) uygulandı ancak İR oluşturulmadı. İskemireperfüzyon
dönemlerinde peritoneal boşluktan ısı
ve sıvı kaybını en az miktara indirmek için; İAA'ya
klemp konulduktan ve kaldırıldıktan sonraki dönemlerde,
peritoneal boşluğa serum fizyolojik uygulandı
ve batın insizyonu geçici olarak ıslak gazlı bez ile
sarılarak kapatıldı. Reperfüzyon süresi sonunda tüm sıçanlar sakrifiye edildi ve böbrek doku örnekleri
alındı. Böbrek doku örneklerinin bir kısmı biyokimyasal
inceleme yapılıncaya kadar -800 °C'de saklandı.
Histopatolojik doku örnekleri ise değerlendirme
yapılıncaya kadar %10'luk formaldehid solüsyonu
içinde saklandı.
Biyokimyasal işlemler
Eksi 800 °C'de saklanmış olan sıçan doku örnekleri
oda sıcaklığına getirilerek serum fizyolojik ile yıkandı.
Daha sonra %10'luk homojenat elde etmek için, %0.05
sodyum azid içeren 100 mmol/L soğuk fosfat tamponu
(PH=7.4) içinde homojenize edildi (Ultra-Turrax
T25, Janke and Kungel GmbH & Co., KG Staufen,
Almanya). Bu homojenatlara 30 dakika süre ile ultrason
dalgası uygulandı (Sonoplus UW 2070, Bandelin
Electronic, Berlin Almanya) ve ardından süpernatan
elde etmek için santrifüj edildi (5000 g'de 10 dakika).
Süpernatanlar biyokimyasal incelemeler için kullanılıncaya
kadar –800 °C'de saklandı. Süpernatanın protein
içeriği Lowry yöntemi ile saptandı.[14]
Malondialdehid ölçümü
Lipid peroksidasyonun son ürünü olan MDA
düzeyleri, Draper ve Hadley'in çift ısıtma yöntemi
ile belirlendi.[15] Bu yöntemde, MDA ile thiobarbitürik
asit reaksiyonunun meydana getirdiği renk
oluşumu spektrofotometrik ölçümle değerlendirilir.
Bu amaçla, 100 gr/l'lik trikloroasetik asit solüsyonundan
2.5 ml, her santrifüj tüpünde 0.5 ml seruma
(süpernatan) eklenerek 15 dakika süreyle kaynayan su
banyosuna tabi tutuldu. Musluk suyu altında soğutulan
tüpler 1000 g hızda 10 dakika santrifüj edildikten
sonra elde edilen materyalin 2 ml'si, 6.7 g/l'lik
thiobarbitürik solüsyonunun 1 ml'sine eklenerek 15
dakika kaynayan su banyosunda tutuldu. Bu solüsyon
musluk suyunda soğutulduktan sonra absorbansı 532
nm'lik spektrofotometre ile (Shimadzu UV-1601,
Shimadzu, Kyoto, Japonya) ölçüldü. Malondialdehid
düzeyi, MDA-thiobarbitürik asit kompleksinin emilim
katsayısı (emilim katsayısı e: 1.56x10 cm-1. M-1)
ile hesaplandı ve sonuç proteinin miligramındaki
nanomol olarak ifade edildi.
Süperoksit dismutaz ölçümü
Süperoksit dismutaz aktivitesi, Spitz ve Oberley[16] ve
Woolliams ve ark.na[17] ait yöntemler kullanılarak ölçüldü.
Süperoksit dismutaz aktivitesinin tayini, 2-(4-iodofenol)-
3-(4-nitrofenol)-5-feniltetrazoliumklorid ile reaksiyona
girerek kırmızı bir formazan boya oluşturan süperoksit
radikallerini üreten ksantin oksidaz reaksiyonu temel
alınarak yapıldı. Süperoksit dismutaz aktivitesi bu
reaksiyonunun inhibisyon derecesi olarak belirlendi.
Sonuçlar ünite/miligram (U/mgr) protein olarak ifade
edildi.
Katalaz aktivite ölçümü
Katalaz aktivitesi Aebi[18] yöntemine göre ölçüldü.
Bu yöntem, hidrojen peroksitin (H2O2) parçalanma
hızının hız sabitinin (s-1, k) belirlenmesi esasına dayanır.
Hız sabiti, k=(2.3/Δt)(a/b) log (A1/A2) formülü
kullanılarak hesaplandı. Formülde A1 0. saniye, A2 15.
saniye absorbans değerlerini; a dilüsyon faktörünü, b
süpernatan protein içeriğini göstermektedir. Sonuçlar
k/mg protein olarak ifade edildi.
Miyeloproksidaz aktivite ölçümü
Dokuda polimorfonükleer lökosit (PMNL) birikiminin
hassas bir göstergesi olan MPO aktivitesi,
MPO'nun katalize ettiği H2O2 bağımlı tetrametylbenzidine
oksidasyonu kullanılarak saptandı.[19] Böbrek
örnekleri 1 gr olarak tartıldı ve %0.5 hexadecyltrimethylammonium
bromide (Sigma-Aldrich Corp, St Louis,
MO, ABD ile 9 ml 50 mM potasyum fosfat tamponu
(pH=6) içine konuldu. Örnekler buz banyosu içerisinde
20 saniye süre ile homojenize edildi (Ultra-Turrax
T25, Janke and Kungel GmbH & Co., KG Staufen,
Almanya). Bu homojenatlara 30 saniye süre ile ultrason
dalgası uygulandı (Sonoplus UW 2070, Bandelin
Electronic, Berlin Almanya) ve ardından 40 °C'de,
1200 g hızla, 15 dakika süre ile santrifüj edildi.
Miyeloproksidaz aktivitesi 460 nm'de absorbansda oluşan
değişiklik ölçülerek saptandı. Kullanılan tampon
içeriğinde, 50 mM potasyum fosfat, pH 6.0 (50 ml),
0.38 ml H2O2 (%0.3 solüsyon; Sigma-Aldrich Corp, St
Louis, MO, ABD) ve 8.34 mg 0-dianisidine hydrochloride
(Sigma-Aldrich Corp, St. Louis, MO, ABD)
vardı. Süpernatan 1:80 (süpernatan: tampon) oranında
karşılaştırıldı. Miyeloproksidaz birimi ∆A/min/g doku
olarak ifade edildi.
Histopatolojik inceleme
Sıçan böbrek doku örnekleri ayrı ayrı formalin
solüsyonunda tespit edilerek, rutin takip işlemleri
sonrası parafine gömülerek bloklandı. Beş mikrometrelik
kesitler yapılarak hematoksilen-eozin boyasıyla
boyandı ve ışık mikroskopu ile incelendi. Tüm örnekler
deney gruplarından habersiz olan aynı patolog
tarafından değerlendirildi. Böbrek hasarı; kesitlerde
saptanan, fokal glomerüler nekroz, Bowman kapsül
dilatasyonu, tübüler epitelyal dejenerasyon, tübüler
epitelyal nekroz, tübüler dilatasyon, intertisyal inflamatuvar
infiltrasyon ve konjesyona göre aşağıdaki
skalaya uygun olarak semikantatif olarak skorlandı: (–)
değişiklik yok; (+) fokal, hafif değişiklikler, (++) multifokal
belirgin değişiklikler ve (+++) yaygın belirgin
değişiklikler.
İstatistiksel analiz
İstatistiksel analizler Windows için SPSS (SPSS Inc.,
Chicago, IL, USA) 13.0 versiyon bilgisayar programı kullanılarak yapıldı. Veriler ortalama ± standart sapma
şeklinde sunuldu. Biyokimyasal verilerin istatistiksel
olarak değerlendirilmesi sırasında gruplar arası farkların
incelenmesinde tek yönlü varyans analizi (ANOVA)
ve ardından Tukey honestly significant difference testi
kullanıldı. Histopatolojik bulguların istatistiksel değerlendirilmesi
sırasında gruplar arasındaki anlamlı farkların
belirlenmesinde Kruskal-Wallis testi, iki grup
arasındaki farkın belirlenmesinde de Mann-Whitney
U-testi kullanıldı. P değerinin 0.05'ten küçük olması
istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
Şekil 1: Gruplara ait biyokimyasal değerlendirme sonuçları.
Histopatolojik bulgular
Kontrol ve kontrol + Β-glukan gruplarında hafif histopatolojik
değişiklikler gözlendi (Şekil 2a, b). Aortik
İR grubunda, fokal glomerüler nekroz, Bowman kapsül
dilatasyonu, tübüler epitelyal dejenerasyon, tübüler
epitelyal nekroz, tübüler dilatasyon, intertisyel inflamatuvar
infiltrasyon ve konjesyon kontrol grubuna
göre anlamlı yüksekti (p<0.05), (Şekil 2c). Aortik İR
+ Β-glukan grubunda ise fokal glomerüler nekroz, Bowman kapsül dilatasyonu, tübüler epitelyal dejenerasyon,
tübüler epitelyal nekroz, tübüler dilatasyon, intertisyal
inflamatuvar infiltrasyon ve konjesyonda anlamlı
azalma saptandı (p<0.05 vs aortik İR; Şekil 2d).
Aortik İR hasarı oluşumunda, SOR'nin oluşumu önemli bir yer tutar.[20] Doku O2 düzeyinin reperfüzyon sonucunda tekrar sağlanması ve moleküler O2'nin hücre içerisinde oksidatif enzimler tarafından indirgenmesi artmış SOR'nin ortaya çıkması ile sonuçlanır. Bilinen en önemli SOR'ler; süperoksit (O2-), hidrojen peroksit (H2O2) ve hidroksil (OH-) iyonlarıdır.[21,22] Süperoksit radikali, normal hücre metabolizmasında membran elektron transportu sırasında oluşan bir ara üründür.[21] İskemik koşullarda ise, hipoksantin ve ksantin katabolizması sırasında ksantin oksidaz katalizörlüğünde bir reaksiyon ile oluşur. Süperoksit radikalinden SOD katalizörlüğünde H2O2 oluştuktan sonra, H2O2 katalaz ve glutatyon peroksidaz katalizörlüğünde H2O ve CO2'ye dönüştürülerek inaktive edilir.[23] Bu basamakta; SOR'ye karşı savunma ve en önemli hücre içi antioksidan enzim sistemleri SOD, katalaz ve glutatyon peroksidazdır.
Kapan ve ark.[24] yaptıkları deneysel aortik IR modelinde renal doku SOD düzeylerinin kontrol grubuna göre İR grubunda anlamlı düzeyde yükseldiğini bildirmişlerdir. Mun ve ark.[25] da deneysel böbrek İR modelinde doku SOD ve katalaz düzeylerinin yükseldiğini bildirmişlerdir. Bu bulgularla uyumlu olarak çalışmamızda aortik İR grubunda böbrek doku SOD ve katalaz düzeyleri kontrol grubu ile karşılaştırıldığında anlamlı düzeyde yüksek bulundu. Bununla birlikte, aortik İR + Β-glukan grubunda doku SOD ve katalaz seviyelerinin aortik İR grubuna göre anlamlı azaldığı saptandı. Bayrak ve ark.[26] sıçanlarda yaptıkları deneysel böbrek IR hasarında Β-glukanın SOD düzeylerini anlamlı ölçüde azalttığını bildirmişlerdir. Bu noktada; İR sırasında SOR'nin aşırı üretiminin endojen antioksidan seviyelerine paralel olarak tüketime neden olabileceği bildirilmiştir. Ayrıca İR hasarı sırasında antioksidan enzim seviyelerinin; İR hasarının yaygınlığı, iskemi ve reperfüzyonun ayrı ayrı sürelerine ve spesifik doku antioksidan kapasitesine bağlı olduğunu düşünmekteyiz. Bu bulgular Β-glukanın antioksidan özelliği ile aortik İR'nin indüklediği oksidatif stresi anlamlı ölçüde azalttığını desteklemektedir.
Serbest oksijen radikalleri aracılığı ile oluşan İR hasarı lipid peroksidasyonu ile de ilişkilidir.[27] Serbest oksijen radikalleri sadece DNA ve protein düzeyinde zararlı etki göstermemekte, aynı zamanda fosfolipid ve poliansature yağ asitlerini içeren hücre membranında geçirgenliği bozarak, hücre içi kalsiyum birikimi ve hücre ölümüne neden olmaktadır.[27,28]
Bundan dolayı, hücre membranının lipid peroksidasyonu İR hasarının önemli bir basamağıdır ve MDA lipid peroksidasyonunun son ürünü ve hassas bir göstergesi olarak kabul edilmektedir.[15,29] Biz çalışmamızda aortik İR grubunda doku MDA düzeylerinde kontrol grubuna göre anlamlı yükselme saptadık. Aynı zamanda aortik İR + Β-glukan grubunda ise doku MDA düzeylerinde aortik İR grubuna göre anlamlı azalma saptadık. Bu bulgularımızla uyumlu olarak Toklu ve ark.[30] deneysel olarak sıçanlarda yanık hasarı ile oluşturdukları sepsis modeli ve oksidatif hasarda Β-glukanın böbrek MDA düzeylerinde anlamlı azalma sağladığını bildirmişlerdir. Şener ve ark.[31] ise nikotinin indüklediği oksidatif hasarda Β-glukanın böbrek ve mesane doku MDA düzeylerinde anlamlı azalma bildirmişlerdir. Bolcal ve ark.[32] da deneysel alt ekstremite İR hasarında Β-glukanın kas doku MDA düzeylerini anlamlı azalttığını bildirmişlerdir. Kayali ve ark.[33] ise Β-glukan ile yaptıkları deneysel spinal kord hasarında doku MDA düzeylerinde anlamlı değişiklik saptamamışlar ve bunu iskemi süresi ile ilişki olarak bildirmişlerdir. Bu sonuçlar, Β-glukanın böbrek dokusunda hücre bütünlüğünü koruyarak lipid peroksidasyonunu azalttığını desteklemektedir.
Aortik İR hasarında nötrofil infiltrasyonunun önemli bir role sahip olduğu bilinmektedir.[34] Lökositlerde lokalize bir enzim olan MPO, deneysel çalışmalarda uzak organ olarak pek çok dokuda olduğu gibi böbrek İR hasarında da nötrofil infiltrasyonunun göstergesi olarak kullanılmaktadır.[34,35] Çalışmamızda, MPO böbrek doku düzeylerinin aortik İR sonrası anlamlı yükseldiği saptandı. Bu sonuçla uyumlu olarak İR hasarının indüklediği böbrek ve akciğer doku MPO düzeylerinin artmış seviyeleri bildirilmiştir. Çalışmamızda, Β-glukanın MPO sevilerini de anlamlı oranda azalttığı saptandı. Bedirli ve ark.[36] ve Babayiğit ve ark.[37] deneysel sepsis modelinde oluşturdukları akut akciğer hasarında Β-glukanın akciğer doku MPO düzeylerini anlamlı azalttığını bildirmişlerdir. Bunun dışında Toklu ve ark.[30] deneysel oksidatif organ hasarında nötrofil infiltrasyonunun inhibisyonu ile böbrek MPO seviyelerinde anlamlı azalma bildirmişlerdir. Bu sonuçlarımız, Β-glukanın böbrek dokusunda aktive olmuş lökosit infiltrasyonunun inhibisyonu ile aortik İR'ye karşı böbrek koruyucu etkisininin olduğunu göstermektedir.
Çalışmamızda, Β-glukanın aortik İR'nin indüklediği böbrek hasarı ile ilişkili morfolojik değişiklikleri azalttığı saptandı. Şener ve ark.[38] histopatolojik olarak Β-glukanın böbrek dokusunda intertisyel inflamatuvar infiltrasyonu, tübüler epitelyal dejenerasyonu, Bowman's kapsül dejenerasyonunu ve glomerüler nekrozu anlamlı azalttığını ve normal böbrek dokusunu koruduğunu bildirmişlerdir. Bedirli ve ark.[36] ise deneysel sepsis modelinde Β-glukanın akciğer hasarı üzerine olan etkisini araştırmışlar; pulmoner infiltrasyon, konjesyon ve intraalveoler hemoroji açısından histopatolojik anlamlı iyileşme bildirmişlerdir.
Yukarıdakilerin dışında, Sandvik ve ark.[39] Β-glukanın antioksidan özelliği ile miyokard ve düz kas hücre kontraksiyonu üzerine indirekt etki ile kan basıncını artırdığını bildirmişlerdir. Yine Sandvik ve ark.[39] Β-glukanın organ koruyucu etkisinin altında yatan mekanizmanın artmış organ perfüzyonu olduğunu ve bu özelliği ile böbrek ve karaciğer hasarının azaltılmasına katkıda bulunabileceğini bildirmişlerdir. Bunların dışında Aarsaether ve ark.[40] ise koroner bypass cerrahisinde gelişen IR hasarında Β-glukanın antioksidan özelliği ile kardiyak koruyucu etki gösterdiğini klinik bir çalışma ile bildirmişlerdir.
Sonuç olarak, çalışmamızda Β-glukanın deneysel infrarenal aortik IR modelinde oluşan böbrek hasarını azalttığı histopatolojik olarak gösterildi. Doku MDA, SOD, katalaz ve MPO düzeylerinde İR grubuna göre Β-glukan + İR grubunda istatistiksel olarak anlamlı azalma saptandı. Yine de, Β-glukanın bu konudaki etki mekanizmasının ve hemodinamik etkilerinin; Β-glukan reseptörleri ve antagonist Β-glukanaz ile yapılacak çalışmalarla ayrıntılı olarak tanımlanması için farklı deneysel çalışmalara gereksinim vardır. Bu deneysel çalışmaların sonucunda, Β-glukanın İAA cerrahisinde gelişen böbrek hasarına etkisinin klinik olarak da araştırılabileceği düşüncesindeyiz.
Çıkar çakışması beyanı
Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması
aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını
beyan etmişlerdir.
Finansman
Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde
herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir.
1) Joyce M, Kelly C, Winter D, Chen G, Leahy A, Bouchier-
Hayes D. Pravastatin, a 3-hydroxy-3-methylglutaryl coenzyme
A reductase inhibitor, attenuates renal injury in an
experimental model of ischemia-reperfusion. J Surg Res
2001;101:79-84.
2) Gelman S. The pathophysiology of aortic cross-clamping and
unclamping. Anesthesiology 1995;82:1026-60.
3) Ozcan AV, Sacar M, Aybek H, Bir F, Demir S, Onem G, et al.
The effects of iloprost and vitamin C on kidney as a remote
organ after ischemia/reperfusion of lower extremities. J Surg
Res 2007;140:20-6.
4) Jamas S, Chen Y- CJ, von der Osten CH, Sinskey AJ, Rha
CK. Spectral analysis of glucan produced by wild-type and
mutant Saccharomyces cerevisiase. Carbohydr Polymers
1990;13:207-19.
5) Bedirli A, Gokahmetoglu S, Sakrak O, Ersoz N, Ayangil
D, Esin H. Prevention of intraperitoneal adhesion formation
using beta-glucan after ileocolic anastomosis in a rat bacterial
peritonitis model. Am J Surg 2003;185:339-43.
6) Vetvicka V, Tereyama K, Mandeville R, Brousseau P,
Kournikakis B, Ostroff G. Pilot Study: Orally- administered
yeast yeast b1,3-glucan prophylactically protects against
anthrax infection and cancer in mice. JANA 2002;5:1-5.
7) Onderdonk AB, Cisneros RL, Hinkson P, Ostroff G.
Anti-infective effect of poly-beta 1-6-glucotriosylbeta 1-3-glucopyranose glucan in vivo. Infect Immun
1992;60:1642-7.
8) Nakagawa Y, Ohno N, Murai T. Suppression by Candida
albicans beta-glucan of cytokine release from activated
human monocytes and from T cells in the presence of monocytes.
J Infect Dis 2003;187:710-3.
9) Berner VK, Sura ME, Hunter KW Jr. Conjugation of protein
antigen to microparticulate beta-glucan from Saccharomyces
cerevisiae: a new adjuvant for intradermal and oral immunizations.
Appl Microbiol Biotechnol 2008;80:1053-61.
10) Bell S, Goldman VM, Bistrian BR, Arnold AH, Ostroff
G, Forse RA. Effect of beta-glucan from oats and yeast on
serum lipids. Crit Rev Food Sci Nutr 1999;39:189-202.
11) Gu YH, Takagi Y, Nakamura T, Hasegawa T, Suzuki I,
Oshima M, et al. Enhancement of radioprotection and antitumor
immunity by yeast-derived beta-glucan in mice. J Med
Food 2005;8:154-8.
12) Wei D, Williams D, Browder W. Activation of AP-1 and
SP1 correlates with wound growth factor gene expression
in glucan-treated human fibroblasts. Int Immunopharmacol
2002;2:1163-72.
13) Dellinger EP, Babineau TJ, Bleicher P, Kaiser AB, Seibert
GB, Postier RG, et al. Effect of PGG-glucan on the rate of
serious postoperative infection or death observed after highrisk
gastrointestinal operations. Betafectin Gastrointestinal
Study Group. Arch Surg 1999;134:977-83.
14) Lowry OH, Rosebrough NJ, Farr AL, Randall RJ. Protein
measurement with the Folin phenol reagent. J Biol Chem
1951;193:265-75.
15) Draper HH, Hadley M. Malondialdehyde determination
as index of lipid peroxidation. Methods Enzymol 1990;
186:421-31.
16) Spitz DR, Oberley LW. An assay for superoxide dismutase
activity in mammalian tissue homogenates. Anal Biochem
1989;179:8-18.
17) Woolliams JA, Wiener G, Anderson PH, McMurray CH.
Variation in the activities of glutathione peroxidase and
superoxide dismutase and in the concentration of copper
in the blood in various breed crosses of sheep. Res Vet Sci
1983;34:253-6.
18) Aebi Y. Catalase in vitro. Methods Enzymol 1984;105:12-126.
19) Tullis MJ, Brown S, Gewertz BL. Hepatic influence on
pulmonary neutrophil sequestration following intestinal
ischemia-reperfusion. J Surg Res 1996;66:143-6.
20) Slater TF. Free-radical mechanisms in tissue injury. Biochem
J 1984;222:1-15.
21) Kiris I, Kapan S, Kilbas A, Yilmaz N, Altuntaş I, Karahan N,
et al. The protective effect of erythropoietin on renal injury
induced by abdominal aortic-ischemia-reperfusion in rats. J
Surg Res 2008;149:206-13.
22) Valko M, Leibfritz D, Moncol J, Cronin MT, Mazur M,
Telser J. Free radicals and antioxidants in normal physiological
functions and human disease. Int J Biochem Cell Biol
2007;39:44-84.
23) Valko M, Rhodes CJ, Moncol J, Izakovic M, Mazur M. Free
radicals, metals and antioxidants in oxidative stress-induced
cancer. Chem Biol Interact 2006;160:1-40.
24) Kapan S, Kiris İ, Kılbas A, Altuntas İ, Karahan N, Okutan H.
Eritropoetinin şıçan aortik iskemi reperfüzyonunda akciğer hasarı üzerine etkisi. Türk Göğüs Kalp Damar Cer Derg
2009;17:110-6.
25) Mun KC, Lee HG, Lee TH, Kim YH, Kwak CS, Kim SP, et
al. Effect of modified polyhemoglobin on the ischemia/reperfusion
injury in kidney. Transplant Proc 2003;35:99-100.
26) Bayrak O, Turgut F, Karatas OF, Cimentepe E, Bayrak R,
Catal F, et al. Oral beta-glucan protects kidney against ischemia/
reperfusion injury in rats. Am J Nephrol 2008;28:190-6.
27) Rodríguez-López JM, Sánchez-Conde P, Lozano FS, Nicolás
JL, García-Criado FJ, Cascajo C, et al. Laboratory investigation:
effects of propofol on the systemic inflammatory
response during aortic surgery. Can J Anaesth 2006;53:701-10.
28) Siems WG, Grune T, Esterbauer H. 4-Hydroxynonenal formation
during ischemia and reperfusion of rat small intestine.
Life Sci 1995;57:785-9.
29) Saçar M, Özcan V, Aybek H, Önem G, Demir S, Gökşin İ ve
ark. Vitamin C and iloprost attenuate skeletal muscle injury
caused by ischemia-reperfusion of the lower extremities.
Turkish J Thorac Cardiovasc Surg 2005;13:374-8.
30) Toklu HZ, Sener G, Jahovic N, Uslu B, Arbak S, Yeğen BC.
Beta-glucan protects against burn-induced oxidative organ
damage in rats. Int Immunopharmacol 2006;6:156-69.
31) Sener G, Toklu HZ, Cetinel S. Β-glucan protects against
chronic nicotine-induced oxidative damage in rat kidney and
bladder. Environ Toxicol Pharmacol 2007;23:25-32.
32) Bolcal C, Yildirim V, Doganci S, Sargin M, Aydin A, Eken
A, et al. Protective effects of antioxidant medications on limb
ischemia reperfusion injury. J Surg Res 2007;139:274-9.
33) Kayali H, Ozdag MF, Kahraman S, Aydin A, Gonul E, Sayal A, et al. The antioxidant effect of beta-Glucan on oxidative
stress status in experimental spinal cord injury in rats.
Neurosurg Rev 2005;28:298-302.
34) Kiris İ, Okutan H, Savaş Ç, Yönden Z, Delibaş N. Deneysel
aortic iskemi-reperfüzyon modelinde renal hasara gadolinium
klorürün etkisi. Turkish J Vasc Surg 2005;14:13-8.
35) Chatterjee PK, Todorovic Z, Sivarajah A, Mota-Filipe H,
Brown PA, Stewart KN, et al. Inhibitors of calpain activation
(PD150606 and E-64) and renal ischemia-reperfusion injury.
Biochem Pharmacol 2005;69:1121-31.
36) Bedirli A, Kerem M, Pasaoglu H, Akyurek N, Tezcaner T,
Elbeg S, et al. Beta-glucan attenuates inflammatory cytokine
release and prevents acute lung injury in an experimental
model of sepsis. Shock 2007;27:397-401.
37) Babayigit H, Kucuk C, Sozuer E, Yazici C, Kose K, Akgun
H. Protective effect of beta-glucan on lung injury after cecal
ligation and puncture in rats. Intensive Care Med 2005;
31:865-70.
38) Sener G, Toklu H, Ercan F, Erkanli G. Protective effect of
beta-glucan against oxidative organ injury in a rat model of
sepsis. Int Immunopharmacol 2005;5:1387-96.